Beyefendi sen kalın kafalı mısın?
Ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanları 16 Nisanda halkoyuna sunulan Anayasa değişikliğinin maddelerini tek tek açıklıyorlar. Bu değişikliğe neden "evet" denilmesi gerektiğini gerekçeleriyle söylüyorlar.
Mesela Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, " 16 Nisanda referanduma sunulan değişikliğin on beş yıllık iktidar tecrübesinin ürünü olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan değişiklikle asıl yetkinin millette olacağını, vatandaşın bu yetkiyle başarılı olanları iktidarda tutacağını, başarısız olanları ise göndereceğini belirtiyor. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı, ülkenin koalisyonlardan gördüğü zararı örneklerle açıklayıp, halktan referandumda "evet" oyu kullanmasını istiyor.
Mesela Başbakan Yıldırım, "Bir gemide iki kaptan olmaz. Olursada aralarındaki çatışma nedeniyle gemi batar" diyerek,vatandaşlardan Yeni Hükümet sistemine "evet" oyu vermesini istiyor. Sayın Başbakan, tezini desteklemek içinde; Sezer'le, Ecevit arasında geçen anayasa kitapçığı fırlatma olayından memleketin uğradığı zararı anlatıyor.
Değerli dostlar, memleketin her köşesinde 16 Nisan referandumunda neden "evet" denilmesi gerektiği bütün gerekçeleriyle açıklanırken, ülkenin ana muhalefet partisinin başındaki beyefendi "İktidar referandumda neden "evet" denileceğini açıklayamıyor" diyor.
Aslında, bu beyefendiye sorulacak çok soru var. Ancak, köşede yer kaybına yol açmamak için; beyefendi sen kalın kafalı mısın? sorusuyla yetiniyorum.
Hollanda'yla retçilerin benzerliği
Geçen hafta bu gün Hollandada millet olarak çok üzüldüğümüz bir olay yaşandı. Attı mı mangalda kül bırakmayan bu devlet üç beş oy için; kendi krıterleri olan Kopenhag Kriterlerini ayaklar altına aldı.
Bu günlerde bizdeki retçilerde aynı yolu izliyorlar. 16 Nisanda alabilecekleri üç beş oy için bir zamanlar ağızlarına almaya çekindikleri "hayırlı" sözcüğünü dillerinden düşürmüyorlar. Bunlar 28 şubat sürecinde "hayırlı" sözcüğünden öcüden korkar gibi korkarlardı.
Dostlar,şu yaşadıklarımız para pulla halledilecek bir mesele değildir. Allah aşkına söyleyin, ne kadar para verirseniz verin, Hollanda'ya bizim Kadın Bakanımıza yaptığı muameleyi yaptırabilir miydiniz? Allah aşkına söyleyin, bugün dillerinden "hayırlı" sözünü düşürmeyenlere, 28 Şubat sürecinde parayla söyletebilir miydiniz?