Biden'ın anladığı dil
ABD Başkanı Joe Biden, seçildikten sonra iki ülkeyi
özellikle aramadı. Biri Türkiye’ydi. Senatörlüğü dâhil yönetici olduğu dönemde
Türkiye aleyhine tüm kumpaslarda parmağı ve imzası olan Joe Biden, (kendi
deyimi ile Bidenepulos) Ermeni ve Rum seviciliğini ortaya koyarak 23 Nisan günü
arayıp ertesi gün Ermeni soykırımını tanıyacağını Türkiye Cumhurbaşkanı’na
dikte etti.
Başkanlığını deklare edeceği G7 ve NATO zirvelerinde
ve sonrasında Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin ile görüşmelerinde de iki
ülkeye yönelik emrivakiler hazırlamıştı. Ancak Erdoğan ve Putin, Biden’ın elini
görmüş ona göre tedbirlerini almışlardı bile…
Türkiye aslında ilk tepkiyi, yani 24 Nisan’ın cevabını
bir gün önceden Kuzey Irak’ta Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım harekâtlarını
başlatarak vermişti. Erdoğan – Biden görüşmesinin yapıldığı 16 Haziran
zirvesine ise oldukça hazırlıklı gidilmişti.
ABD’ye ilk tepki yahut tedbir, iki yıl önce Türkiye Cumhuriyeti
ile Filistin arasında imzalanmış olan Güvenlik İşbirliği Anlaşması’nı Meclis’in
onayından sonra Cumhurbaşkanının imzalaması oldu. Anlaşma, Netanyahu’nun Gazze’de
yaptığı çocuk katliamına cevap niteliğindeydi. 4 Haziran 2021 günü resmi
gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile 15
Temmuz günü devletin zirvesi hep birlikte Libya’yı ziyaret etti. Dışişleri
Bakanı Mevlut Çavuşoğlu başkanlığındaki heyette Milli Savunma Bakanı, İçişleri
Bakanı, Genelkurmay Başkanı, MİT Başkanı ile İletişim Başkanı ve Cumhurbaşkanı
Sözcüsü de vardı. Bir Erdoğan eksikti heyette. Bu ziyaret, ABD ve AB’ye
Türkiye’nin icraatlarından milim taviz vermeyeceğinin fiili anlatımıydı.
Biden ile görüşmesinde Erdoğan, ABD’nin YPG terör
örgütüne yağdırdığı silahları öne çıkardı ve Türkiye’nin terörle mücadelesini
anlattı. Türkiye’nin terör örgütlerine karşı mücadelesinin belgeler ve
fotoğraflarla anlatıldığı İngilizce hazırlanmış bir kitabı da koydu ABD
Başkanı’nın önüne…
1,5 saat süren zirvede, ABD ve Türkiye arasında hemen
her şey konuşuldu. Ancak zirveden akılda kalan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
yanındaki tercüman oldu. Çeviri için bir zamanlar Ecevit’in despotluk yapıp Meclis’ten
kovdurduğu Merve Kavakçı’nın kızı Fatma Gülhan Kavakçı’nın seçilmesi, sadece
ABD’ye, FETÖ’ye değil, Türkiye’deki İslam ve başörtüsü düşmanlarına da en
tepeden anlamlı bir cevaptı.
***
Biden’ın seçim bölgesi Delawere, Rum nüfusun yoğun
olduğu bir bölge. Biden’ın yarım asırlık politik hayatı Türkiye’ye karşı dalaverelerle
dolu. Başkan Yardımcısı Hint-Jamaika karışımı Kamala Harris ise seçim bölgesi
olan Kaliforniyalı Ermenilerin baskısı altında. Bu ikilinin barış dilinden
anlayacağını ummak saflıktan başka bir şey değildi. Türk devlet aklı da bunu
gördüğü için onların anladığı dilden cevabını verdi.
Erdoğan – Biden zirvesinin yan tesiri Türkiye’deki
muhalefetin sesini kesmesi oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşme sonrası direkt
Azerbaycan’a giderek Şuşa Beyannamesi’ni imzalaması ise ABD ve Batılı ülkelerin
bağrına saplanan bir ültimatomdu. Çünkü imzalanan Savunma ve Güvenlik İşbirliği
Anlaşması” ile Azerbaycan’a en küçük saldırıda hukuki olarak Türkiye de
doğrudan karşılık verebilecek.
İşgalci ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden sonra tüm
masrafları ABD’ye çıkararak Türkiye’nin orada kalacak olması, zirvede uzlaşma
sağlanan tek konu olması açısından önemliydi ancak tali bir konuydu.
Türkiye’nin Afganistan’da kalmasının asıl faydası, Suriye’den sonra Türkiye’ye
en fazla göç veren bu ülkede istikrarın sağlanarak göçün önlenmesi olacaktır.
Korona tehlikesini aşı ile bertaraf ettiğimiz Haziran ayının en büyük kazancı, Batılıların ve onların içimizdeki hempalarının anladıkları dilden seslerini kısarak Türkiye’nin önünü açmak olmuştur.