Bi bitmediniz ya…

Cunta heveslisi bir takım emekli amiralin, Cumhurbaşkanımıza, politikalarına, hükümete ve daha önemlisi Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik hadsiz ifadeler içeren küstahça bir bildirisiyle uyandık pazar sabahına.

Demek ki aklını, vicdanını ve varlığını istimlak ettirmiş, kökü dışarıda hainlerin maşası olmuş, içinden çıktığı milletini aşağılayarak kendini üstün zanneden, halkın yüzde 51 oy vererek seçtiği ve teveccüh ettiği yöneticileri itibarsızlaştırmak isteyen, 15 Temmuz’da milletin üzerine kurşun yağdıran, beyinleri pörsümüş, karanlık odakların uşağı olmuş bazı zevat hangi masada hazırlandığı belli olan bir paçavra bildiri ile bu millete diz çöktürebileceğini zannediyor.

Bu türlü bildirilerin cevabını 27 Nisan’da sözümüzle, 15 Temmuz’da kanımızla vermiştik. Ne tez unuttunuz milletin elinde paçavraya döndüğünüzü. Apoletlerinizin nasıl söküldüğünü, nasıl rezil bir hayata mahkûm olduğunuzu ve dahası millete kumpas kuranların nasıl susturulduğunu size tekrar tekrar hatırlatmamız gerekiyor herhalde.

Görev başında olduğunuz zamanlarda içinizde FETÖ yuvalanırken, istihbari bilgiler PKK’ya verilirken, onlarca evladımız sizin komutanızda şehit olurken neredeydiniz. Şimdi tarihin çöplüğüne atılmış, köhne ve karanlık fikirlerinizle emekli lokallerinden devlete ve millete ayar vereceğinizi mi zannediyorsunuz?

Bu milletin tarihi yürüyüşünü, terörle ve teröristle en üst seviyede mücadele edişini, ülkenin her alanda yükselişini, yerli ve milli savunma alanında karada, denizde ve havada başarıdan başarıya koşmasını hazmedemeyen cuntacı zihniyet kudurmuş ve rahatsız olmuş anlaşılan. Atatürk ve Atatürkçülüğün arkasına sığınarak kendi mel’un emellerini gerçekleştirme peşinde olan bu zevat bu tavırlarıyla gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisindedir. Bu zevat; millet iradesine karşı bu gibi anti demokratik girişimlerden, küstahça darbe imalı bildirilerden, milletin kendilerine verdiği rütbeleri millete karşı kullanmaya kalkan bedhahlardan bir sonuç alabileceğini zannediyor, kılıf olarak da milletin kendilerine verdiği rütbeyi kullanma cehaletini gösteriyor. Büyük Türk Milleti demokrasiye, devlete ve millete sadakatle bağlı, rütbesini üniformasını siyaset malzemesi yapmayanları baş tâcı yaptığı gibi, rütbesini kirli emellerine alet edenlerin de apoletlerini sökmesini bilmiştir. Nasıl söktüğünü tarih göstermiştir, gerekirse tekrar gösterir de.

Uluslararası fitne odaklarının, içimizdeki fetö ve terör işbirlikçilerinin her buldukları fırsatta kinlerini kustuklarını görüyoruz. Şimdi de Montrö üzerinden hükümete, millete ayar vermeye çalışıyor, kanal İstanbul bahanesiyle bir meydan okumaya yelteniyor, karanlık odaların, zehirli locaların maşası olmaktan vazgeçmiyorlar. Açık bir darbe çağrısı yapan bu bildiriyi yayımlayanlar ve destekleyenler hâlâ bu milletin verdiği vergilerden aldıkları yüksek yüksek emekli paraları ile saltanat sürüyor ama ihanet planlarından vaz geçmiyorlar.

Bir bildiri ile hükümetin düştüğü, anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla krizlerin çıktığı, gece operasyonları ile bankaların hortumlandığı, ithal bakanlar ile ülkenin IMF kapılarında dilenci olduğu, tankların gölgesinde siyasete ayar verildiği, otel lobilerinde milletvekili pazarları kurulduğu, kapalı kapılar ardında toplum mühendisliği yapıldığı günler çok geride kaldı beyler. Darbe bildirisi ifade özgürlüğü değil, düpedüz darbe kalkışmasıdır ve cezası da bellidir. Ayar vermeye yeltendiğiniz bu millet size öyle bir ayar verir ki aklınız uçar. Görmek istiyorsanız 15 Temmuz’a bakın. Eğer akşamdan kalma değilseniz bunu anlayabilir, aklınızı başınıza devşirirsiniz. Adını kullandığınız kurum bile “Böyle bir bildiri yayınlamanın demokrasimize zarar vermekten, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekten ve düşmanlarımızı sevindirmekten başka bir işe yaramayacağı açıktır. Bağımsız Türk yargısının gereğini yapacağına inancımız tamdır.” Diyerek sizi reddetmiş ve hatta yargıya havale etmiştir. Yıllardır içeride ve dışarıda vatan ve millet düşmanları ile amansız bir mücadele içindeyken ve hiçbirinizden ses çıkmazken şimdi uydurduğunuz bir suni gündemle kaos simsarlığına soyundunuz. Hırs, ihtiras ve şahsi emellerinize alet etmeye çalıştığınız TSK, milletimizin sevgisi, güveni ve duasına ram olmuş bir kurumdur. Fitne-fesat ve yıkıcı girişimlere meyledenleri de bu millet beddualarıyla helak eder unutmayın.

Vesayet sevdanız kursağınızda kalacak ama bu millet sizi övgüyle değil nefretle anacaktır.