Bilim, umut ve özgürlük
Tarih boyunca inanç, ahlak, vatanseverlik, milliyetçilik, kutsal ve daha birçok şey adına yoksulluk, yolsuzluk, suç, utanç, yıkım, ayırımcılık ve nefret olarak niteleyebileceğimiz durumlar yaratıldı, cürümler işlendi ve hayatlar köreltildi.Yüzyılların köhnemiş kaynakları, kişileri ve kurumları insanları ve toplumları dar hapishanelerine aldılar ve kendi etraflarında insanlar için mezarlar inşa ettiler. Bilim, insan için mezar kazmak için değil, hayatı inşa etmek için yapılan bir faaliyettir. İnsanlığın en büyük kazanımı, bilimi sahici anlamda keşfetmiş olması, bilimsel faaliyeti gerçekleştirmiş olması ve bilimi kendi için hayat ışığı olarak görme imkanına ve olgunluğuna kavuşmuş olmasıdır.
Bilim olmadan insanın modernleşmesi mümkün değildir. Akıl, özgürlük,
eşitlik ve insanlık değerleri, ancak
bilim sayesinde mümkün olmakta ve insan
modern olmaktadır. Modern olmak, insanın felsefe, bilim, sanat siyaset,
edebiyat, maneviyat, kısacası her alanda aklını özgürce kullanmasıdır. Aklın
kullanılmadığı yerde bilimden,
felsefeden, sanattan, siyasetten, edebiyattan, müzikten ve insancıllıktan söz
edilemez. Otoriter ve totaliter kişiler, kurumlar ve kaynaklar, insanların ve
toplumların akıllarıyla oynayarak, akıllarını manipüle ederek, aklı tahrif ve
iğfal ederek onlara hakim olmaya çalışırlar. Popülizm denilen sosyal
ahmaklaştırma dalgası, propaganda, baskı ve korkuyla insanların akıllarını köreltme, işlevsizleştirme
ve etkisizleştirme tufanıdır.
Batıl inançlar, gizemli olarak dayatılan sahte kutsallıklar, hep geçmişi yücelten geriye dönme hülyaları, sahte
mucizeler ve kahramanlıklarla kurulu kurgular, insanlığı geliştirmedi,
olgunlaştırmadı, ilerletmedi ve hiçbir sorununa merhem olmadı. İnsanlığın
elinde olan en gerçekçi, somut ve
verimli yol bilimdir. İnsanlık, bilim sayesinde kendisini kuşatan yoksulluğu aşabilir, yaptığı ahlaksızlıkların
neden olduğu yozlaşmalarla yüzleşebilir
ve umut dolu bir geleceğe yönelmek
için neler yapılması gerektiğinin
ışığını, umudunu ve özgürlüğünü bilimde
bulabilir.
Bilim, hakikat olduğunu iddia
etmek gibi sapkın bir iddiada bulunmaz. Bilim, kerameti menkul bir şekilde hakikat olduğunu iddia etmek
yerine, insanın ve doğanın
gerçekliklerini sürekli olarak keşfetmek
için çalışan insani bir
faaliyettir. Bilim, tamamen insan tarafından insanın, insanı ve doğayı keşfetmesi için
gerçekleştirdiği insani bir tecrübedir. Bilimin değeri ve erdemi, tamamen
insani olmasında yatmaktadır.
Bilimde, mutlak ve insan dışı hiçbir şey yoktur. Bilimin bütün
verileri, sonuçları ve açıklamaları, insani, açık, göreli, değişken ve
dinamiktir. Bilim, tek bir veriyi veya teoriyi mutlaklaştırmaz, kutsallaştırmaz
ve doğmalaştırmaz. Bilim, yüzyıllar öncesinden insanlığa ve doğaya dair yapılan
açıklamalara kendini hapsetmez. Bilim, insana ve doğaya dair söylenen hiçbir
sözün son söz olmadığını, hep yeni ve
daha iyi sözler söylenebileceğini, daha güvenilir sonuçlara ulaşılabileceğini
umut ederek sürekli araştırma ve arayış merakıyla çalışmalarına devam eder. İnsan, olgularla ve gerçeklikle
ilişkisini ancak bilimle, felsefeyle ve akılla kurabilir. Bilim ve akıl dışı
kurgular üzerinden hayata, insana ve doğaya dair olgularla ilişkiler kurmaya
çalışmak, insanı gerçeklikten kopartarak kurgular, fanteziler ve yanılsamalar
dünyasının bir mahkumu haline getirmektedir.Bilim, hep kendini açık ve dinamik
tutma çabası içindedir. Bilim, insanla başlar, insanla gelişir ve insanla
hep ilerler.
Bilim, tek bir gerçeğe kendini hapsetmek yerine sürekli olarak
gerçeklikleri keşfetmenin peşindedir.
Bidat, hurafeler, yanılsamalar, kalıplar ve kurallar, insanları hep akıldan,
bilimden ve felsefeden alıkoymakta, onları hep gerçek oldukları zannedilen
vehimlerin ve yanılsamaların mahkumu haline getirmektedir.Bilim, insana ve
doğaya sevgi duymayı gerektirmektedir. Doğayı ve insanı sahiden seven
bireyler, doğayı ve insanı keşfetmek,
araştırmak, anlamak ve anlamlandırmak için bilimsel faaliyetlerde
bulunurlar.Mürşidi bilim, felsefe, akıl ve sanat olmayanın mürşidi, şeytandır.
Sahte mürşitlerin ve kurtarıcıların
tasallutundan ve zehirlemelerinden kurtularak
aklın, bilimin ve felsefenin
ışığında umutla ve özgürce hayata
sarılma motivasyonumuzla kendimize dair
her şeyi değiştirme dinamizmi ve iradesi ortaya koymalıyız.