Binali Yıldırım ve Süleyman Soylu düşmanlığının hakikati
İslam düşmanları ve fesat şebekeleri Müslümanlara ait sağlam hiçbir yapıyı sevmezler. Sağlam aile, sağlam eğitim, sağlam iman, sağlam ihlâs ve uhuvvet, sağlam dayanışma v.s. Bize ait sağlam ne var ise temellerinden sarsılıp, yıkılmasını isterler… Sağlam her yapı İslam düşmanlarını ve münafıkları kudurtur… İşte münafık FETÖ bile sağlam olan her ne var ise peşine düştü; parazit gibi değdiği yeri bozdu; sağlam polis, sağlam asker, sağlam aile, sağlam siyasetçi, sağlam düşünür bırakmadı. FETÖ’nün kucağına düşmeyenler ise ecdadın sağlam çocukları olarak kaldı, vatana millete hizmet ediyorlar ve imanlarına leke bulaşmadı!
Bu
dinsiz ve fesat şebekeleri Müslüman’a faydası olan her şeye düşmandırlar;
güneşten, yağmurdan, gölgeden fayda veren illimden bile rahatsızlar...
Onlar için Müslüman sanayici olmasın, düşünür olmasın, sanatçı olmasın hele
mümkünse İHA ve SİHA kısaca Türkiye’yi süper lige taşıyacak hiçbir şey
yapmasın. Bu hainliklerinde o kadar ileri gittiler ki; Müslüman’a özgürlük
sağlayan demokrasiden ve sandıktan bile nefret eder duruma geldiler… Şimdi bu
dinsiz ve fesat şebekeleri memleketimize aslanlar gibi hizmet eden başta yiğit
Erdoğan’ı ve onun vefalı dostu Binali Beyi ve hizmetine karasevdalı Süleyman
Soylu’yu sevemezler, çılgınca düşman olurlar… Dünyanın küresel alçakları, ruhu satılmış kukla bir yerde, bir mafya
ağzı vasıtasıyla çamur sıçratırlar… Oralardan buralara çirkef sıçratılmaya
devam edecektir ama şuurlu milletimiz her şeyin farkında…
Evet, Türkiye’nin makûs talihini değiştiren Ak Partisinin
düşmanları sağlam hiçbir kişilikten razı değiller, ölümüne nefret ediyorlar. Binali Beyin dostluğu en kara günlerde
Erdoğan’a gölge oldu. O karanlık günlerde, Süleyman Soylu ise İçişleri
Bakanlığını öyle bir çalıştırdı ki; kancık teröristlerin dağda nefes almalarını
bile işitir duruma gelerek, kartal pençesini geçirdiler... Bir devlet
başkanının Binali Bey gibi güvenilir dostları ve Soylu gibi cevval ve puştların
soyunu – sopunu temizleyen İçişleri Bakanı var ise elbette başarılar
çılgıncasına devam eder... Gövde temiz, bağırsaklar temiz birde sırtını
dayayacağın sağlam bir duvar var ise gerisi fasa fiso ve de düşman nedir ki?
Evet, dostluğu sağlam olandan, 24 saat çalışandan, hudut boylarında dolaşandan rahatsız oluyorlar… Alışmışlar arzu ve isteklerine göre hareket eden ve üretmeyen, var olanı ise kendileri tarafından talan edilmesine göz yuman vekile, bakana, başbakana... 70 sente muhtaç edilmiş, gaz lambasına ve ocağına esir edilmiş ve bile bile yokluk çektirilmiş eski Türkiye’ye hâkim olmak onlar için çok daha kolaydı. Şimdi havada ebabil kuşlarıyla uçanı kaçanı vuran bir Türkiye var. Üzeri betonlarla kapatılmış kuyuları açıp, petrolü millete sunan öz devlet var. Felçli ve yatalak Türkiye’nin hantal gövdesinin her tarafına sinir ve damar ağları gibi yollar, tüneller, köprüler döşeyerek ayağa kalkmasını ve maraton koşusuna katılmasını sağlayan gerçek bir Cumhurbaşkanı var. Ve zındıkların bu aralar topa tuttuğu gözüne uyku girmeyen, çat orada – çat burada, hudutta askerle beraber düşman gözetleyen bir gerçek soylu, PKK ve kirli yapıların korkulu rüyası, çalışkan vatan evladı İçişleri Bakanımız var. Birde dostluğuna, Müslümanlığına ihanet bulaştırmamış topal babanın sağlam karakterli oğlu Binali Bey var… Hain şebekeler, çalışkan ve üreten ve de sadakati ön planda tutan kişileri temsilen bu iki güzel insana düşmanlar ve iftiralar ile saldırıyorlar… Elbette öyle bir Cumhurbaşkanının böyle yiğit dostları sevilemezler! Onlar sevmesinler, bizler seveceğiz ve sevmeğe devam edeceğiz, yeter ki gâvurun oyununa gelip, bizi hayal kırıklığına uğratmasınlar… Allah, Erdoğan’dan ve Binali Bey gibi dostlardan ve Soylu gibi çalışkanlardan razı olsun.