Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Temmuz 2021

Biden'a Diz Çöktürten Güç!.. 'Yahudi Nazizmi-Siyasal Siyonizm'

Yahudi gerçekliğini doğru analiz edebilenlerden biriside Louise Marchalko’dur. Aslen Macar olan Marchalko Bolşevizm ve vahşi Kapitalizm’in arkasındaki sinsi gücün kim olduğu ile ilgili fikirleriyle tanınır.1945’te Bolşevikler, henüz Macaristan’ı işgal etmeden ülkesini terk etmek zorunda bırakılmıştı. Yahudilerin milletleri yok etme planlarını anlattığı “Dünya Hâkimleri Yahudi” isimli kitabını mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Çünkü; “Yahudi Nazizmi-Siyasal Siyonizm” anlaşılmadan günümüz meseleleri çözümlenemez.

Dünyamız bugün ister açık isterse gizli olsun “Yahudi Nazizmi-Siyasal Siyonizm” ‘in hâkimiyeti altına girmiş bir Yahudi hapishanesidir. Bunu anlamak için basit bir yöntem kâfidir. Nasılki XRAY cihazları detayları ortaya çıkarabiliyor ise, belirli usuller kullanılmak suretiyle “Yahudi’nin Dünya Hakimiyeti” meselesi de kolayca ortaya çıkarılabilir. Bugün yeryüzünde her konuda sınırsız denilebilecek ölçüde özgürlük varken bu özgürlükler Yahudi’nin eleştirilmesi için asla kullanılamaz, Kullananlar, itibarsızlaştırılarak yok edilir.

Yahudi, hiçbir vakit beynelmilel bir tip olmamıştır. Onlar bulundukları memleketlerin lisanlarını kullanan, isimlerini alan görünüşte vatanperver, iş ahlakına sahip iş insanlarıdır. Bunlar Yahudiliğini inkâr etmeyenlerdir. Bir diğer kısım ise atadan dededen Yahudi olup geçmişi karanlıktır kimse onların Yahudiliklerini bilmez. Onları da vatansever milliyetçi, solcu, liberal siyasetçi, vekil, bakan başbakan, bürokrat, asker, olarak görürsünüz. Hiç kuşkusuz en tehlikeli olanlar bu kriptolardır. Onları ancak ve ancak icraatlarından anlayabilirsiniz. Dışardan destekli olmaları nedeniyle en belirgin özellikleri “yaptırtmam” demeleridir. Ülkelere ve ülkemize en çok zararı bu kriptolar vermişlerdir.

İster açık ister kripto olsun bir Yahudi’nin sadakati, menfaatiyle çelişene kadardır. Asla ve asla ruhunu teslim etmez. O her zaman Yahudi’dir. Diğerleri ise onlar için Goim’dir. Yahudi’nin hedefi “Dünya Hakimiyeti”dir. Bu hedef için oluşturulmuş Siyon protokollerinde “Gizlilik kuvvetimizin temelidir” der. O bakımdan Şişli’de, Londra, Brooklyn ve NewYork’ta hiç kimse sakallı ve cübbeli bir Yahudi’ye rastlamaz. Bizden devşirdikleri hain yapı FETÖ’de ilhamını bu siyon protokollerinden almıştır. İsrail için ne demişlerdi? “Güneyde en sevdiğimiz ülke” ...

Hristiyanlık zavallı bir şekilde aslından koparılmıştır. Bu koparılış adım adım ve sinsice gerçekleşmiştir. Hz İsa’nın (A.S.)’ın tebliğinde, ”Yahudi Nazizmi-Siyasal Siyonizm” ile mücadele vardır. Fakat bu mücadele Hristiyan din adamları tarafından maalesef ki terk edilmiştir. Toplum hayatından uzak uyuşuk din adamları Yahudilik karşısında teslim olmuşlardır. Böylece Yahudilik Hristiyanlığın içine gıdım gıdım zerk edilmiştir. En sonunda Protestanlık doğmuş, Protestanlık ile birlikte Yahudilik kiliselere girmeye başlamıştır. Protestan vaizler vaazlarında hep Tevrat ve Talmut’tan alıntılar yaptılar. Böylece Hristiyanlık Yahudilik ’ten ilham alan bir şekle büründü. Bundan en çokta İngiliz Protestanlar etkilenmiştir.19ncu yüzyılda kendilerini kayıp onuncu kabile olarak görenler bile olmuştur.

