Beyin ve beslenme
İnsan yaşamında olmazsa olmaz organlardan en önemlisi beyin olsa gerek. Vücut ağırlığının %2 gibi bir kısmına tekabul etmesine rağmen akciğerlerimizle aldığımız oksijenin %25'ini kullanıyor olması dikkate değer sanırım. Bu bakımdan beynimize kan götüren ve getiren damarlar, diğer organlardakine göre, sayı bakımından daha fazla ve daha geniştir. Normal boyutlardaki yetişkin bir insanın beyin ağırlığı ortalama bir buçuk kilogram kadardır.Hafıza ve zeka yada algılamalarımız nöron ismini verdiğimiz sinir hücrelerinin mucizevi bir hüneri..Mikroskop altında incelediğimizde çalı gibi karmaşık ve birbirine sayısız bağlarla adeta milyarlarca hücrenin kurduğu bu şebekenin tüm hünerleri hücre bağlantılarını birbiri ile entegre eden kimyasal bazı hormonlar sayesinde olmaktadır.Bu maddelerin ortamda yeterli olduğu durumlarda bilgi alışverişi ve iletişim sağlıklı olmakta.Buda aldığımız gıdaların dengeli olması ve zararlı atıkların da zamanında atılması ile mümkündür.
Beyin hücrelerimizin enerji olarak kullandığı gıdalarda son derece sınırlı olup en önemli olmazsa olmaz gıdası da oksijen ve şekerdir.Milyarlarla ifade edilen hücre sayısı yanında her hücrenin binlerce uzantı ile birbirinden haberdar olması bu kompleks organ üzerine yapılan sayısız çalışmanın sebebi olsa gerek.Bir zamanlar bilgisayar yada telefon sistemine benzetilerek anlaşılması kolaylaştırılmaya çalışılan beyinle ilgili bilgilerimiz artmaya devam ettikçe sanırım onu anlamamız onu çözmemiz de daha zorlaşacak gibi görünüyor.
Yıllar önce beni bu alanda uzman olmaya iten sebep de bu gizem ve muamma olsa gerek. 1980 li yıllarda beyinle ilgili eğitimimi tamamlarken bildiklerimiz ile son yıllarda öğrendiklerim arasındaki dağlar kadar fark da bu işin başında olduğumuz fikrine götürüyor beni..
Çoğumuzun hafızasına kazınan doğru bildiğimiz bir çok yanlışla bu gün yüzleşmiş durumdayız.Daha birkaç yıl önce beynimizde bulunan hücrelerin doğuştan itibaren sabit olduğu fikri. şöyle yada böyle çeşitli sebeplerle ölen beyin hücrelerinin yerlerinin boş kaldığı fikrine bu gün bir çoğumuz gülüyor ve olur mu diyoruz.Belki onlarca yıl içinde bu günkü bilgilerimize de gülebileceğiz.Özellikle beyin felci gibi durumlarda tahrip olan nöronların tamiri hususunda ve yeniden işlerlik kazanmaları hususunda önümüzdeki on yıllar önemeli gelişmelere gebe gibi duruyor.
Yıllar önce yaşanmış acı tatlı güzel çirkin hatıralarımızın saniyelerden daha kısa bir zaman dilimi içinde hatırlayarak her gün yaşadığımız hatırlama mucizesini bugünkü bilgilerimizle dahi çözmüş değiliz.Çeşitli teori ve kuramlarla açıklamalar yapsak ta bu mucizevi yönümüz hala bir muammau2026telefonla iletişim yada bilgisayar teknolojisi gibi olağan üstü başarılarımız bile bu muamma ve mucizeyi anlamamızı tam sağlamış değil.
Bugün biliyoruz ki ne yerseniz o olursunuz sözünün en önemli muhatabı da yine mucize beynimiz değerli okurlarımu2026Yeme ve içmede dikkat etmemiz gereken hususlara riayet ettiğimizde daha mutlu olmamızı sağlayan hormonları beynimize salgılattığımız gibi unutkanlık hafıza kaybı gibi hastalıklara karşıda korunma elde etmiş oluyoruz.
Unutkanlık, dalgınlık, konsantrasyon eksikliği yorgunluk uyku düzensizliği sıkıntı depresyon ve stres gibi çağımızda çok sık şikayet konusu edilen problemlerin çözümünde beyin hücrelerimizin beslenmesi ile ilgili yanlışlarımızı bu gün sorgulayarak nerede hata yapıyoruz sorusunu sorarak araştırmamız gerekiyor. Uykudaki kalitenin bozulmasıyla ilgili sorunların yumağında yine beyin hücrelerimiz aklımıza geliyor.Çünkü vücudumuzda bulunan herhangi bir doku ve organımızın beyinde temsili bir merkezi muhakkak vardır.Uyku açlık ve tokluk hiddet ve gerilim hasılı her şeyimizin merkezi beyindir.Beslenme de yaptığımız yanlışlar beynimiz için çok önemli olduğuna göre çoğumuzun ortak paydası olan ruhsal bedensel ve manevi sorunlardan arınmada beyin sağlığının ayrı bir önemi ve değeri olsa gerek.. Beslenme düzenimizi ve yaşam tarzımızı düzelttiğimiz zaman bir çok amansız beyin hastalığına karşı aktif korunma sağlayabiliyoruz.Hatta bugün ruh sağlığı ile ilgili sorunların büyük bir çoğunluğu da yine beynimizle ilgili yaptığımız affedilmez hatalardan kaynaklanıyor.
Bunama hastalığının tedavisinde milyarlarca dolar para harcanmasına rağmen tedavi için elde edilen kazanımların oldukça sınırlı olması bu hastalığa karşı korunmada alternatiflerin peşine itiyor bizleriu2026.Geçtiğimiz günlerde basınımızda da yer alan Alzheimer ilaçları ile ilgili ilaç firmalarının itiraf nitelikli açıklamasından da anlıyoruz ki ; Beynimizdeki gizemle ilgili daha yolun başındayız..Aynı şekilde beyin felci kalp krizi gibi hastalıklarda kan kolesterolü ve damar kirlenmesini önlemede de ağzımızdan girenlerin sansürlenmesi müthiş bir kalkanu2026 Hastalıklar gelmeden beyin ve ruh sağlığımızı korumak aslında tamamen bizlerin elinde..Karar vererek uygulamaya başlayabilirizu2026Nasıl mı? Bunuda bir sonraki makalemizde aktaralım..Sağlık ve mutluluk dileklerimleu2026.