BENİM NAZLI Y\u00c2RİM!
Seni ben, bir bahar ikindisinde beni beklerken buldum. İncecik, latif ve gösterişsiz endamınla henüz gönlüme girmeden başımın tacı oldun. Önceleri birlikte sık görünmedik. Çocuktum ve içimdeki tuhaf dürtüyle senin bana lüzumundan fazla bir yük, bir büyüklük yükleyeceğine inandım. Bu sebeple olacak ki mahzun, durgun, parçalı bulutlu bir köşede gözlerime bakarken de seni ihmale aldım. Suçluydum belki ama seni manevi büyüklüğünden ziyade zahiri ve bedeni varlığınla değerlendirecek kadar da toydum.
Gel zaman git zaman senin gibi bir yol arkadaşı bulan nice kardeşimin arasında kendimi buldum. Her birinin sahip olduğuna tutumu daha farklıydı lakin ekseriyetle kıymet bilen insanlardı. Artık benim için kitap okumak, yazı yazmak, yürüyüşe çıkmak gibi bir alışkanlıktan ibarettin. Güzeldin. Hep dilimle ikrar ettiğim güzelliğini kalp ile onaylamaya başlayışım da bu zamana tekabül etti. Zamansız gelenim, şimdi kalbimi çevreleyenimdi.
u00c2h benim yarenim! Hani insan sahip olduklarının değerini kavrama noktasında hep noksandır yau2026 Hani gözünün önündeki bir hazine, dilde kıymet olsa da özde öylesinelikten öteye geçemez ya; hakim ve sahip olmanın acı bilinçsizliğini yükler insanau2026 Mevla'nın unutan kullarına bu hakikati hatırlatışı hep acı bir ikazla tezahür eder. İşte; ben de senin ehemmiyetini yıllar geçtikçe kavrayabildim. Sen artık bir alışkanlık ikliminin sıcağında değil, su içmek, yemek yemek, uyumak gibi bir ihtiyacın kucağındaydın. Sen benim kimliğim, sen benim libasım, sen benim kıymetlim, sen benim hayata ve topluma karşı arzuhalimdin. Yazık ki bu kavramların tümündeki aksini tamamıyla, "kavgam" olduğunda idrak edecektim.
Sen gülüm, sen güneşim, sen dünyaya gülümseyişim serpilip güzelleştikçe farkını, ahengini kaldıramayarak sana laf atanların sayıları da arttı. Yüklendiğin misyonun bir töreyi sahiplenmekten ibaret olmadığını anlayanlar, seni bir savaşın da merkezine aldılar. Adını hırpalamaya kalktılar. Hiç insan sevdiğine söz gelmesine tahammül gösterebilir mi? Ona atılan taşların hedefine, kalbini siper etmez mi? İşte ben ve benim gibi nicesi, sevgili uğruna bir yağmanın, bir yağmalamanın ruhunda bulduk kendimizi. Artık saldırının yüreğinde sen değil, seni sevenler vardı.
Varlığını mecburiyet kabul edenler, eğitim mahrumiyetiyle kınandı.
Varlığını meşguliyet kabul edenler, yokluk mahku00fbmiyetiyle sınandı.
Bu imtihan sürecinde candan geçip yardan geçemeyenler de çıktı aramızdan, canı için yari erteleyenler deu2026 Raflara kaldırıldın belki, bir kısmımızın başından alındın. İçin için, ince ince ağladın ama sevgili kavgam, ayaklar altına alınmadın. Kısıtlama ve sindirilme ile yok edilemedin. Sokaklarda, caddelerde, okullarda, iş yerlerinde eksildikçe içimizde arttın. Görmediler, duymadılar, bilmediler seni yok ettiklerini zannedenler kalbimizde nasıl büyüttüklerini.
Bugün hür bir bayrak gibi yeniden dalgalanmaya başladığını görenler, yokluğuna gösterdiğimiz sessiz ama zehirden tahammülü varlığına karşı sergileyemeyenler için yine korkulu bir rüyasın ama onların sayesinde biliyorum benim güzel örtüm; bir bez parçasından ötede bir yarsınu2026
Selam ile