Berkeley: Filozof ama köleci
Modern çağın önemli filozoflarından ve teologlarından olan George Berkeley, (Dysert 1685-Oxford 1753), psikoloji ve felsefe alanlarında yenilikçi anlayışlara öncülük eden eserler vermiştir. 1709 Yılında yayımlattığı eseri, A New Theory of Visim (Yeni Bir Görme Kuramı), psikolojide önemli bir dönem noktasını oluşturmaktadır. 1710 Yayımlattığı Treatise concerning the principles of humen knowledge (İnsan Bilgisinin İlkeleri Üstüne İnceleme) ve 1713 yılında yayımlanan Three Dialaguen between Hylas and Philanoun (Hylas ve Philanoun Arasında Üç Konuşma) eserleri idealist felsefenin klasik yapıtları arasındaki yerini almıştır. Felsefe alanında önemli eserlerini otuz yaşına kadar yazan Berkeley, otuzundan sonra felsefeyeyle neredeyse hiç ilgilenmemiştir.
Berkeley, maddenin gerçekliğini inkâr eden ve maddenin bir
vehimden başka bir şey olmadığını iddia etmiştir. Ona göre, insan algılarının
dışında bağımsız bir dünya gerçekliği yoktur. “Varolmak algılanmaktır” (Esse
est percipi) sözü, Berkeley felsefesinin özünü oluşturmaktadır. Bütün algılar, sonlu ruha sahip insandan
kaynaklanırken, sonsuz ruh olarak
gördüğü Tanrı’dan ise dış dünya kaynaklanmaktadır. Dünyada sadece ruhların ve
ruhlara bağlı olan idelerin olduğunu iddia eden Berkeley, maddenin varlığını tamamen inkâr etmektedir.
Berkeley, immateryalizm denilen maddesizcilik düşüncesinin en önemli
temsilcisidir
Üniversite eğitiminin gelişimi için çok çaba sarfeden
Berkeley’e, Amerika’da büyük önem verilmiştir. . Berkeley, Rhode Island’daki
çiftliğini ve kütüphanesini Yale Üniversitesi’ne bırakmıştır. Yale
Üniversitesi’nin fakültelerinden biri ve California’daki Berkeley kenti de onun
adını taşımaktadır.
İnsanlık düşüncesine büyük katkılarda bulunan Berkeley’ in
adı bugün yeniden gündemdedir. İrlanda’nın en eski üniversitesi olan
Dublin’deki Trinity College yönetimi,
Berkeley’in isminin artık üniversitenin ana kütüphanelerinden biri için
kullanılmaması yönünde karar vermiştir. Berkeley isminin Üniversite
kütüphanesinden kaldırılmasının gerekçesi, Berkeley’in kölelere sahip olması ve
köleliği destekleyen bir ideolojiyi savunmuş olması olarak gösterilmektedir.
Berkeley, Hristiyanlaştırmak adına
köleliği meşru bir pratk olarak görmüştür. Ona göre kölelik
Hristiyanlaştırmanın en iyi yoludur. Berkeley, “Hristiyan olmayan dünyada
Amerika yerlileri kadar vahşi ve insanlık dışı hiçkimse yoktur” demiştir. 1730-31 Yılları arasında Rhode Island’daki
çiftliğine dört köle alan, ırk ayırımcılığının ve köleciliğin teorisyenliğini
yapan Berkeley’in köle sahibi ve teorisyeni olarak tutumu, Trinity College’in
özgürlük, kapsayıcılık, eşitlik ve insan onuru değerleriyle bağdaşmadığı için
üniversite yönetimi bu çok anlamlı kararı vermiştir. Trinity College yönetimi,
Berkeley’in felsefe alanındaki büyük katkısını sorgulamamakta, ancak kölelikle
olan karanlık ilişkisini sorgulamakta, eleştirmekte ve reddetmektedir.
Üniversite yönetimi, doksan civarındaki şikâyet
dilekçesini değerlendirerek bu kararı vermiştir.
Trinity College’in vermiş olduğu Berkeley kararı, çok
önemli, anlamlı ve değerlidir. İnsan onuruna, özgürlüğüne, eşitliğine ve
çoğulculuğuna aykırı görüşler, pratikler ve kurallar koyan hiçbir tarihi, dini,
felsefi, sanatsal, bilimsel, askeri ve edebi kişiliğin adı, şerefle
anılmamalıdır. Kölelik, insanlığa karşı işlenen en asli kötülüktür. Irkçılık,
ayırımcılık ve cinsiyetçilik yapan hiç kimse, felsefe, bilim, sanat ve din
alanlarında önemli katkılarda bulunsalar bile, saygıyı hak etmemektedir.
Kendilerinden farklı olan insanlara köle olmaktan başka hiçbir hak
tanımayan, ele geçirdikleri devlet
gücüyle insanları köleleştirmeyi kendi hakları gören karanlık ve kirli
kişilerin adları, önemli eğitim ve kültür merkezlerine verilmeye maalesef devam
edilmektedir. Trinity College’in bu kararı, aslında çok önemli bir örnek
oluşturmaktadır. Irkçı, ayırımcı ve köleci ideolojiyi savunan kim olursa olsun
adları, artık üniversitelere, kütüphanelere, fakültelere, parklara, sokaklara
ve hiçbir yere verilmemelidir. Felsfe ve metafizik alanlarında büyük katkılarda
bulunan ve İrlanda’nın en büyük filozofu konumunda olan Berkeley’in kölelik
konusundaki yaklaşımını ve pratiğini ahlakla ve insan onuruyla bağdaştırmayan
Trinity College yönetimi, geçmişle sahici anlamda yüzleşme v hafıza
oluşturmanın örneğini ortaya koymuştur.