Bilimsiz Tezler ve Araştırma Merkezleri\u2026
"Lisansüstü Eğitimde Tecdit" başlıklı yazımı (Milat, 05.04.2018) son söz olarak "Tezsiz tezi olanlar tezli tezi olanlarla rekabet edemezu2026" diyerek bitirmiştim. Bazı okurlarım yorumlarıyla katkı vermesinin yanı sıra konunun daha da aydınlatılmasını istedileru2026
Yaygın bilinen anlamı ile, tez üniversitelerde öğrencilerin veya öğretim üyelerinin hazırlayıp bir sınav kurulu önünde savundukları "bilimsel" bir eserdiru2026 Basılı bir doküman anlamında üniversitelerimizde yüz binleri aşan tez vardıru2026
Asıl sorgulamaya çalıştığım ise, bu yapıtlarda (tezlerde) ispatlanması gereken bilimsel önerilerin, bir iddianın (müddea); bir araştırma ve irdelemeden elde edilen sonuca dayalı bir görüş veya ileri sürülen bilimsel bulgunun var olup olmadığıdıru2026
Tez; bir yapıtta savunulan ve sonuca varılıp elde edilen, bir kuramı, bir tutumu, bir görüşü kanıtlamak amacını güden sav anlamındadıru2026
Sorun tezlerimizdeki müddea/sav noksanlığıdıru2026
Enstitüleru2026
Önceki yazımda enstitüler ile ilgili şunu ifade etmiştim: "Devlet üniversiteleri olmak üzere lisansüstü eğitim yapılan bu kurumlar gelişmiş üniversitelerdeki başarılı örneklerde olduğu gibi yeniden yapılandırılmalıdıru2026"
Bu yazıma aldığım çok sayıda yorumdan birini sizlerle paylaşacağım. Değerli dostum Prof. Dr. F. Yavuz şu düşüncelerini iletmişti:
"Lisansüstü eğitimler, ABD'deki "Graduate School" gibi yapılanmalıu2026 Enstitüler idari birimlerdir, akademik birimler değildir. Enstitüler bir çatı altında toplandığında belirttiklerinize ilave olarak daha güçlü bir idari yapı oluşturulur; enstitülerin akademik birim olduğu anlayışı yıkılır; bazı anabilim dallarının farklı fakültelerde mükerrer kurulmaları önlenir; anabilim dalları çok disiplinli hale gelir ve böylece öğrenciler çok farklı dersleri daha rahat bir şekilde alabiliru2026"
Şunu ifade etmeliyim ki, enstitülerle ilgili bu önerilerimiz akademik çevrelerde olumlu karşılandıu2026
Araştırma ve Uygulama Merkezleriu2026
Üniversitelerimizde bir başka önemli sorun da Araştırma ve Uygulama Merkezleri'nin durumuduru2026 Üniversitelerimize bağlı Uygulama ve Araştırma Merkezlerinin toplam sayısı 2 bin 894'düru2026
Araştırma ve Uygulama Merkezleri'nde 1 müdür, 2 müdür yardımcısı görevlerine, hazırlanan merkez yönergesine göre öğretim elemanları arasından atama yapılması mümkündür. Buna göre "Uygulama ve Araştırma Merkezlerine" 8 bin 682 yönetici unvanı ihdas edilebilecektiru2026
Uygulamada bu merkezlerin çoğunun bir işlevi yoktur. Belki de sadece levhası hatta levhası bile olmayan merkezler vardır. Bir akademisyen ve eski bir üniversite yöneticisi olarak bazı üniversite yöneticilerinin üniversitelerindeki merkezlerin varlığından bile haberdar olmadığını müşahede ettimu2026
Merkezlerin bir kısmı da sosyal tesis niteliğindedir. Çok farklı örnekleri vardır. Bir üniversitenin "Yüksek İrtifa Araştırma Merkezi" kayak merkezindediru2026 Denize uzak bir üniversitenin "Deniz Araştırma Merkezi" yüzlerce kilometre uzakta sahildedir. Bu tip merkezler aslında muvazaa yoluyla personele sosyal tesis hizmeti sunmaktır. Ülkemizde birçok kamu kuruluşunun mevzuata uydurulmuş bu tür tesislerinin olduğu da hatırlanmalıdıru2026
Kısaca bazı merkezlerin üniversitelerin WEB sitelerindeki isminden başka bir varlığına rastlanılmazu2026
Bu merkezlerde her yıl 2-3 önemli araştırma yürütülebilse binlerce araştırmamız olmaz mı? Bu merkezlerde uygulamaya yönelik çalışmalar yapılsa üniversiteler ile iş dünyası arasında daha iyi bir ilişki kurulamaz mı?
Yenilenmeu2026
Enstitüler gibi Araştırma ve Uygulama Merkezlerinde de bir tecdit ihtiyaçtıru2026 İyi işleyen merkezler dışındakiler incelenerek ıslah edilmesi mümkün olanlar ıslah edilmeli, ıslahı mümkün olmayanlar ise kapatılmalıdıru2026
Yeni merkezler kurulurken standartlar yüksek tutulmalı, işlevsellik önemsenmelidiru2026 Bunlar kadro ve finansal olarak desteklenmelidiru2026
Son söz: İşlevi olmayan/kalmayan organ, asalak işlevi görüru2026