Beyinsiz NATO !
Latin Amerika ülkelerinde sokak gösterileri aldı başını gidiyor. Ortadoğu ülkelerinde savaşların yanı sıra devam eden iç karışıklıkların yanında, Pakistan Hindistan arasında, Hindistan’ın işgal ettiği Keşmir meselesi savaşa dönme aşamasında. Ukrayna Rusya arasında devam eden Kırım meselesi, Balkanlardaki aktör devletlerin güç çekişmesi, Çin’in içerde soydaşlarımız Doğu Türkistanlılara yaptığı soykırım ve dışarda bölgesel etkinliğini artırma çabası bütün hızıyla devam ediyor. Amerika ve Rusya’nın sınırımızda etkinliklerini sürdürmek için yaptıkları planlar da ortada. Dünya cadı kazanı gibi kaynıyor ama ülke olarak gündemimiz yine laiklik, yine Kemalist maskesi takmış belirli kesimlerin estirmek istediği rüzgâr ve yine hiçbir kıymeti olmayan suni meseleler…
Birkaç gün önce ajanslara düşen ve açıklamanın hedefindeki ülke olarak ciddi ses getirmesi gereken haberin, bu seviyesiz ve mesnetsiz gündem içinde kaybolup gidişini görünce “Laikliği bu topraklarda millet birbirini yesin, bu sayede paryalığı devam etsin diye icat etmişler” demekten alamadım kendimi.
Economist dergisine verdiği röportajda Fransa Cumhurbaşkanı Macron, "Şu anda yaşadığımız NATO'nun beyin ölümüdür" dedi. ABD'nin NATO'ya danışmadan Suriye'den askerlerini çekmesini eleştiren Macron, "ABD ile NATO müttefikleri arasında stratejik karar alma süreçlerinde hiçbir şekilde koordinasyon yok. Hiç. Aynı zamanda bir diğer NATO üyesi Türkiye'nin, çıkarlarımızın söz konusu olduğu bir bölgede, koordinasyonsuz saldırgan eylemleri var" dedi.
NATO müttefikliği çerçevesinde “güvenlik sorunu olarak operasyon yapan Türkiye ile, çıkar meselesi olarak göre Fransa ve diğer üyeler arasında yaşanan çekişmenin NATO’yu nereye götürecek?
NATO, kuruluş gayesi ve o günden bu güne yaptıklarıyla, öncelikle ABD olmak üzere emperyalist Avrupa ülkelerinin çıkarını koruyan bir yapıdır. Gayesi budur. Emperyalist Batının bizim gibi ülkelerdeki çıkarlarını koruyan, bizi “hedef” olarak gören emperyalist anlayışın tezahürü bir kuruluş.
Bu çerçeveden bakınca NATO’da olmak, bizim açımızdan inanç, prensipler, fayda ve müttefiklik anlamında ne kadar saçma ise, Avrupa ve Amerika için de o kadar saçmadır aslında. Süreç içinde bu çatışma daha da ayyuka çıkacak göreceğiz. Çünkü:
Dün Batıya boyun eğen bir ülke olarak onların siyasi iktisadi ve politik dayatmalarına boyun eğen bir ülkeydik ve NATO bünyesinde olmamız onlara faydalıydı. Bugün çıkarımızı ve güvenliğimiz için kendi politikalarımızı oluşturmamız, dayatmalarına boyun eğmeyişimiz çıkar çatışması doğuruyor. Macron’un “"Stratejik ve siyasi olarak bir sorunumuz olduğunu kabullenmemiz lazım. Belki de NATO'yu yeniden gözden geçirmeliyiz" demesi bir çıkar çatışmasında, durumun doğal olarak Avrupa lehine olması gerektiğini ifade şeklidir.
Düşmandan korunmak için kurdukları bir yapıda, kadim düşman olarak gördükleri bir ülkenin varlığı, “kendi güvenlik ve çıkarı için politik ve askeri hareketler yapması” tabir caizse NATO”cuların beyin devrelerini yakmış. Macron, NATO Antlaşması'nın bir üyeye yapılan saldırıyı tüm üyelere yapılmış sayan ve kolektif savunma öngören 5'inci maddesine inancının sürüp sürmediği sorusuna ise, "Bilmiyorum. Ama 5'inci madde yarın ne ifade edecek? Eğer Beşar Esad rejimi Türkiye'ye misilleme yapmaya kalkarsa buna dahil olacak mıyız? Bu kritik bir soru." diyor.
İngiltere’nin AB’den ayrılmak için başlattığı Brexit sürecinden sonra Avrupa güvenlik kaygısıyla ne yapacağını şaşırmış vaziyette. ABD’ hegemonyasından kurtulmak için zaman zaman Avrupa ordusu kurmaktan bahsetseler de bunu ABD onayı almadan yapamayacakları da ortada.
NATO aynı AB gibi emperyalist BATI KURULUŞUDUR. Ve Batının çıkarları için vardır. Bize düşen hazır beyin ölümü de gerçekleşmişken, bir an önce NATO’dan ayrılmak ve alternatif yapıların tesisini ikame etmektir. Ol vesile beyinsiz bedenleri de güdebilme imkanı doğacaktır belki de…