Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Temmuz 2015

Beş Şehirli

Ahmet Hamdi Tanpınar der ki: "Ancak sevdiğimiz şehirler bizimle beraber değişirler ve değiştikleri için de hayatımızın bir zenginliği olarak bizimle beraber yaşarlar." Son zamanlarda şehir-insan ve medeniyet odaklı çalışmalar dikkat çekiyor. Bu konuda yazılar yazılıyor, eserler kaleme alınıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı çok değerli, hayırlı ve bana göre son yarım yüzyılın en önemli projesini hayata geçirdi: "Şehir-İnsan Medeniyet Köprüsü: Örnek Kişilikler Projesi". Burada amaçlanan geçmiş ile gelecek arasında bir irfan köprüsü oluşturmak. Konuyla ilgili iki toplantı yapıldı. İlki Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında gerçekleşti. Topkapı Sarayı'nda geçenlerde yapılan ikinci toplantıyı ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Haluk Dursun yönetti. O toplantıya katıldım ve bütün seçkin dinleyiciler gibi içim ümitle doldu. Toplantıda yapılan konuşmalar projenin muhtevasını izah eder mahiyetteydi. Dağıtılan kitapta ne yapılmak istendiği açıkça belirtiliyor. Başbakan Davutoğlu'nun medeniyet odaklı ve bir muştu, bir müjde, bir umut vadeden şu kıymetli sözlerini okuyoruz:

"Şehir, tarihle bütünleştiği zaman ve tarih nesilden nesile aktarıldığı zaman güçlü bir kimlik kazanır. Şehirlerimizin kadim karakterini muhafaza edeceğiz. Dikey mimariyi değil yatay mimariyi kadim şehirlerimizde egemen kılacağız."

Bugün hükümetin hayırlı icraatları takdir görürken, mimaru00ee ve şehirleşme konusundaki eleştirileri bu proje göğüsleyebilir. 'Dikey mimari'den 'yatay mimari'ye geçiş Türkiye için büyük bir atılım ve medeniyete geçişi oluşturacaktır. Ki bunun fikir babası da büyük mimar Turgut Cansever'dir. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in sözleri 'şehir-mekan-insan' münasebetlerine dairdir: "İnançla, tarihle, deneyimle, bilgiyle ve coğrafyayla yoğrulmuş fikirler medeniyeti oluşturur. Yaşadığımız şehirler ve mekanlar, mensup olduğumuz medeniyetin iz düşümleridir."

Projenin kapsamını şu satırlardan öğreniyoruz: "Yeni neslin tarihini, kültürünü bilerek ve değerlerimize sahip çıkarak bugünün gelişen dinamikleri ile harmanlaması ve bütünsel bir bakış açısına sahip olması temel bir ihtiyaçtır. Bu sebeple öncelikle gençlerin ilgisini çekecek, rol model olacak değerlerimizin hatırlatılmasına ve anlatılmasına katkı sağlayacak 'Şehir-İnsan Medeniyet Köprüsü: Örnek Kişilikler Projesi' geliştirilmiştir. Şehir-İnsan Projesi, değerlerimiz ve gençler arasında bir köprü oluşturmaya, medeniyetin kilit taşlarını yerlerine yerleştirmeye imkan sağlayacaktır."

Bilindiği gibi bir çok proje bazen parlak sözlerle şişirilir ama içi doldurulmaz. Burada ise, ayağı yere basan düşüncelerle karşı karşıyayız. İlk aşamada 'insan' var, ikincisinde 'şehir'. Bu çerçevede toplantılar tertiplenecek, gezici sergiler düzenlenecek, şehirlerde anket ve araştırmalar yapılacak, çeşitli kültürel alt projeler hazırlanacak.