Nejat Özden yazısı_07f1259bd1f37c9edf02dc1ebd91869a.jpg

Ortaçağ Hristiyanlığı ise yeniçağ Hristiyanlığından daha akıllı ve ileri görüşlüydü. Onlar, Bu günküler gibi Yahudi gücü karşısında diz çökmediler. Yine onlar, “Yahudi Nazizmi” ‘inin Hz İsa ve Hz Meryem’den nefret ettiğini biliyorlardı. Talmut ve Tevrat’ta Hristiyanlık’dan nefret vardı. Sadece Hristiyanlık içinde değil, bütün cemiyetler için bir tehdit ve tehlike olduğunu da bilmekteydiler. Fransa Kralı 2. St.Louis 1240’ta Talmud’un toplatılıp yakılmasını emretmişti. Çünkü Talmud’ta Hz Meryem hakkında ahlaksız ithamlarda bulunuluyordu...

Tarihi vetirede bütün toplumlar Yahudileri hep tehdit ve tehlike olarak olarak görülmüşlerdir. Bunun nedeni birçok imparatorlukta; Roma, İspanyol, Osmanlı’da maddi ve manevi kuvvetleri kontrol altına alarak çöküşüne neden olmalarıdır… Napolyon: ”Bu Yahudiler çekirgelere, yaprak kurtlarına benziyorlar ve benim Fransa’mı mahvedecekler” demiştir. Nitekim sadece Fransa değil bugün Avrupa Yahudi’nin kontrolü altındadır. Ferdinand ve İzabella onları İspanya’dan atmışlardı…

Fransız ihtilaline kadar Yahudiler mahkemeleri satın almak hariç kitleler üzerinde bir tesir kuramamışlardır. Şu bir gerçektir ki Tevrat, Torah ve Talmut onlara dünyanın hakimi olmalarını vaaz ediyordu. Onlar Allah’a değil Yahudi Nazizm’inin vaaz ettiği Dünya hâkimiyetine iman etmektedirler.

Fransız ihtilalinden sonra para ve finans gücü sayesinde basın yayını, basın ve yayın sayesinde de fikir akımlarına yön verip kitleleri kontrol eder hale geldiler. Avrupa ve Amerika önce finansla sonra medya gücüyle “Yahudi Nazizmi-Siyasal Siyonizmin” etkisi altına alındı.

Bugün ABD’de kitleler Yahudi nasıl isterse o şekilde düşünen Goim’ler haline gelmiştir. Bu etki bizde de yok değildir. Bugün anası, yavrusu Türkiye siyasetinin muhalefetinin savunduğu fikirlere bakarsanız bunu rahatlıkla görebilirsiniz. Zira muhalefetin savunduğu fikir “bunu ben daha güzel yaparım değil yaptırmam” şeklindedir.

Maalesef 19.asrın bütün fikir hareketlerinin öncüsü Yahudiler olmuştur. Başarı için hem parayı hem de ihtilalleri bir silah olarak kullanılmışlardır. Beynelmilel sosyalist teşekküllerinin başında Yahudi Marx ve Lassale vardı. İkisi de katıksız Yahudi idi ve ırklarının hor ve hakir görülmesinin intikamını sınıf mücadelesi kisvesi altında almaktaydılar. Her şey Yahudi Dünya Hâkimiyeti” için kurgulanmıştı. Bolşevizm, Kapitalizmden doğarak proleteryanın hâkimiyetini kuracaktı fakat burada amaç çalışma şartları ve yaşam standartlarını yükseltmek değil, proleteyayı ”Goimleştirmek” ti. Fakat bunun anlaşılması için 1990’lara gelinmesi gerekti.

Yahudi Nazizmi’nin hedefi Dünya Hâkimiyeti iken Siyasal Siyonizm’in hedefi Büyük İsrail’i kurmak olmuştur. Dünya Hâkimiyeti için üç ana hedef; Para ve Sermaye ile medyanın ele geçirilmesi, ülkelerin özgürlüğünü ve gelişmesini savunan lider ve fikir adamlarının yok edilmesiydi.

