Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2431.93
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Eylül 2021

Beyinlerimizdeki Türkiye sınırları

Afganistan’da ABD hezimetinin en mühim sebeplerinden biri olarak, Afgan savaşçıların Hollywood filmleri seyretmemiş olmaları gösteriliyor.

Moğollar girdikleri ülkelerde öylesine bir vahşet uyguluyorlar, bu vahşet öyle korku salıyordu ki, savaşacakları ordular korkudan daha savaşmadan teslim oluyorlardı.

Milletimizin genlerinde var olan “cihangirlik” vasfını, ruhunu, 100 yıldır maruz bırakıldığımız CHP eğitim sistemi resetledi.

Bu, CHP’nin misyonuydu.

Bugünlerde sık duyduğumuz “Libya’da ne işimiz var, Suriye’de ne işimiz var, Azerbaycan’da ne işimiz var” hezeyanları, bu dramatik, bu hazin çöküşün tezahürüdür.

Devlet-i Aliyye”nin sınırlarının, coğrafi haritalardan silinmesinden daha vahimi, daha acısı, daha acıklısı, o sınırların Türk insanlarının beyinlerinden silinmesidir.

“Devlet-i Aliyye”nin sınırlarının ulaştığı her yerde işimiz vardır, işimiz olmalıdır.

Oralarda işiniz olmazsa, Anadolu’da da işimiz kalmayacaktır.

Düşmanlarımızı, “Devlet-i Aliyye”nin sınırlarında tutmak mecburiyetimiz vardır.

Bir zamanlar Şarlken’in elçilerine İstanbul’da verdiğimiz tek cevap gibi, “Atlarımızın nallarının değdiği her yer bizimdir”.

Büyümezsek küçülürüz.

Almanlar; “Bir zamanlar Almanların olan, her zaman Almanlarındır” derler.

Bir kez bizim olan, her zaman bizimdir.

İngiltere, Fransa, Rusya, başka yerlerde işleri olmakla, İngiltere, Fransa, Rusya oldular.

İngiltere’nin ve İngilizlerin, her zaman Dünya’nın ta öbür ucunda, Çin’de, Avustralya’da Güney Afrika’da Hindistan’da, Afganistan’da işleri olmuştur.

Bizimse burnumuzun dibinde işimizin olmaması düşünülemez.

Kilis’e 40 km mesafedeki kadim Türk şehri Halep’i düşman toprağı sayamazsınız!

Sizin Musul’da işiniz olmazsa, başkalarının Diyarbakır’da işleri olacaktır.

Türkiye’nin “Yaşam Alanı”, “Lebensraum”u, Devlet-i Aliyye’nin sınırlarıdır.

Türkiye’nin sınırları; halâ, Fas’ın Atlas Okyanusu sahillerinden, Sudan’ın, Habeşistan’ın güneylerinden, Yemen’in Hint Okyanusu sahillerinden, Hürmüz Boğazından, Maveraünnehir’den, Kazan Hanlığı, Kırım Hanlığı hudutlarından, Tuna boylarından Adriyatik’e iner.

Çizdiğimiz bu sınırlar içinde Türkiye; siyasi, iktisadi, askeri güç olarak, her an, rakipsiz, bir numara olmak zorundadır.

Bu sınırlar içerisindeki her meselede, masanın üçüncü köşesi her zaman Türkiye’ye ait olmalıdır.

Medyamız, sinemamız, edebiyatımız, şairimiz, şiirimiz, türkümüz, sazımız, sözümüzle bu sınırların içini doldurmaya, bu sınırlar içindeki her yerde, her an, olmaya, bulunmaya mecburuz.

Vaktiyle, halkımızın, türkülerimizin, aşıklarımızın, hayalleri, irfanları, düşleri, hedefleri, hülyaları Bosna’lardan, Bağdat’lara, Buhara’lara uzanırdı:

Nasıl vasfedeyim sultanım seni

Rumeli, Bosna’yı değer gözlerin

Akranın bulunmaz ruh-i revanım

İzmir’i Konya’yı değer gözlerin

Hüsnüne yakışır, Yusuf nişanı

Seni sevenlerin artar efkarı

Kars’ı Ardahan’ı Erzurum Van’ı

Delhi, Buhara’yı değer gözlerin

Ben seni severim, ezel ezeli

Bana cefa etme Dünya güzeli

Bağdat’ı Basra’yı Acem Şiraz’ı

Büsbütün Dünya’yı değer gözlerin

Dün, bir Erzurumlunun, Erzurumlu bir aşığımızın beynindeki sınırlarımız, Bosna’dan Basra’ya, Bağdat’tan Buhara’ya, uzanıyor, Şiraz’ı Delhi’yi kapsıyordu.

Bugün, halâ sarsılmadan sürdürülen CHP’li eğitim sistemi ise, insanlarımıza, “İzmir’in sınırlarımızın dışında olduğu” hayalleri kurduruyor.

“Suriye’de ne işimiz var” politikasının baş aktörü CHP’nin İzmir milletvekili Ali Yiğit, 'İzmir, Türkiye'den ayrılsın AB'ye girsin' derken, CHP’li İzmir Belediye Başkanı, İzmir için “ayrı bayrak, ayrı para” istiyor.

Yazık!..

O “Cihangir Milleti” ne hale getirdiler.