Dolar (USD)
32.53
Euro (EUR)
34.91
Gram Altın
2439.75
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Mart 2022

Berat Gecesine Dair

Üç aylara girdiğimizden günden beri vaktin bereketini ve feyzini daha da yürekten hisseder olduk. Ramazana yaklaştıkça yolumuz kandil geceleri ile aydınlanıyor, gönüller sürura eriyor. Şimdi de Berat Gecesini idrak ediyoruz.

Hazreti Peygamber bir hadisi şerifinde müminleri şöyle müjdeler:

"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim' buyurur." (İbni Mâce)

Duhan Suresinde de:

“Ha Mim. O apaçık kitaba yemin olsun ki, Biz o (Kur'an-ı) mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir...” (Duhan: 1-4) buyrulur.

İslam âlimlerine göre ayette belirtilen bu gece, Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfuzdan dünya semasına toptan indirildiği gece olana Berat Gecesi’dir. Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umulduğu için bu geceye Berat gecesi denmiştir.

Rahmet umuluyorsa, bunun yolu nasuh bir tövbedir. İslam âlimleri, gerek ayetlerden ve gerekse Hz. Peygamberin sözlerinden yola çıkarak tövbenin kabul şartlarını belirlemişlerdir. Bunlar, insanın işlediği günahlar karşısında gerçek anlamda pişmanlık duyması (nedâmet), günah işlemeyi terk etmesi, bir daha günah işlememek üzere yaratanına söz vermesi ve sürekli iyi amel işlemesidir.

Tövbe konusunu tefekkür ederken Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makalat isimli eserinde geçen “Yıkayıcı arınmayınca, yıkadığı da arınmaz!” sözleri aklıma geldi. İlk okunduğunda insanı sarsan bir söz. Elbette kalıbın temizliği de önemlidir ama asıl olan kalbin temizliğidir. Tabi bu da moda tabirle “benim kalbin temiz” demekle de olmuyor. Kalbin temizliği de zahiren iyi insan ve iyi bir kul olmaktan geçiyor. Nefsini Allah’ın huzurunda diz çöktüremeyen, onun yasaklarını işlemekte devam eden kişinin kalbinin temizliği lafta kalacaktır.

Hacı Bektaş-ı Veli bu sözün devamında şöyle der:

“İnsan bir şişeye benzer; bu şişenin içi pislikle doluysa bunun ağzını kapatıp ta çeşmenin altında yüzlerce kere yıkasanız da bu temiz olamaz, yapılacak iş nedir? Bunun kapağını açmak, pisliği dökmek, şişenin içini yıkadıktan sonra da dışını yıkamaktır.”

Aslında buradan yola çıkılarak tövbenin nasıl olması gerektiğini anlayabiliriz. Kişi içindeki; kibri, riyayı, hasedi, ucubu (kendini beğenmek), lemimeliği (koğuculuk), gıybeti, tecessüsü (başkalarının özelini, kusurunu araştırmak), su-i zannı, bencilliği, yalancılığı, emanet hıyaneti, öfkeyi, kini, iftirayı söküp atmadıkça gerçek anlamda tövbe etmiş olmayacaktır. Bunları içinden, kalbinden söküp atamayan kişinin de kalbi maalesef temiz olmayacaktır. İslam ahlakının incelediği, kâmil insan olma yönünde nefsin terbiyesi için ıslahı gerekli görülen bu kötü huylar; ahsen-i takvim olan insanı esfel-i safiline indiren kamburlar ve safralardır.

Ahsen-i takvim yani en güzel kıvam ve biçim; insanın suretinden ve maddesinden ziyade mana güzelliğidir. Yanı kalıp değil kalp güzelliğidir. Bu zaviyeden bakıldığında kâmil insan da kendi beşerî iradesinden sıyrılmış, irade ve arzularından arınarak ruhî olgunluğa erişmiş insandır.

Günümüzde maalesef kişiler İslam ahlakının bu umdelerini rafa kaldırarak sadece belirli ibadetleri yaparak kendilerini kurtaracakları zannına düştü. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve kurban kesmek gibi ibadetler kişinin Allah karşısındaki ferdi sorumluluklarıdır. Oysa kişinin, Allah tarafından hoşlanılmayan ve insani ilişkilerinde hem Allah’a hem de topluma karşı sorumlu olduğu ahlaki kuralara da riayet etmesi şarttır. Kalbindeki kötü huylardan arınması da bunun ilk şartıdır. Kaldı ki sadece namaz açısından bakıldığında namaz kişiyi hayâsızlıktan ve kötülüklerden alı koyuyorsa gerçek anlamda namazdır. (Ankebût: 45)

Bu duygular içinde bizlere Ramazan ayının yaklaştığını da haber veren Beraat Gecenizi tebrik ederim.