Ben olmak!
Birlik
kurmak, insanoğlunun yeryüzünde başarabileceği en zor iştir.
Hangi yönlerinden bakarsanız bakın geçmiş milletlerin
kurduğu örneklerden de görebileceğiniz gibi gerçekten en zor iş, BİRLİK KURMAKTIR. İsterseniz olumlu
yönlerinden bakın durum yine de böyledir.
Bildirildiğine göre ilk insanlara bakalım. Âdem ve Havva’nın iki çocuğu vardır. Biri
Habil diğeri Kabil’dir. Bir olmak yerine ben olmayı tercih eden Kabil kardeşini
öldürerek dünyadaki ilk katil olmuştur. Kabil kardeşi Habil ile anlaşamamış ve “Biz olmayı, birlik olmayı” değil ben
olmayı seçmiştir. Bunu yaparken de aklını değil nefsini kullanmıştır.
Birlik kurmak
dünyanın en kolay işidir.
Neler oluyor?
Hani birlik kurmak dünyanın en zor işiydi?
Gerçekten de
birlik kurmak dünyanın en kolay işidir. Ama hangi konularda?
İnsanlar gözüyle görebildikleri, eliyle tutabildikleri
bütün somut konularda, bütün fiziki konularda çok rahat bir şekilde birlik
oluşturabilirler.
Mesela et üretilecek, süt üretilecek, taşımacılık gibi
tarım gibi kooperatiflerde işler yapılacak… Bu konularda insanlar hızlı bir
şekilde bir araya gelip birlik kurabilirler. Hatta bu konularda kurdukları
birliklerin çoğu da kurumsaldır.
En önemli olanı da buralarda sorun çıktığında el
birliğiyle sorunun üzerine gidip meseleleri hemen çözerler. Çok fazla bir
sıkıntı ile karşılaşmazlar. Genel olarak bu birliği oluşturanlar rahat bir
şekilde anlaşabilir ve işlerinde ilerler.
Dünya, bu tür birliklerle ağzına kadar doludur. Çünkü bu
tür birlikler maddi fiziki ihtiyaçları karşılamak için kurulmuşlardır.
Dolayısıyla insanlar burada saf akıl kullanırlar. Bu birliklerin hızlı bir
şekilde kurulması ve iş görmesinin en önemli sebebi saf aklın kullanılmasıdır.
Doğrudan doğruya akıl kullanılır ve birlikler rahat bir şekilde kurulup
işletilir.
Saf akıl kullanmakta dünyanın en güçlü (iyi olanı kastetmiyoruz) örneklerini,
Rönesans ve Reformla başlayan hareketle Batıda görmemiz mümkündür. Batıda
kurulmuş sayısız birlik örneklerini sayabiliriz. Muhteşem makineler yapıp
muhteşem üretim tesisleri kurmuşlardır. Kendi aralarında muhteşem bir birlik
ilişkisine girip bu birliklerle büyük işler başarmışlardır.
Hani kolaydı,
hani zordu? Peki, ne zaman birlik kurmak zorlaşmaya başlar?
İnsan nefsinin konuya girmesi ile beraber birlikleri
kurmak ve devam ettirmek zorlaşmaya başlar. Bir konunun, bir alanın, bir
uğraşın içerisine nefs ne kadar müdahil olursa birlik kurmak ve devam ettirmek
o kadar zorlaşır. Nefsin doğrudan müdahalesi olan birlikleri kurmak zordur.
Nefs nedir?
İnsanların büyük bir kısmı maalesef “nefs nedir” sorusunun cevabını bilmiyorlar… keşke bilselerdi. O
zaman NEFS NEDİR?
Nefs, insanın ben’idir. İnsanın
ego’sudur. Bunun Hak Din’deki adı nefstir. Psikolojideki yarım yamalak adı, ego’dur.
Ego, hiçbir zaman nefsin tam olarak karşılığı değildir.
İnsanların ben merkezli düşünmek gibi bir özelliği
vardır. Ben merkezli düşünmenin de en büyük özelliği; kendisini doğru,
kendisini haklı, kendisini yanılmaz görmesidir. Dolayısıyla kendisi doğru,
haklı ve yanılmaz ise karşısındakiler bunun tam tersi olarak yanlış
yapmaktadırlar.
İnsanlar dünyanın kendi etrafında dönmesini isterler. Ama her insan bunu istediği için birlik kurmak zorlaşır. Yazının başında bahsettiğimiz iki kişinin anlaşamadığı bir yerde beş, on, elli, yüz, bin veya milyonlarca kişinin anlaşabilmesi nasıl mümkün olacaktır? Zaten de mümkün olmamıştır. Tarihi süreçlere bakıldığında özellikle Din ve Siyaset alanlarında birlik kurmaktan çok birliklerin yok edilmesi söz konusudur.