Beşir Atalay'dan gençliğe uyarılar
Beşir Atalay bakanlık ve başbakan yardımcılığı dahil çeşitli görev ve makamlarda bulunmuş devlet adamımız. Halen Van milletvekili. Aynı zamanda rektörlük de yapmış sosyoloji profesörü.
Bolu Abant'ta yapılan "Ufuktaki Yeni Türkiye. Gençlik ve Geleceği" konulu sempozyumda ilginç bir konuda uyarılarda bulunmuş hocamız. Şunları söylemiş:
"Türkiye'de şu an "burjuva Müslüman" diye bir hayatı görüyorum. Genel olarak da gençler olarak da. Fazla saltanatlı yaşayan, çok harcayan, israfı olan bir Müslüman burjuva kesimi ve gençliği görüyorum. Bunu çok sorunlu olarak değerlendiriyorum. Sıkıntılı bir mesele bu durum. İdeal dediğimizde genel ortalamaya baktığımızda böyle bir değerlendirmeyi yapmak mümkün."
"Gençlik bazı makamlara çok hızlı yükselmek istiyor. Gençlerimiz sabırlı olmadığı için kısa zamanda çok şey sahibi olmak istiyorlar. Çabuk zengin olmak ve makamlara yükselmek istiyorlar. Fazla meşakkat çekmeden çok şeye sahip olmak isteyen bir gençlik var. Bu büyük bir problemdir. Sıkıntılı bir konudur."
"İslam cehaletle yaşanmıyor. İslam'ı cehaletle yaşamanın risklerini biz şu anda yaşıyoruz. 15 temmuzu yaşadık. İslam'ı cehaletle yaşamanın bir sonucudur bu. Kendi kafanı bir yerlere teslim etme, düşünmeme. Cehalet onu getirir. İşidvari, İslam'a da en fazla zarar veren gelişmelere yönelten cehaletle yaşamak. Doğru İslam yerine sapıkça İslam akımları gelişir. Bunların hepsi tabanda yer bulabiliyor. Pek çok sapık İslam anlayışları yayılıyor. Bugün üniversitelerimiz dünya yarışında en gerilerde. Üniversitelerimiz bugünkü sistemle beyin yetiştiremiyor."
Beşir Atalay hocamızın değerlendirmeleri son derece yerindedir ve önemli bir konuda uyarılarda bulunmuştur. Maalesef medyada ve sosyal medyada bazı kişiler 14 asırlık İslam geleneğini, hadis-i şerifleri hedefe alırken günümüz gençliğin bu sapkın bakış tarzına söyleyecekleri bir şey yoktur. Halbuki bu mevzuyu tartışmak, sebepleri ve giderilmesi üzerinde kafa yormak gerekir.
Gençlerimiz doyumsuz. Zahmet çekmeden rahmete kavuşmak, külfetsiz nimet sahibi olmak istiyorlar. Bunun en tabi hakları olduğuna ikna olmuşlar.
Böyle olunca merhamet, empati yetersizliği ortaya çıkıyor. Savurganlık, lüks ve refah içinde yaşama bir hayat tarzı haline geliyor. İleride tekrar bu önemli sorunumuz ile ilgili yazılara devam edeceğiz inşallahu2026