Beynimiz neyi sever?
İnsan sıklıkla kendini tanıma ve anlamada güçlük çeken bir varlık. Mutluluk kızgınlık sakinlik gibi sıfatlar arasında dönüp dolaşır. Bazen içi içine sığmazken, bazen de sıkıntıdan patlar.
Dilinin ucuna gelen bir kelimeyi saatlerce hatırlayamazken bazen de makinalı tüfek gibi dilinden ballar akar. Beynimizi ve psikolojik yapımızı anlamak ve tanımlamak oldukça zor ve çok gizemli bir durum.
Yıllar önce beni bu alanda uzman olmaya iten sebep de bu gizem ve muamma olsa gerek. Beyinle ve sinirlerle ilgili eğitimimi tamamlarken bildiklerimiz ile son yıllarda öğrendiklerim arasındaki dağlar kadar fark da bu işin başında olduğumuz fikrine götürüyor beni..
Çoğumuzun hafızasına kazınan doğru bildiğimiz birçok yanlışla bu gün yüzleşmiş durumdayız. Daha birkaç yıl önce beynimizde bulunan hücrelerin doğuştan itibaren sabit olduğu fikri. şöyle yada böyle çeşitli sebeplerle ölen beyin hücrelerinin yerlerinin boş kaldığı fikrine bu gün bir çoğumuz gülüyor ve olur mu diyoruz.
Belki onlarca yıl içinde bu günkü bilgilerimize de gülebileceğiz.
Yıllar önce yaşanmış acı tatlı güzel çirkin hatıralarımızın saniyelerden daha kısa bir zaman dilimi içinde hatırlayarak her gün yaşadığımız hatırlama mucizesini bugünkü bilgilerimizle dahi çözmüş değiliz.
Bugün biliyoruz ki ne yerseniz o olursunuz sözünün en önemli muhatabı da yine mucize beynimiz. Yeme ve içmede dikkat etmemiz gereken hususlara riayet ettiğimizde daha mutlu olmamızı sağlayan hormonları beynimize salgılattığımız gibi unutkanlık hafıza kaybı gibi hastalıklara karşıda korunma elde etmiş oluyoruz.
Aldığımız her nefesi içimize çekerken derinlere indirebilirsek beyin hücrelerine bayram yaşatabiliyoruz. Çok sık tükettiğimiz ekmek tam buğday unu olmalı.
Yediğimiz şekerler doğal olmalı. Yürüyüş yüzme eksersiz gibi desteklerle damarlarımızdan akan kan hareketlendirilirse de beyin hücreleri bayram ediyor.
Unutkanlık, dalgınlık, konsantrasyon eksikliği yorgunluk uyku düzensizliği sıkıntı depresyon ve stres gibi çağımızda çok sık şikayet konusu edilen problemlerin çözümünde beyin hücrelerimizin beslenmesi ile ilgili yanlışlarımızı bu gün sorgulayarak nerede hata yapıyoruz sorusunu sorarak araştırmamız gerekiyor.
Uykudaki kalitenin bozulmasıyla ilgili sorunların yumağında yine beyin hücrelerimiz aklımıza geliyor. Çünkü vücudumuzda bulunan herhangi bir doku ve organımızın beyinde temsili bir merkezi muhakkak vardır. Uyku, açlık ve tokluk, hiddet ve gerilim hasılı her şeyimizin merkezi beyindir.
Beslenme de yaptığımız yanlışlar beynimiz için çok önemli olduğuna göre çoğumuzun ortak paydası olan ruhsal bedensel ve manevi sorunlardan arınmada beyin sağlığının ayrı bir önemi ve değeri olsa gerek.
Beslenme düzenimizi ve yaşam tarzımızı düzelttiğimiz zaman bir çok amansız beyin hastalığına karşı aktif korunma sağlayabiliyoruz.
Hastalıklar gelmeden beyin ve ruh sağlığımızı korumak aslında tamamen bizlerin elinde. Yeter ki kararlı olalım ve uygulamaya başlayalım yarın çok geç olabilir. Efendimiz hastalıklar gelmeden sağlığımızı korumamızı bize öğüt veriyor.
Alacağımız bu basit tedbirlerle bile beynimizi korumamız ve hastalıkları ile de yüzleşmeden yaşamımızı sağlıklı sürdürmemiz mümkün olabilir. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.