Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2959.80
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ocak 2023

Beşeri bakış açısının asla çözemeyeceği denklemler

Yaşamın başlaması ile başladı tüm savaşlar.

Gökyüzü ile yeryüzünün, vahiy ile vehimlerin, Hak ile Batılın, Habil ile Kabil'in, Talut ile Calut’un savaşı.

Evet, bir tarafta en üst ilahi aklın mesajı ile donanımlı bir avuç inanmış, diğer tarafta ise, şeytani vehimlerle hareket eden 200 bin kişilik barbarlar ordusu.

Rububiyet ile emredilmiş beşeriyetin, Uluhiyet iddiası ve bu iddianın yeryüzünde bıraktığı tahribat ve yıkımın içerisinden yükselen Davudi Nağmeler ve Calut'un cehenneme çevirmek istediği dünyanın ancak bu davudi nağmelerle özgürleşeceği gerçeği.

Tâlût.

Dönemin küresel gücünü, ilahi adanmışlığın duruşu ile tarumar eden hükümdar.

İbraniler ona ‘'Şaul'' veya “Saul Ben Kiş” der. MÖ 1047 ile MÖ 1007 yılları arasında “Gibeah” merkezli ‘'Hakim Samuel” tarafından krallığa seçilen İsrail Krallığı'nın ilk kralıydı.

İsrail oğulları, Hz Musa'dan sonra kısa süre içinde yeniden azmaya başladılar. Allah bu sefer onlara Amelikalılar isimli bir kavmi musallat ediyor.

Çok güçlü ve zalim bir hükümdar olan Calut, İsrail oğullarını esir alıp baskı altına alıyor, çocuklarını öldürüyor, merhametsizce onları idare ediyordu.

İsrail oğulları, başlarındaki peygambere dedi ki: ''Allah'a dua et de bize bir hükümdar göndersin, biz de bu hükümdarın emri altında Allah'ın bize emrettiği mücadele ile bu zulmü def edip, nesillerimizi bunların elinden kurtaralım.''

Peygamber, İsrail oğullarının genetiğinden gelen kodları bildiğinden, onlara: ‘'Size Allah bir hükümdar gönderir de siz de o hükümdara uymazsanız ne olacak?'' dedi.

Onlar, Söz veriyoruz ona uyacağız ve onunla beraber savaşacağız, dediler.

Heyhat!

Nihayetinde Allah, onlara Talut isminde bir çobanı hükümdar olarak gönderdiğini bildirdi. Bildirdi ama genetik kodlar hemen harekete geçmişti. ‘'Biz şerefli ve zengin kullarız. Bizim içimizden biri hükümdar olmadı da bu Talut adındaki çobana mı uyacağız?'' diye isyana başladılar.

İsrail oğullarının bu izafi yaklaşımı toplum ahlakı ve adalete aykırı idi. Doğru olan ehil olanların iktidarda olması değil miydi?

Kur'an-ı Kerim'de, ilmi üstünlüğün bedeni üstünlükten önce zikredilmesi hikmete binaen değil midir.

Ve Talut gelip onların başına hükümdar olarak geçti. İsrail oğullarından 80 ile 100 bin arasında asker seçerek Calut'un ordusuna karşı savaşmak için yola çıktılar.

Bir kısmı, daha sefere çıkarken Calut'un büyük ve güçlü ordusuna karşı biz ne yapabiliriz diyerek geri döndüler. Kalanlar için de Allah bir ırmakla imtihan etmeyi murad etmişti.

Zorluk, meşakkat, mihnet, zillet… İnanan insanlar için hiç de yabancı kavramlar değil aslında.

Irmağı geçince, Calut'n ordusunun kendilerinden güç ve sayısal olarak katbekat üstün olduğunu gördüler. Bu durumda biz bu işte yokuz diyerek kalanların büyük bir kısmı daha Talut'tan ayrıldı.

Çok az bir azınlık kalmıştı, 80 bin kişiden geriye kalan 314 kişi, bu rakam Bedir'de savaşanMüslümanların sayısı idi.

Beşeri aklın asla çözemeyeceği bir denklem. 314 kişi, 200 bin kişilik bir orduya karşı savaşacaktı.Fiziksel ve matematiksel denklemleri alt üst eden bir denge.

Ve Davudi bir nağme!

“Nice az topluluklar, -Allah'ın izniyle- nice çok topluluklara galip gelmişlerdir.”

İçlerinde Davut adında bir genç, Calut'un karşısına geçerek çok iyi kullandığı sapanına taşı koyup besmele çekip fırlattığında tarih, tüm fiziksel ve matematiksel denklemlerin gökyüzüperspektifinden çok farklı çözümlerinin olduğunu öğrenmiş oldu.

Bu davudi nağmelerin günümüz dünyasında bize düşen hisseleri ufuk çizgisinde daha belirgingözüküyor artık.

Türkiye'nin hem bölgesel hem de dünya konjonktöründe ciddi eşiklerden geçtiği ve ciddi dirençler gösterdiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Ortadoğu, Akdeniz ve Kuzey Afrika'nın ABD ve İsrail'in lehine gelecek yüzyıl için dizayn edildiği projelerde Türkiye'nin atacağı her adımın daha özgür vedaha adil bir dünyaya atılmış bir adım, Davudi bir nağme olacağını unutmamamız lazım.