Big bang
Bilim adamlarına göre yaklaşık 15 milyar yıl önce, bütün maddesi toplu iğne başından küçük olan sıfır noktanın patlaması ile bugünkü kainat ortaya çıkmıştır. Big Bang adı verilen bu teori, kainatın tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder.
Ünlü fizikçi Stephan Hawking, "Artık hemen hemen herkes kainatın ve zamanın Big Bang'le başladığını kabul etmektedir" diyor.
Yani kainat ve dünya, ışık ve enerji patlamasıyla yoktan var olmuştur.
Ancak Big Bang kaotik, düzensiz ve tesadüfi bir olay değildir. Aksine, zeki canlıların ortaya çıkabilmesi için şartları titizlikle ayarlanmış ve insan aklının sınırlarının ötesinde bir hassasiyete ve karmaşıklığa sahip bir olaydır. Diğer bir deyişle kainatta son derece özel başlangıç koşulları meydana gelerek adeta bugünümüzü ve bizi görmüştür. Bu olgu Big Bang'in rastlantıyla değil de planlı bir ortaya çıkış olduğunun en net göstergesidir.
Mantığın prensibidir: "Var olan her şeyin bir sebebi vardır, öyleyse kainat var olduğuna göre onun da var oluşunun bir sebebi olmalıdır."
Biz biliyoruz ki, kainat sonradan ortaya çıkmıştır. Yani bir başlangıcı vardır. Öyleyse var olmasına üstün bir aklın sebep olduğunu söyleyebiliriz.
"Dünyayı, kainatı, insanı muhakkak Yaratan vardır" denildiğinde ateistler hemen "Peki o zaman Tanrı'yı kim yarattı?" diye sorarak akılları sıra yaratılma düşüncesini çürüttüklerini zannederler.
Ama ateistlerin göremedikleri, görmek istemedikleri bir husus vardır:
Allah ezelidir. Yani başlangıcı yoktur. Zamandan ve mekandan münezzeh, elle tutulur olmayan, kendi iradesi olan ve sınırsız kudret sahibi bir varlıktır.
Sonradan ortaya çıktığını bildiğimiz bir varlığın yaratıcısı muhakkak olmalıdır. Ancak başlangıcı olmayan, ezeli olan Yaratıcı hakkında bu soru anlamsızdır, boştur.
Kısaca ateistler, "Eğer her şeyin bir sebebi varsa Tanrı'yı neden bundan ayrı tutuyoruz" demekte haksızdırlar. Kainatın başlangıcı olduğuna göre elbette Yaratanı mevcuttur. Ancak ezeli olan Rabbimiz hakkında bu soru mantıksızdır.
DEĞİNİLER
u00b7 Televizyonda zıplarken kanal B'de başbakanımızın yurtdışı politikasından alaycı bir dille söz eden bir Gazi Üniversitesi profesörü dikkatimi çekti. "Türk Milleti İsrailliler gibi kültürlü ve bilgili değildir. Cahil ve kültürsüzdür." diyordu. Milletimizin tercihlerinden, başbakanımızdan aşağılayıcı bir üslu00fbpla söz ediyordu.
Kimmiş bu hoca deyip Google'dan bakınca Türkçü bir gazetenin yazarı olduğunu gördüm. Gel de şaşırma!
u00b7 BBC'de izlerken başörtülü muhabirleri dikkatimi çekti. Adı Şeyma imiş. Çok şükür bir tabu daha yıkıldı diye düşündüm.
u00b7 Kızılay'ımızın 3 yılda bir yapılan kongresi geçtiğimiz Pazar Ankara'da gerçekleştirildi. Başkan değişmedi ancak 10 yönetim kurulu üyesinden 8'i değişti. Vakıf ruhlu insanlar, bu konuda birikim ve deneyimi olanlar yönetime seçildi. İnşallah 6 yıllık yönetim kurulu üyeliğinden sonra başkan yardımcısı olarak göreve devam ediyorum. Hepinizin duasını bekliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsunu2026