Berat Albayrak neden hedefte?
İnsanlık, Nano teknolojiyi eskitip Cyber teknolojiye yelken açtığı günümüzde iki temel sorun karşısında çaresiz kalmış durumda. İnsanlığın çaresiz kaldığı bu iki temel sorunlardan biri gıda üretimi, diğeri de enerji kaynaklarının hızla tükenmesi.
Enistein'ın İzafiyet Teorisi ile ilgili deneyler ciddi mesafe kat etmesine rağmen, hala gıda ve enerjinin insanlığın baş sorunu olması oldukça düşündürücüdür. Belki de bu iki problem, aslında insanın eksikliğinin önemli işaretlerinden biridir.
Salt kazanma amaçlı olan modern ekonomi ve üretimin kurbanı olan ekolojik denge günden güne yaşam aleyhine bozuluyor. Habitat değişti, bırakın dünyayı, artık şehirlerin, kasabaların ve köylerin florası değişti. Dünya ekolojik dengesinin en önemli unsuru olan arılar kitleler halinde ölüyorlar ve Polenlerin taşınamamasından dolayı bitkilerin döllenmesi ve habitat dengesini koruma olayı, önümüzdeki yüzyılın bir diğer en büyük sorunlarından biri olmaya şimdiden aday.
Belki insanlık bunlara karşı teknolojik çareler üretebilecek. Ne var ki enerji ihtiyacını karşılamak için yapılan tüm teknolojik yatırım ve çalışmalar bile başlı başına büyük bir enerji gerektiriyor.
Bu ciddi problemi göz önünde bulundurduğumuzda İstanbul'da gerçekleştirilen 23. Dünya Enerji Kongresi'nin önemi daha da artmaktadır. Bu kongrede alınan birçok kararın yanı sıra, Avrupa'nın enerji kaynağının Türkiye üzerinden sağlanması anlaşmasının yapılması, başta kıta Avrupası olmak üzere bölgemiz için oldukça sevindirici ve verimli bir anlaşma olduğu muhakkaktır.
Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu arasında yapılan anlaşmaya göre, Rusya, gaz rezervlerini doğrudan Türkiye'nin gaz ulaşım ağına bağlamakla, Avrupa ülkelerine enerji sevkiyatının güvenirliği ve sürekliliği teminat altına alınmış bulunuyor.
Türkiye'nin dünyanın sayılı güvenli ve güçlü ülkesi olması, bölgesinde istikrar unsuru ve bölge ülkeleri üzerinde komşuluk ilişkilerini geliştirmeden kaynaklanan karşılıklı olumlu siyasi ve diplomatik etkisinin olması Avrupa'nın son yılların her kış mevsiminde yaşadığı ısınma ağırlıklı olmak üzere enerji krizi en az 10 yıllığına rafa kaldırılmış bulunuyor.
Rusya'nın daha önce Türkiye'nin de yakın dostu olan Ukrayna üzerinden gazını Avrupa'ya taşıması dönem dönem ciddi sorunlara sebep oluyordu. Özellikle 2015tarihli Rus-Ukrayna krizinden sonra yaşanan sorunlardan dolayı Avrupa ülkeleri birkaç kış donma tehlikesini atlattılar.
Ruslar, Avrupa'ya daha güvenilir ve garantili enerji nakli için Türkiye'yi tercih etmesi ve Türk Akımı Projesi'ni imzalayarak hem kendi gaz ihracat gelirlerini garanti altına alıyor hem de oluşabilecek siyasi krizlerin de önüne geçmiş oluyor.
12.5 milyar Amerikan dolarına mal olacak Türk Akımı projesi 2019 yılında hayata geçerek Avrupa'da kış ortalarında baş gösteren enerji krizi tehdidini tamamen bertaraf edecektir.
Bu anlaşmanın kazanan tarafı sadece Rusya-Avrupa ticari ilişkisi değil kuşkusuz. Rusya'nın Türkiye gibi güçlü ve güvenilir bir ülke olan Türkiye'yi seçmesi, aynı zamanda Türkiye ve Avrupa Birliği'ne de ciddi siyasi ve ekonomik kazanç sağlayacaktır.
1800'lerin ortalarından bu yana Türk-Avrupa ilişkileri hızlı bir şekilde müttefik, ticari partner ve son olarak da ticari, siyasi, coğrafi partnerliğe evrilmiş bulunmaktadır.
Avrupa Birliği, Türkiye ile enerji hatları ile de birbirine daha da bağımlı hale gelecek ve bu da iki gücün çok daha hızlı bir şekilde uyumunu sağlayacaktır.
Türk Akımı, Avrupa Birliği'nin Türkiye'yi daha yakından ve iyi tanıma fırsatını da doğuruyor. Bu bağ, Avrupalıların Türk müttefiklerini çok iyi anlamalarını da sağlayacağı gibi, bugüne kadar başta silahlı terör örgütleri PKK ile liderinin Amerika Birleşik Devletlerinin Green Kartına sahip olduğu Fetullahçı terör örgütüne yönelik yaklaşımlarının da değiştireceği kuşkusuzdur.
Avrupalı siyasiler ve otoriteler, yeni oluşan bu enerji ve ticari hat sayesinde Türkiye'yi ve Türkiye'nin dünyada örnek gösterilen anti terör tutum ve politikalarını daha iyi anlayacakları bekleniyor. Türk Akımı'nın hayata geçmesi ile birlikte yaklaşık 40 yıldır teröre on binlerce yurttaşını kurban veren Türkiye'nin her türlü terör organizasyonuna karşı olan net tutumunu Avrupalı müttefikleri çok daha iyi anlayarak yeni pozisyon alacakları şüphesizdir.
Bu kongre ile birlikte Türkiye, enerji kaynaklarına sahip olmadığı halde, dünya enerji ve siyasi politikalarını belirleyen ülke konumuna geçti. ABD'nin bastırması ile kongreye katılmayan Irak ve İran'ın esamisi dahi okunmadı.
Salt enerji tüketicisi olan türkiye'yi bir anda Enerji politikalarında aktör hale getiren Enerji Bakanı Berat Albayrak, yaptığı bu hizmetle adını Türkiye tarihine altın harflerle yazdırmayı başarmıştır. Albayrak'ın bu eko politik başarısı, özellikle AB üyesi ülkelerin teröre karşı yeni pozisyon almalarını zorunla hali getirmiştir. Bunun adı diplomasidir, bunu adı zaferdir.
Enerji Bakanı Sayın Berat Albayrak'a içerideki Batı işbirlikçilerinin neden acımasızca saldırdıklarını şimdi anladınız mı?