Benim güzel Türkiyem

Pazar yazılarım genellikle “siyaset” dışıdır.

Tefekküre davet.

Cuma’nın değil de, “Cumartesi ve Pazar”ın “resmi tatil” günleri olması üzerinde de tefekkür etmek gerek.

Merhum Arif Nihat Asya’nın dikkat çektiği gibi:

“Bize bir nazar oldu Cumamız Pazar oldu,

Ne olduysa hep bize azar, azar oldu!”

Memleketin bütün sıkıntıları aşabiliriz.

Yeter ki, birlik ve beraberliğimizi muhafaza edelim.

Yeter ki, bölünmeyelim.

Arz-ı Mev’ud Projesi’ne çalışmayalım.

Bölme projelerine destek vermeyelim.

Gaflete düşmeyelim!

Anadolu irfanına çok güvenirim ben.

Karartma, yanıltma operasyonlarına rağmen kendisini gösterir.

Onuyok sayanlara da, memleketi bölmek isteyenlere de, dış güçlerle işbirliği yapanlara da ayar verir.

DIŞ POLİTİKADA ÇOK DAHA ZORLU SÜREÇ

Bölgemiz zaten yangın yeriydi, ateş Avrupa’ya da sıçradı.

Artık her yer yanıyor!

Önümüzdeki süreçte dış politika iyice ısınacak.

Türkiye’nin bölünmesi için neler yaptıklarını biliyorsunuz…

Basınçlarını daha arttırmak ve bizi paramparça etmek için ortamın uygun hale gelmesini istiyorlar.

Mesele…

Memleketimizin dışarıdan gelen ve gelecek bütün saldırıları etkisiz kılabilecek, saldıranları yaptıklarına yapacaklarına pişman edebilecek kadar kuvvetli olmasında.

Böylesine güçlü olursanız, caydırıcılık kazanırsınız zaten.

Her türlü engellemeye rağmen sınır operasyonlarını yapabilme kabiliyetiniz varsa, karşınızdakini bir sonraki adımları atarken çok daha fazla düşünmeye, birçoklarından da vazgeçmeye zorlarsınız.

Eğitim, sağlık, savunma, enerji, teknoloji, tarım alanlarında dev adımlar atarsanız, dünya ayağınıza gelir.

Batı’ya ya da Doğu’ya yakın olmak uzak olmak lâfları boş laflardır.

Güçlüyseniz, herkes size yakın olmak ister.

Zayıfsanız, birilerinin kılık kıyafetlerini taklit etmeyi bile marifet bilirsiniz.

Bu yazıyı uzatmak niyetinde değilim.

Neysek o şekilde yönetiliriz.

Neye lâyık isek o olur.

Ben, her vakit “Hayra motor şerre fren!” demişimdir, Rahmetli Erbakan Hoca gibi.

Ve elbette “terör örgütlerinin” yanında yer alanlara da uzak durmuşumdur.

Bu arada…

Hep “sakin olmayı” tavsiye etmişimdir.

Provokasyonlar olabilir.