Dolar (USD)
35.17
Euro (EUR)
36.54
Gram Altın
2968.21
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Haziran 2017

Bilderberg toplantıları ve yeni senaryolar!

Suudi Arabistan, Bahreyn, BAE ve Mısır'ın da aralarında bulunduğu 7 ülke, Katar'la diplomatik ilişkilerini kesti. İlk yurtdışı ziyaretini Arabistan'a yapan Trump'ın malumunuz Kral Selman ve Sisi ile birlikte dünya küresine ellerini koyarak verdikleri pozun hemen ardından yaşanan bir gelişme bu! Güya Trump, Ortadoğu ziyareti sırasında, radikal ideolojinin daha fazla fonlanmaması gerektiğini söyleyince liderler de hemen Katar'ı işaret etmiş ve olanlar olmuş. Yani bugün gözümüzün önünde YPG terör örgütüne açıktan silah sevkiyatı yapan ABD'ye göre Katar, radikal ideolojileri fonluyor!

Bu arada küresel baronların tek dünya devletinin alt yapısını oluşturmak gayesiyle tertipledikleri Bilderberg toplantılarının da daha yeni bittiğini hatırlatalım. Bu konuya döneceğiz. Katar'la devam edelim.

Katar, bilindiği gibi gayri safi yurtiçi hasılası 202.45 milyar dolarla dünyanın en zengin ülkelerinden biri. 2008 krizinde 30 kat büyüyen iş adamlarının bugün 194 ülkenin 78'inde yatırımları bulanmaktadır. Aynı zamanda dünyanın bir numaralı likit doğalgaz ihracatçısı durumundadır. Örneğin Fransa şirketi Total en büyük tedarikini Katar'dan yapıyor. Keza Çin, Japonya, Tayvan ve Hong Kong da öyle. Peki, sıkıntı Katar'ın zengin bir ülke olması mı? Hayır, sorun bu değil.

Katar'la diplomatik ilişkilerin kesilmesinde bardağı taşıran son damlanın Katar Dışişleri Bakanı'nın İran'a yapılan ambargoya itiraz etmesi gösteriliyor. Fakat asıl neden; Katar'ın Hamas ve İhvan'a kapılarını açması, Mursi'nin yanında durması ve Türkiye'ye çekilen operasyonlarda her daim Erdoğan'ı desteklemeleridir. Kısacası Katar üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırma hamlesidir bu.

New York Times'ın Sykes Picot'ın 100. yılında yayınladığı haritadan da anlaşılacağı üzere küresel çete son zamanlarda İslam coğrafyasında din ve mezhep temelli bir savaş çıkartmak için yer yer senaryoda bazı değişikliklere gidiyor. Başından beri ifade ettiğim gibi ABD'nin nihai hedefi Çin dolayısıyla ABD kendini Pasifikte konumlandırmak istiyor. Britanya'da yaşanan terör saldırılarından da anlamaktayız ki Britanya'ya, Suriye üzerinden bölgede yeniden bir rol verilmek isteniyor.

Ve tüm bu planlamalar küresel baronların 1954 yılından beri düzenli olarak gerçekleştirdiği Bilderberg toplantılarında yapılıyor. Finansörlüğünü Rockefeller, Rothschild, J. Morgan, A. Carnegie gibi ailelerin akıl hocalığını Joseph Retinger ve Kissinger gibi kafaların, organizatörlüğünü de CIA'nın yaptığı, kamuoyundan sır gibi saklanan toplantılar bunlar. Öyle ki 1955 yılındaki Bilderberg toplantısından iki yıl sonra Roma Antlaşması imzalanarak birleşik Avrupa'nın temelleri atıldı.

İlk toplantı Oosterbeek şehrinde sahibinin eski bir Nazi SS üyesi olan Hollanda Prensi Bernhard'ın Bilderberg Oteli'inde yapıldı. Bilderbergçilerin belkemiği istisnasız ABD'nin dış politikalarını belirleyen CFR üyelerinden oluşmaktadır. Türkiye'de ise şu ana kadar 1959, 1975 ve 2007 yıllarında üç kez toplandılar. 1975 yılında İzmir Çeşme'de yapılan toplantıya dönemin İngiltere Muhafazakar Parti'sinin başkanlığını yapan ve sıradan bir isim olan Margaret Thatcher de katılmıştı.

Toplantıdan sonra birden yıldızı parlayan Thatcher, Lord Liverpool'dan sonra en uzun görevde kalma başarısını gösteren ve ilk kez üs üste üç seçim kazanan başarılı bir lider olacaktı. Başarısının sırrı ise İskoçya'da yapılan NATO toplantısında sarf ettiği şu ifadelerinde saklı; Karşımızda artık düşman kalmamıştır. Yeni bir düşman bulmamız lazım. Bundan sonra bu düşman İslam'dır! Guardian'da yayınladığı bir makalede ise "Yeni Bolşevizm İslam'dır" diyordu.

Bilderbegçilerin Türkiye'den temasa geçtikleri ilk kişi iflah olmaz bir Abdülhamid düşmanı olan Dr. Ziya Birgi'nin oğlu ve Fethi Okyar'ın damadı olan Muharrem Nuri Birgin oldu. Gerek 28 Şubat'ta gerekse Öcalan ve Gülen takasında aktif rol oynayan George Harris'in daimi Bilderbergçilerden olduğunu da hatırlatalım.

Bugüne kadar Türkiye'den de çok sayıda katılımcının dahil olduğu ancak karar merciinde olmadıkları bu toplantılar bugünlerde ABD'deki Virginia eyaletinin Chantilly kasabasında gerçekleşti. Bilderberg'in olmazsa olmazı Kissinger de oradaydı. İlaveten NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Google Yöneticisi Eric Schmidt ve elbette CFR üyeleriu2026 Chantilly kasabası ise Beyaz Saray'a sadece 50 km uzaklıkta! Ve bu toplantı biter bitmez Katar üzerinden Türkiye başta olmak üzere İslam dünyasına yine büyük bir tuzak kurulmaya başlandı. Din ve mezhep savaşlarının senaryosu yazılıyor.

Küresel şeytani düzenin Bilderbergçi baronları, dünyayı felakete sürükleyecek kaos planlarının altına imza atarken bizim eski dışişleri bakanının/ başbakanın ve avanesinin birinci gündem maddesi; pelikan! Bu nasıl bir sığlıktır anlamak mümkün değil! Eğer bizler küresel sistemin işleyiş şeklini, ciddiyetini, Bilderberg gibi toplantılarda yapılan şeytani planları komplo diyerek geçiştirir ve içeride hamaset yapmaya devam edersek emin olun bunun ağır bedellerine katlanmak zorunda kalırız. Bu bakımdan hamasetten uzak, aklıselim ve sağlam politikalarla yol almak durumundayız.