Dolar (USD)
32.55
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2431.54
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Ekim 2022

'Bendine Dolan Irmak'

Sevgili Dostum Adder Buğday ile hafta sonu Şiir ve Edebiyatın Başkenti Kahramanmaraş’ta düzenlenen Kitap Fuarına gittik. Sosyal medyadan tanış olduğumuz yazar ve şair dostlarımız ile yüz yüze tanışma fırsatı bulduk. Milat Gazetesinden Kalemdaşım, Ninem Korkut namıyla ünlü Nilüfer Zontul Aktaş başta olmak üzere, Tarık Tufan, Emine Şenlikoğlu, Celalettin Kurt, Lütfi Bilir, Belkıs Şimşek, Mustafa Köneçoğlu, Ahmet Şevki Şakalar ve adını sayamadığım birçok yazar ve şair ile kelimenin tam anlamıyla hem tanış olduk hem de kitaplaştık. Kelimenin tam anlamıyla benim için kitap dolu bir gün oldu.

Bu dostlardan biri de Eğitimci, Şair ve Yazar Akif Dut hocamdı. İki yıl önce Çıra Yayınlarından yayımlanan ilk kitabı Bendine Dolan Irmak’ı benim için imzaladı. Şiir, deneme ve şair üzerine kısa da olsa muhabbet edebildik. Bir hikâye hiç ummadığınız yerde başlar ve bir dostluğa dönüşür usulca. Kâl dili, hal diline evrilir ve aynı dili konuşmaya başlarsınız vaktiyle. Bizimki de Akif Dut hocam ile öyle oldu.

Akif Dut, Bendine Dolan Irmak isimli deneme türündeki eserinin ön sözünde “Kalemim taşrarın yalnızlığını kuşanınca sesim sana ulaşmaz sandım” dese de sesinin bütün dünyaya ulaştığı kanaatindeyim.

Kitabın geneline kendi tabiriyle şiirsel bir dil hâkimdir. Siz bakmayın kitabın deneme türünde oluşuna, uzun cümleleri uygun yerde bir alt dizeye indirdiğinizde birçoğu şiir olacak türden yazılar sizi karşılıyor kitapta.

‘Bahar Türküsü’ derken bile şiir tadında bir anlatımla baharın resmini çizerken güçlü imgelerle de kelimelerdeki ustalığını kaleme yansıtıyor. Tatlı kelime oyunlarıyla yüzümüze tebessümü yerleştirmeyi ihmal etmeden, realist tasvirleri romantik ve mistik tonda sunuyor okurun beğenisine. “Bahar ki; yeryüzünün en renkli konuğudur, yorgun bir kardelenin gözlerinden süzülen buğudur, ve bahar, içimizin solmayan boşluğudur.”

Anı, hikâye karışımı denemelerde ise güçlü betimlemeleri ile okuyucuyu resmin içine çekiyor. Betimlediği nesneler adeta canlanıp da sizinle sohbet etmek istiyor.

Yazılarını sonbahar tadında bir hüznün başlangıcı ve umudu ile kaleme alan Akif Dut, hüzün ile umut arasında bir köprü kuruyor düşlerimize. Geçmişin özlemiyle geleceği dokuyor yüreğimize. Bir yandan şehrin, insanı hapseden yönüne eleştiri getirirken diğer yandan bir köy evinin toprak damında akşamın en deminde kayan bir yıldıza takılıp uçuyor güzellikler ülkesine...

Şehrin yalnızlığından doğanın çok sesliliğine kaçışın umudunu satırlarına serpiştirirken “Dağları ağaca küsmüş bir şehre düştü çok sonraları yolumuz.” sözüyle şehrin doğaya düşmanlığını gözler önüne seriyor.

En bildiğimiz, en emin olduğumuz yerden imtihan oluruz bu hayatta. Bilmek, bazen anlamını yitirir hayatın sürprizleri karşısında. Emin olmak, insanı sarsıcı bir şüpheyle kuşatır. ‘Kar Korkusu’ denemesinde hikâye tadında manidar bir dille ele alıyor bu konuyu Akif Dut hocamız.

Her ne kadar denemeleri için şiirsel dese de Akif Bey, bazılarında şiirsellikten öte şiirin ta kendisini bulabiliyorsunuz. ‘Hüzünçelen’ yazısı bunun en güçlü örneği; “Ben sana şiir yazarken/Bu kente yağmur yağıyordu/İçimden geçen satırlardan/ Gözlerin gözlerime ağıyordu.” diye başlayarak “Ama sen yine de/Duayla kal/Hoşça kal sevgilim/ Sevgilim hoşça kal..”diyerek bitiriyor.

Bir sözümüzde “Derdi olmalı insanın, derdi Üstad!” dediğimiz gibi dert ehli olan Akif Dut, bu halini harf harf, kelime kelime, cümle cümle işlemiş yazılarına. Derdini dile dökerken de usulca yoldaş eyliyor bizi dert yolculuğuna. ‘Şubat Üşümesi’ yazısında yakın tarihe tanık olmak ayrı bir duygu, onu bizzat yaşamanın apayrı bir duygu olduğunu dert haliyle dile getiriyor. Ancak onu yaşayanların yüreğini üşüten bir 28 Şubat geçti bizim neslin üstünden. Düşmanın attığı taş değil, dostun attığı gül yaraladı düşlerimizi... Sonra dönüp içimize baktığımızda iddialarımızdan vurulduğumuzu en tiz haliyle yüzümüze vurmuş Akif Dut; “En büyük meydan insan yüreği, en büyük devrimci nefsini yenebilenmiş... Niyet ettim adam olmaya...”

Bir babanın oğluna yazabileceği en güzel mektuptan tutun da Necip Fazıl’ın Çile’sinin özetine, doğaya duyulan özleme, bir şehrin nasıl imtihan olunuşuna kadar hayatın içinden yirmi yazı sizi bekliyor Akif Dut’un Bendine Dolan Irmak isimli kitabında.

Sevgili Akif Dut’un kalemine, yüreğine sağlık... Okuru ve anlayanı bol olması duasıyla keyifli okumalar diliyorum.