Beyin Nasıl Akıl Oluşturur?
Beyni atomlardan başlayıp moleküllere, hücrelere, sinir ağlarına, beynin bölümlerine ve tüm beyine kadar çok farklı düzeylerde inceleyebiliriz. Beynin farklı düzeylerdeki çalışma mekanizmasıyla ilgili son derece ayrıntılı bilgiler edinmiş olsak da aradaki bağlantıları hâlâ kuramıyoruz: Beynin cansız bileşenleri nasıl olur da aklı oluşturmaktadır?
Nörobilimciler
bu soruyu yanıtlamak için beyni hücresel düzeyde ele alırlar. Hücresel düzeyde
beynin biyolojik yapıtaşları olan nöronlar yer alır. Bu hücrelerin faaliyeti,
bütün düşüncelerimizden, duyularımızdan, hareketlerimizden ve
hissettiklerimizden sorumludur.
Nöronların
en temel aktivitesi diğer nöronlarla iletişim kurmaktır. Hücreler arasındaki
sinaps denilen mikroskobik bağlantı bölgeleri aracılığıyla kimyasal uyarılar
gönderirler. Tek bir nöron diğer yüzbinlerce hücreyle sinaps bağlantısı
oluşturabilir. Yetişkin bir insanın beyninde yaklaşık 100 milyar nöron olduğu
için bütün bu hücrelerin aralarında kurulabilecek bağlantı sayısı
hesaplandığında evrendeki atom sayısından daha fazla olduğu görülecektir.
Tek bir
nöronun uyarı oluşturma ve bunları iletme mekanizmaları iyi bilinse de, bu
hücresel mekanizmaların karmaşık insan davranışlarına ve bilinçli deneyimlere
nasıl yol açtığını kimse bilmemektedir.
Bu boşluk
nörolojide "seviyeler sorunu"
diye adlandırılan sorunun bir örneğidir:
Hücre seviyesinden insan davranışı seviyesine
nasıl geçeriz?
Tarihsel
olarak bu boşluğu kapatmaya yönelik çabalar arasında düşünceleri ve davranışlarıyöneten
hücreleri meydana çıkarmak için beyni oluşturan maddenin giderek daha da
kuvvetli araçlarla araştırılması yer alır. Ancak, bilim insanları daha yakından
baktıklarında böyle hücrelerin olmadığını görmüşlerdir.
Akıl, bir
arada bulunan milyarlarca nöron ağının toplu hareketiyle oluşur. Seviyeler probleminin
cevabı harıl harıl devam eden bu aktivitenin uğultusunda ve hışırtısındadır,
akıl onun oluşturduğu bağlantılardan doğar, sonuçta onu oluşturan bütün
parçalardan daha büyüktür. Ancak bütün akılların farklı oluşu, maddeden mananın
nasıl çıkabildiği halen muamma olmaya devam etmektedir.
Şunun için muammadır:
Beyin, 100 milyar nörondan ve her nöron ise bir trilyon atomdan meydana
gelmiştir. Bir sinir hücresinin bütün sırrını çözsek bile veya tipik bir sinir
hücresi devresindeki faaliyetin bütün girift modellerini açıklığa kavuştursak
dahi, zihnin sinirsel temelinin esrarını keşfetmenin mümkün olmadığı açıktır.
Sonra beynimizdeki sinir hücresi bağlantılarının modelleri ve sinapsların gücü
nasıl ve ne zaman belirlenir? Bunlar beynin her yerindeki sistemler için aynı
zamanda mı belirlenir? Bir kere belirlendiklerinde, sonuna kadar kalıcı mı
olurlar? Henüz bu soruların da kesin cevapları yoktur.
Evet,
düşünme, akıl yürütme, utanma, konuşma, sevinç, tiksinme vs. gibi
melekelerimizin beyin hücrelerinin fonksiyonu olduğu doğrudur. Ancak bu neyin
etkisiyle olmaktadır? Beyin hücrelerini idare eden ve onun da üstünde olan
nedir? Ölüyle diri arasındaki fark nasıl olmaktadır? Cevabı o beyni yaratanın
ezelî kitabında aramak işin en akıllıcası olacaktır:
“Sana ruhtan soracaklar, de ki, o Allah’ın bir emridir ve insanlar ondan pek az şey bileceklerdir.”