Peki bu mühim proje ile ne amaçlanıyor? Bunları kısa başlıklar halinde şöyle özetleyebiliyoruz: "Geçmiş ile gelecek arasında bağ oluşturacak kültür köprüsüne kilit taşlarını yerleştirmek.", "Gençlerin örnek kişilikleri rol model almalarını sağlamak", "Gençlerin ilgilerini kültürel alanlara çekmek", "Şehir-insan bağını güçlendirmek", "Kültür ile insan arasındaki çekim gücünü sağlamak", "Bilge adamları tanıtmak", "Müderrisler (akademisyenler) ile birlikte dersiam kültürünü canlandırmak.", "Gençleri, 'şehir-insan-kültür' kavramları üzerinde düşünmeye teşvik etmek", "Şehir hayatında kültür, sanat ve estetiği öncelikli konuma yükseltmek", "Şehirde yaşama sanatı kavramını yerleştirmek", "Medeniyetimizin kültürel kavramlarının derinliğini, önem ve temelini aktarmak", "Örnek kişilikler bağlamında şehir kültürünün gelişmesine katkı sağlamak".

Projenin en mühim ayaklarından biri olan "Beş Şehirli"de ilk olarak şu abide şahsiyetler seçilmiş: Süheyl Ünver, Ali Fuad Başgil, Ekrem Hakkı Ayverdi, Mahir İz ve Fethi Gemuhluoğlu. Çok isabetli. Bunlar, Türkiye'nin ruh mimarları, medeniyet inşacıları ve sanatkar yetiştiren bilge kişilikleridir. Ve ilk "Beş Şehir"de Tanpınar'ın izi var: İstanbul, Ankara, Konya, Bursa, Erzurum. Seçilen beş ufuk açıcı şahsiyeti tanıyoruz, ama kısaca hatırlatalım:

Süheyl Ünver: Hekim, tıp tarihçisi, neyzen, ressam ve müzehhip. Geleneksel sanatlara ilgi kapısını açan bir şehir ve kültür adamı. Yüzlerce sanatkar yetiştirmiş bir kılavuz. Klasik sanatlarımızı ayağa kaldıran, enstitü gibi çalışan, hazırladığı 1200 defterle sanatımızı, kültürümüzü yaşatan nadir insan.

Ali Fuad Başgil: Büyük hukukçu, fikir ve siyaset adamı. Gençlerle Başbaşa eseriyle nesilleri yetiştiren bir üstat. Hukuk ve demokrasiye adanmış şerefli bir ömrün sahibi. Vesayetçilere karşı ilk olarak ayağa kalkan ve direnen üstün kahraman. Milletimizin aziz ve sevgili evladı.

Ekrem Hakkı Ayverdi: Mimar, mühendis ve mimarlık tarihi araştırmacısı. Osmanlı kültür coğrafyası ve mimari mirasının keşfedilmesinde öncülük eden büyük dava ve inanç adamı. Yaptığı hizmetler, yazdığı eserler ve kurduğu müesseselerle medeniyetimizi işaret eden vakıf adam.

Fethi Gemuhluoğlu: Şair, yazar ve fikir adamı. Anadolu'lu bir şehirli. Osmanlı medeniyetinin bilgesi, anlatıcısı, dostluğun sembolü, temsilcisi ve yaşatıcısı. İslam'ı gençlere ve aydınlara tanıtan ve sevdiren bir derviş. Bir hak, hakikat, fazilet ve ahlak adamı.

Mahir İz: Öğretmen, şair, yazar ve mütefekkir. Mehmed u00c2kif'in aziz dostu. Osmanlı eğitim ve medeniyetinin son temsilcilerinden. Sohbet kültürünün mümtaz örneği, çok yönlü bir ilim, irfan ve şehir insanı.

Örnek kişiliklerin ikinci beşinde Nurettin Topçu, Ömer Lütfi Barkan, Münir Nurettin Selçuk, Turgut Cansever, Kemal Tahir ve daha sonra pek çok isim var. Kültür ve Turizm Bakanlığı kuruluşundan beri en anlamlı ve en değerli bir projeyi hayata geçiriyor. Prof. Dr. Haluk Dursun'u ve projeye emek verenleri candan kutluyorum. Bu hayırlı hizmete omuz vermek her kuruluşun, her kişinin millu00ee görevidir. Bir ulu rüyayı hakikate dönüştürenlere selam olsun!