Bin oyum dahi olsa birini CHP'ye vermem
HİZMET hareketiyle tanışmam 1977 yılında oldu. Hocaefendi İzmir Bozyaka'dayken... İlerleyen yıllarda hizmetin içerisinde bilfiil bulundum. 1988'de Zaman'da çalışmaya başladım. 1993'te İHA'nın kuruluşunda ayrıldım. Daha sonra Yörünge Dergisi, İhlas Dergi Grubu, Yeni Şafak'ta rızkımızı aradık. 2000'de yeniden Zaman'a döndüm. 2007'de emekli olmadan önce ayrıldım. Ardından Fotogol ve Fotospor'da çalıştım. Ve son durağım Milat...
Geçen onca yılda Hizmet hareketiyle bağımı hiç koparmadım. Her nerede ve ne surette olursa olsun, daima Hocaefendi'yi savundum, Hizmet'i savundum, cemaatin arkasında durdum. Israrla hem de...
Amma velakin, ne zaman ki işin içine siyasetle kavga girdi... Dur bakalım Süleyman dedim... Benim kafam çalışmıyor mu? Olanları görmüyor muyum?
Furuat-Teferruat meselesi
Hocaefendi, yıllar evvel "Ben fotoğrafımın çekilmesini istemiyorum arkadaş" demesinden sonra, onun bol bol fotoğraflarının çekilmesine ve görüntülerinin yayınlanmasına "Vardır bir bildiği" dedik... STV'nin ve Zaman'ın ilk yıllarında banka reklamları yasaktı ama sonradan banka reklamları çıkmaya başlayınca vardır bir bildiği dedik. STV'de tesettüre ters reklamlar dönmeye başlayınca da öyle dedik... STV'de, Cebrail'i, Azrail'i, ruhun bedenden ayrılışını kanatlı melekler gibi tasvir etmeye de böyle baktık... Başörtüsü yasağı döneminde, "furuattandır" dediğinde de vardır bir bildiği dedik... (Furuat, dinde birinci derecede olmayan yani imanın esasında olmayıp ama dinin dışında da görülemeyen konudur. Başbakanımızın söylediği gibi furaat, teferruat değildir. Çünkü teferruatın anlamı küçük ayrıntı demektir). Marmaray olayında, "İsrail'den izin alınmalıydı" dediğinde de vardır bir bildiği dedik... Amma bu kez yüreğim, "Vardır bir bildiği" demeye gitmiyor nedense...
CHP'ye oy vermek mi?
Bugünlerde bakıyorum da, Hizmet'in bazı yayın organları paso CHP adaylarını önplana çıkarıyor. Gün aşırı CHP adaylarını reklam ediyor... Ne oldu da Hizmet, CHP'ye çalışır oldu. Bu CHP değil mi Kur'an Kurslarının sayısına gıcık olan, bu CHP değil miydi İmam Hatip Liseleri'nin açılmasına ve hatta sayısının artmasına gıcık olan. Bu CHP değil mi, din görevlilerinin çokluğundan şikayetçi olan, bu CHP değil mi başörtüsünün yasaklanmasını isteyen, bu CHP değil mi başörtülü hanımların devlet memuru olmasını istemeyen, bu CHP değil mi okullarda Kur'an-ı Kerim, siyer, Arapça gibi din derslerinin okutulmasına gıcık olan...
Hocaefendi'nin işareti var mı?
Ne oldu da şimdi CHP'ye oy vereceğiz... Beni yıllardır gıcık eden bir partiye ben nasıl oy veririm. Bin değil milyonlarca oyum olsa, birini bile CHP'ye vermem. Şimdi kalkıp, AKP düşmanlığı sebebiyle CHP'ye oy verebilirsiniz demeye getirmek, Hizmet'e yakışıyor mu? Kimse bana, "Hocaefendi, CHP'ye oy verin" demedi, demez; demesin. Hocaefendi, bir işaret vermese, bu medya kuruluşları CHP'yi bu kadar önplana çıkaramaz.
Cemaat kendi ayağına sıktı
Dostlarım, arkadaşlarım, kardeşlerim, akrabalarım bana kızacaklar ama eminim ki içten içe kendileri de bunu düşünüyordur fakat dile getiremiyordur... Cemaat, kendi ayağına kurşun sıktı, sıkmaya da devam ediyor... Asıl amacın, yani dine hizmet'in dışına çıkıldığı artık gün gibi ortada... Siyasetle cebelleşmenin dine hizmetle ne alakası var Allah aşkına... Başbakan'a gıcık olduk diye, ne kadar gıcık işler varsa ortaya dökmenin mantığı nedir...
Daha önce de söyledim Cemaat veya Hizmet hareketi 35 yılda kazandığı itibarı, hoşgörüyü, sevgiyi, son 3.5 ayda hak ile yeksan eyledi. Kusura bakmayın dostlar, vallahi içim parçalanıyor bunları söylemeye ama şu CHP'ye oy verelim mantığı olmasa bunları yine de yazmayacaktım. Ama siz kalkıp medya organlarınızda, bu yıla kadar hiç de alışık olmadığımız bir biçimde CHP adaylarının reklamını yaparsanız, ben bunu başka şekilde yorumlayamam...
Buradan şunu öğrenmek istiyorum: Sayın Abdullah Aymaz Hocam, Sayın İsmail Büyükçelebi abi, Sayın Halit Esendir abi, Sayın Naci Tosun abi, Allah aşkına söyleyin, dostlar şimdi CHP'ye mi oy verecek... Nedir bu CHP goygoyculuğu... Nedir bu siyasetle bu derece içli dışlı olmak... Başbakan'ın hizmete yönelik ağır sözlerini duyuyoruz. İyi de, yıllardır size karşı hüsni niyetle yaklaşan Başbakan şimdi neden bunları söylüyor? Ona bu cümleleri söyleten sebepler nedir? Devlet içindeki hizmet sever kardeşler hangi kusurları işlemiştir de Başbakan bu derece kızgındır...
Velhasılı Hizmet'in son günlerdeki mantığını anlamakta güçlük çekiyorum. Çünkü ipin ucunu kaçırdılar... Hizmet artık dini mübini İslam'a hizmetten çıktı, siyaset yarışına, siyaseti dizayn etme gayretine sarıldı. Bunu görmemek için kör olmak lazım...