Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Şubat 2023

Bilimin depremle imtihanı

Yeni bir eve taşındık. Yandaki komşumuz sürekli eşine bağırıyor, eşi de ona... Uyutmuyorlar bizi. Kiraya taşındığımız yeni ev gibi deprem bölgesi de sakinlerini uyutmuyor. Gece gündüz gün boyu sallanan, sizi yatırmayan kötü komşu gibi... 6 Şubat’tan bu yana bir kısmı 6’dan büyük beş bin artçı deprem yaşandı. Sallanmaya da devam edecek.

Görkemli binaların tuzla buz olması yetmezmiş gibi, doğa tir tir titriyor, titretiyor, korkutuyor. Evi barkı yıkılarak sıfırlanan on binlerce insan soluğu ya öğrenci yurtlarında aldı yahut Türkiye’nin dört bir yanındaki akrabalarında… İşleri de kolay değil, yeni bir çevre, yeni bir ev, yeni bir iş, o da bulabilirlerse…

Büyük şehirlerimizdeki ev sahiplerine gelince, bildiğiniz gibi… Kırk bin kişinin hayatını kaybettiği, yüz bini aşkın insanın yaralandığı, milyonların hayatının ters yüz olduğu bir tufan bile onları kendilerine getirmedi. Zorda, darda, açıkta kalanlara karşı zalim ve merhametsizler… Allah’ın gücüne gitmez mi bu durum! Dilerim Rabbim, içimizdeki beyinsizler yüzünden milyonlarca insanı yeni felaketlerle karşı karşıya bırakmaz.

***
Maraş Depremi, deprem değil sanki mihenk taşı. Televizyonlar canlı yayın yapıyor, kameralar caddeleri adım adım dolaşıyor. Bir yanda sapasağlam ayakta dimdik duran gökdelenler, bitişiğinde ise tuz buz olmuş binalar. İyi ile kötünün, sağlam ile çürüğün ayrıştığı şehir merkezleri. Ahlakın imarla imtihanı gibi…

Kanuna, nizamlara, yönetmeliklere uygun yapılmayanlar yıkılmış, içindekileri de alıp götürmüş. Ahlaklı ve dürüst insanların yaptıkları dimdik ayakta. Hadi müteahhitler tüccar, mimar mühendis odaları ne halt etmiş onca yıl? Onların onayı olmadan inşaat mı yapılıyor bu ülkede?

Bu deprem bir bakıma Türkiye’de bilimi bayraklaştırmaya çalışan çürük zihinlerin iflası anlamına geliyor. Yeri gelince “bilim” adına mangalda kül bırakmayan mimar-mühendis odaları acaba dönüp bir eleştiri yapabilecekler mi? Bizim izin verdiğimiz, bilimselliğini onayladığımız, kontrol ettiğimiz binalar yıkıldı diyebilecekler mi? Sonuçta imar kanunlarını Diyanet İşleri Başkanlığı hazırlamadı. İnşaat izinlerini müftüler vermedi. Yapı denetimini de hafızlar yapmadı.

***
Maraş Depremi, bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Türkiye’nin kötülüğü için çalışanların varlığı daha belirgin hale geldi. Milletine inanan, devletine güvenen, milletin değerlerine saygı duyan bir insan, tekbir kelimesine karşı çıkabilir mi? Daha ilk günden deprem bölgesine koşup yıkıntıların altında kalanları kurtaran, sevincini de “Allahü Ekber” nidası ile dile getiren ekiplere laf etmek, en hafif ifade ile bu millete yabancılığın göstergesidir.

Deprem altyapıyı çökertti, yolları yarıp parçaladı, köprüleri yıktı, ancak devletin gücü kısa sürede bunların onarımı ve felaket bölgesine ulaşılması ile sonuçlandı. Milletin topyekun desteği ve hükümetin kararlılığı ile hiç vakit kaybetmeden yıkılan şehirlerimizi yeniden imar etmeye geldi sıra. Ancak imar edilmeyecek tek bir şey var o da çürümüş ahlaki değerlerle millete saldıran bozuk zihniyet.
Daha önce yalan ve iftirada sınır tanımayan televizyonlar, bu yalanlarına deprem bölgesinde de devam edince vatandaşın müdahalesi ile karşılaştı. Evi yıkılmış, aç ve açıkta kalmış vatandaşın imdadına devlet koşmuştu. Bunun fiili olarak yaşayanların önünde sen yalanlarını sıralamaya kalkarsan olacağı budur. Konuşturmazlar seni, ne şimdi ne de 14 Mayıs’ta… Nasıl ki, eli öpülesi annelerin Diyarbakır HDP binası önünde başlattığı eylemden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadıysa, Türkiye’de artık hiçbir şey 6 Şubat’tan önceki gibi olmayacak!