Biden Döneminin Kodları
ABD Başkanlık koltuğuna Biden’ın oturmasıyla birlikte küresel düzende Obama’nın güncelleştirilmiş üçüncü dönemi başladı. Göreve başlar başlamaz imzaladığı kararnameler ABD’nin yeniden uluslar üstü kuruluşlara entegre olduğu bir dönemin başladığını gösteriyor.
Ancak başlayan bu yeni dönemle birlikte uluslararası
ekonomik ve siyasi dengeler de değişim gösterecek. Trump gibi milliyetçi bir
başkan döneminde uluslararası ilişkilerde genel olarak ülke isimleri ön plana
çıkarken, Biden gibi liberal bir başkan döneminde daha küçük grupların isimleri
ön plana çıkacaktır. Çünkü küreselciler için ülkelerden çok küresel sermaye
sahiplerinin çıkarları daha önemlidir. Dünyayı tek bir ülke gibi düşünüp ona
göre politika izlerler.
Parasal genişleme…
Yeni dönemde ABD merkez bankası FED öncülüğünde parasal
genişlemenin yaşanacağı ancak zenginlerin daha zengin olacaklarını söylemek
mümkündür. Gelir dağılımı adaletsizliğinin giderek arttığı liberal dönemlerde
zenginlerin çıkarları doğrultusunda hareket edilir. Dünya genelinde para
miktarı arttığı için bir refah artışı gibi gösterilse de, gelir dağılımının
adaletsiz olmasından dolayı suni bir zenginleşme olduğu söylenebilir. Çünkü
artan para miktarı üretim kaynaklı olmayıp finansal kurumların genişlemesinden
kaynaklıdır. Bu da bir büyümeye değil, adeta bir şişmeye işaret eder.
Terör
örgütleri…
Biden döneminde Obama döneminde olduğu gibi (Trump dönemi de aynı şekildeydi)
ABD’nin terör örgütlerine desteklerinin devam ettiği bir dönem olacaktır.
PKK/PYD, FETÖ gibi terör örgütlerine verilen desteklerin sürdürüldüğü bir dönem
olacaktır. Çünkü sermaye grupları bu örgütleri maşa olarak kullanırken “kaz gelecek yerden tavuğu esirgemezler.”
Örneğin; Suriye’de PKK/PYD’ye verdiği destek ile Suriye’deki petrol bölgelerine
çöküp oradan daha fazla kazanç elde ediyorlar.
Psikolojik
Savaş…
Özellikle küresel medya organlarının desteğiyle
oluşturdukları algı operasyonları sayesinde birçok ülkede seçimlerde kendi
destekledikleri adayların seçilmesini sağlamaya çalışacaklar. Özellikle sosyal
medya şirketleri istedikleri hesabı kapatarak bu sürecin başladığını açık bir
şekilde ilan ettiler. Bugün ABD eski başkanı Trump’ın sosyal medya hesaplarının
kapanmasıyla başlayan süreç, yeni bir dönemin başladığının ilanı oldu. Arap
Baharı ve Gezi olayları sürecinde halkın sosyal medya üzerinden örgütlendiği
düşünülürse, bu örgütlenmeleri kendi istedikleri gibi olması için çeşitli
hesapları kapatarak veya etkisini azaltarak yönlendirmeye çalışacaklardır.
Türkiye…
Dikkat edilirse son günlerde muhalif kesimde erken seçim
söylemleri giderek artmaya başladı. Biden’ın geçen aylarda ortaya çıkan
röportajında da belirttiği üzere Türkiye’de muhalefeti destekleyeceğini beyan
etmesi ile bu süreci başlatma gayretindeler. Boğaziçi Üniversitesi eski
rektörünün de atamayla gelmesine rağmen yeni rektöre yapılan itirazlar da bu
bağlamda gerçekleşmektedir. Küresel sermaye sahipleri finanse ettikleri
örgütler (vakıf, dernek, parti vb.) üzerinden çıkaracakları sivil hareketler
ile yeni bir dönem başlatmaya çalışacaklar. Bu hareketlerin en güçlü
destekçileri de Gezi olaylarında da görüldüğü üzere küresel basın ve medya
organlarının yanında bu dönemde “özgürlükçü” olarak lanse edilen sosyal medya
şirketleri olacaktır.
Küresel sermaye grupları
Biden öncülüğünde bu gibi faaliyetlere başlasa da Türkiye özellikle son
yıllarda bu örgütlerle mücadelesinde büyük ölçüde başarılı oldu. Devlet
kademelerinden bu örgütlerin temsilcilerinin temizlenmesi, teknolojik gelişim,
güçlü istihbarat ve emniyet ağıyla bunlara müsaade etmeyecektir.
Sonuç…
Bilgiye erişimin bu kadar hızlı ve kolay olduğu ancak doğru bilgiye erişimin de bir o kadar yavaş ve zor olduğu bir çağda yaşıyoruz. Çünkü gerek gazete ve televizyonlarda, gerekse sosyal medyada o kadar çok yalan haberler yapılıyor ki, doğrusu ortaya çıkara kadar yalan hızla yayılmış oluyor. Özellikle küresel sermaye şirketlerinin finanse ettiği yorumcular üzerinden bu bilgi kirliliği hızla yayılıyor. Bize düşen, uyanık olup gelen bilginin doğruluğunu araştırarak hareket etmektir.