Geçmişte ve bugün ülkemizde uygulanan da tam da budur. İsrail Devletinin önündeki engel Abdülhamid Han ve Osmanlı idi. Abdülhamid Han tahtan indirildi İmparatorluk on yıl gibi kısa bir süre içerisinde paramparça edildi. Sonra İsrail kuruldu… Bugün ise; hedef “Büyük İsrail”dir. Bunun içinse Sayın Erdoğan’ın indirilmesi bu ülkenin parçalanması gerekmektedir.

Hristiyanlık zaman içinde Yahudi Hristiyanlığına dönüşmüştür. Hristiyanlığından utananlar mı dersiniz yoksa Hristiyanlığın modasının geçtiğini düşünenler mi sonunda “Evanjelik” mezhep ortaya çıktı. Siyonist Hristiyanlar. Daha sonra Hristiyanlık müntesiplerince formalite bir din haline geldi. Hz İsa’ya atfedilen “benim krallığım bu dünyada değil” sözü Yahudiliğe yaslanıp yan gelip yatma şeklinde yorumlandı. Bundan istifade eden Yahudi üç amacını da gerçekleştirmiş oldu. Doğuda Bolşevik, batıda Kapitalist iki dünya kuruldu. Bir üçüncüsünün İslam Dünyasının kurulması ise sürekli engellendi.

20.asrın başlarında Hristiyanlık Yahudi Nazizm’inin emri altında birer Goim haline gelmişti. Elit ve yönetici tabaka her türlü kontrol altındaydı. Entellektüeller ise baskı altında konuşamıyordu. İkinci dünya savaşına gelindiğinde Kapitalist dünyanın başında Yahudi Roosevelt, Komünist Dünya’nınkinde ise Yahudi Marks ve Lenin’in fikirleri ile hareket eden Stalin vardı. İkisi de bu hayalin gerçekleşmesine hizmet ettiler. O günün en büyük düşmanı ise “Yahudi Nazizmi-Siyasal Siyonizm” ‘in baş düşmanı olan Hitler’di. Hitler yok edildi. Güya Kapitalist-Kominist kavga vardı.

Dünya Hâkimiyet fikri üç koldan ilerlerken para ve sermaye, basın yayın ve en nihayet liderlikler ele geçirilmişti. Aradan geçen zaman içerisinde gördüğümüz manzara şudur; Komünizm sadakatle Siyonizm’e hizmet edip tedavülden kaldırılmıştır. Kapitalizmin şu anki temsilcisi AB-D’dir. Temsilciliğin Çin’e doğru kaydırıldığını görmekteyiz. AB-D’nin zengin görünümü çöküşüne mani olamayacak...

Peki, yerine ikame edilmek istenen şey nedir?

Elbette “Tek Dünya Devleti ”

Ortadoğu’da parçalanmalar İsrail’in etrafında ki güvenlik sorunu içindir. Bu sorun halledilene kadar parçalanmalar devam edecek. Amaç; küçücük parçalara ayrılmış şehir devletleridir…

Bugün yeryüzünde gördüğümüz manzara şudur; Biden gibi bidon kafalı liderlerin önünde diz çöktüğü İsrail eski Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in Özel Kalem Müdürü 12 çocuklu anne Rivka Ravitz değil, “Yahudi Egemenliğidir” şahsiyetsizleştirilmiş Hristiyan topluluklar. Teslim alınmış sözde Hristiyan ve Müslüman kukla liderler. İğrençleşmiş bir dünya var. Eğer aksi olsaydı Bidon kafa Biden Afrika ve Ortadoğu’daki 12 çocuklu annelerin tümüne aynı saygıyı gösterip önünde diz çökerdi. Ya da fakir, gelişmekte olan Asya ve Afrika ülkelerinin nüfus artışını kontrol altına almak için baskı ve zulme başvurmazdı. Hele hele işgal ettikleri topraklarda masum kadın ve çocukları katletmezlerdi.

15 Temmuz’da FETÖ başarılı olsaydı 1200 yıldır Âlemi İslam’a hizmet etmiş bu millet de “Otorite” olarak kabul edilen bu gücün önünde diz çöktürülecekti. Güce değil sadece Allah’a iman etmiş az bir topluluk o gece diz çökülen bu güce karşı destan yazdı.

Elbet gelecekte bir gün gelecek. O gün ağaçlar ve taşlar dile gelecek ve ”Ey Müslüman! Gel arkamda saklanan Yahudi’yi öldür” diyecek…