Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.89
Gram Altın
2444.11
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Bilim, umut ve özgürlük

Tarih boyunca inanç, ahlak, vatanseverlik, milliyetçilik, kutsal ve daha birçok şey adına yoksulluk, yolsuzluk, suç, utanç, yıkım, ayırımcılık ve nefret olarak niteleyebileceğimiz durumlar yaratıldı, cürümler işlendi ve hayatlar köreltildi.Yüzyılların köhnemiş kaynakları, kişileri ve kurumları insanları ve toplumları dar hapishanelerine aldılar ve kendi etraflarında insanlar için mezarlar inşa ettiler. Bilim, insan için mezar kazmak için değil, hayatı inşa etmek için yapılan bir faaliyettir. İnsanlığın en büyük kazanımı, bilimi sahici anlamda keşfetmiş olması, bilimsel faaliyeti gerçekleştirmiş olması ve bilimi kendi için hayat ışığı olarak görme imkanına ve olgunluğuna kavuşmuş olmasıdır.

Bilim olmadan insanın modernleşmesi mümkün değildir. Akıl, özgürlük, eşitlik ve insanlık değerleri, ancak bilim sayesinde mümkün olmakta ve insan modern olmaktadır. Modern olmak, insanın felsefe, bilim, sanat siyaset, edebiyat, maneviyat, kısacası her alanda aklını özgürce kullanmasıdır. Aklın kullanılmadığı yerde bilimden, felsefeden, sanattan, siyasetten, edebiyattan, müzikten ve insancıllıktan söz edilemez. Otoriter ve totaliter kişiler, kurumlar ve kaynaklar, insanların ve toplumların akıllarıyla oynayarak, akıllarını manipüle ederek, aklı tahrif ve iğfal ederek onlara hakim olmaya çalışırlar. Popülizm denilen sosyal ahmaklaştırma dalgası, propaganda, baskı ve korkuyla insanların akıllarını köreltme, işlevsizleştirme ve etkisizleştirme tufanıdır.

Batıl inançlar, gizemli olarak dayatılan sahte kutsallıklar, hep geçmişi yücelten geriye dönme hülyaları, sahte mucizeler ve kahramanlıklarla kurulu kurgular, insanlığı geliştirmedi, olgunlaştırmadı, ilerletmedi ve hiçbir sorununa merhem olmadı. İnsanlığın elinde olan en gerçekçi, somut ve verimli yol bilimdir. İnsanlık, bilim sayesinde kendisini kuşatan yoksulluğu aşabilir, yaptığı ahlaksızlıkların neden olduğu yozlaşmalarla yüzleşebilir ve umut dolu bir geleceğe yönelmek için neler yapılması gerektiğinin ışığını, umudunu ve özgürlüğünü bilimde bulabilir.

Bilim, hakikat olduğunu iddia etmek gibi sapkın bir iddiada bulunmaz. Bilim, kerameti menkul bir şekilde hakikat olduğunu iddia etmek yerine, insanın ve doğanın gerçekliklerini sürekli olarak keşfetmek için çalışan insani bir faaliyettir. Bilim, tamamen insan tarafından insanın, insanı ve doğayı keşfetmesi için gerçekleştirdiği insani bir tecrübedir. Bilimin değeri ve erdemi, tamamen insani olmasında yatmaktadır.

Bilimde, mutlak ve insan dışı hiçbir şey yoktur. Bilimin bütün verileri, sonuçları ve açıklamaları, insani, açık, göreli, değişken ve dinamiktir. Bilim, tek bir veriyi veya teoriyi mutlaklaştırmaz, kutsallaştırmaz ve doğmalaştırmaz. Bilim, yüzyıllar öncesinden insanlığa ve doğaya dair yapılan açıklamalara kendini hapsetmez. Bilim, insana ve doğaya dair söylenen hiçbir sözün son söz olmadığını, hep yeni ve daha iyi sözler söylenebileceğini, daha güvenilir sonuçlara ulaşılabileceğini umut ederek sürekli araştırma ve arayış merakıyla çalışmalarına devam eder. İnsan, olgularla ve gerçeklikle ilişkisini ancak bilimle, felsefeyle ve akılla kurabilir. Bilim ve akıl dışı kurgular üzerinden hayata, insana ve doğaya dair olgularla ilişkiler kurmaya çalışmak, insanı gerçeklikten kopartarak kurgular, fanteziler ve yanılsamalar dünyasının bir mahkumu haline getirmektedir.Bilim, hep kendini açık ve dinamik tutma çabası içindedir. Bilim, insanla başlar, insanla gelişir ve insanla hep ilerler.

Bilim, tek bir gerçeğe kendini hapsetmek yerine sürekli olarak gerçeklikleri keşfetmenin peşindedir. Bidat, hurafeler, yanılsamalar, kalıplar ve kurallar, insanları hep akıldan, bilimden ve felsefeden alıkoymakta, onları hep gerçek oldukları zannedilen vehimlerin ve yanılsamaların mahkumu haline getirmektedir.Bilim, insana ve doğaya sevgi duymayı gerektirmektedir. Doğayı ve insanı sahiden seven bireyler, doğayı ve insanı keşfetmek, araştırmak, anlamak ve anlamlandırmak için bilimsel faaliyetlerde bulunurlar.Mürşidi bilim, felsefe, akıl ve sanat olmayanın mürşidi, şeytandır. Sahte mürşitlerin ve kurtarıcıların tasallutundan ve zehirlemelerinden kurtularak aklın, bilimin ve felsefenin ışığında umutla ve özgürce hayata sarılma motivasyonumuzla kendimize dair her şeyi değiştirme dinamizmi ve iradesi ortaya koymalıyız.