BEN ÖĞRETMENİM!
“Derdi olmalı insanın
derdi, Üstad!” Öğretmenler,
derdi olan insanlardır ve dertlerini sevgi kabında, merhamet suyuyla, ilim ve
bilgi hamuruyla ta ki inanç ve başarı kıvamına gelinceye kadar aşk ile yoğurmalılar.
İşte o vakit gelecek adına güzel düşler kurmak için oturup bir şeyler
konuşabiliriz.
Hayat
yolculuğunda yolunuz okuldan, mektepten veya bir şekilde tedrisattan geçmişse
hayatınıza dokunmuş bir muallim, bir öğretmen de muhakkak olmuştur.
Öğretmenlerin
susturulduğu bir zamanda konuşulan hiçbir sözün ehemmiyeti yoktur. Bir insanın,
toplumun, milletin hatta medeniyetin imarında ve inşasında temel yapı taşı olan
öğretmenlerimiz, saygıyı, sevgiyi, hürmeti ve hatırlanmayı bir gün değil, her
gün hak ediyor. Onlara duyulan saygının günlere sığdırılamayacak kadar ziyade
olması gerekir. Ki onların yüreğinde bütün öğrencilere yetecek kadar yer var.
Her bir öğrencisi öğretmeninin yüreğinde yaşar. Başarısıyla, mutluluğuyla,
kendini gerçekleştirmesiyle, huzuruyla, dahası olumlu ve olumsuz bütün
yönleriyle öğrenciler öğretmenlerinin yüreğinde bir yere sahiptir.
Hz. Ali'nin “Bana
bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” sözünü kendine şiar edinmiş
bir medeniyetin bakiyesini devam ettirenler olarak, ilim ehli insanlara
göstereceğimiz saygı herhangi bir bahanenin arkasına gizlenemeyecek kadar
aşikâr olmalıdır.
Öğretmenliği bir
iş veya meslek olarak görmek belki de en büyük yanılgılardan biridir.
Öğretmenlik,
ağaç dikmeye benzer. Toprağı öğretmenin yüreğidir, tohum çocuktur, suyu
sevgidir, güneşi bilgidir, gövdesi eğitim öğretimdir, dalları merhamettir, yaprakları
umuttur, rüzgârı disiplindir, fedakârlıkla büyütülür ve meyvesi ise gelecektir.
Öğretmenlik, bir
meslekten öte, gönül ve dert meselesidir. İnsanlar evde akşamları üç çocuğuyla
bir saat geçirmekte dahi zorlanırken, öğretmenler, elli metrekare sınıfta
ortalama otuz öğrenciyle günde en az altı saat beraber oluyor ve o süre
zarfında onlarda kalıcı izli davranışlar oluşturarak, onları geleceğe
hazırlamaya çalışıyor. Onlar için sınıf ikinci değil, ilk evleridir ve o evi
huzurun, mutluluğun, başarının ve sevginin evi yapmaya özen gösterirler.
Unutmayalım ki öğretmen,
çağa ayak uyduran değil, çağa yön veren kişidir. Vizyon sahibi, eylem adamıdır.
Verdiği en büyük mücadele, cehalete karşı olan mücadeledir.
Öğretmenin
varlığı, cehaletin köküne kibrit suyudur. Birileri öğretmeni hedef gösteriyorsa
gizlendiği mevzi cehalet mevziisidir. Ya tutarsa diye yöneltilen eleştiriler ve
atılan çamurlar, öğretmenlere yapışmaz lakin lekesi çocuklarımızın üzerinde kalır.
Çocuklar toplumun aynasıdır. Toplumda gördükleri, hayatlarına yansır. Şayet bir
evde, bir ortamda öğretmen ile ilgili olumsuz cümleler cüretkâr bir şekilde
telaffuz edilebiliyorsa o çocuğun hayatında öğretmene, bilgiye, geleceğe çıkan
yollara dinamit koyulup patlatılmış demektir.
Maalesef toplum
olarak her şey hakkında çok rahat yorum yapar hale geldik. İnsanların
arkasından çok rahat atıp tutuyoruz. Lakin söylediğimiz sözlerin etrafımızda
nasıl bir etki oluşturabileceğini hesaba katmıyoruz. Geleceğimizi aydınlatmak
da karartmak da bizim elimizde.
Ne de güzel
demiş Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç: “Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için
gökyüzünün öğrencisi olmak gerekir.” Bizler de Yüce Yaradan'ın ilahi
buyruk ve öğretileri ışığında inanç, sevgi ve bilgi ile donattığımız
ruhumuzdaki güzellikleri körpe beyinlere ve temiz kalplere bir bilge edasıyla
ilmek ilmek nakşetmeliyiz. İşte o zaman gelecek adına kurulacak güzel ve umutlu
düşlerin mimarı olabiliriz.
Böyle kutlu ve
güzide bir ailenin ferdi olmaktan onur duyuyorum. ‘Ben Öğretmenim!’ demenin huzurunu ve mutluluğunu yüreğimde bir
nişan olarak taşıyorum. Öğretmenler Günü için kaleme aldığım şiirimin son
bölümüyle yazıma nihayet verirken başta üzerimde emeği olan öğretmenlerim ve
mesai arkadaşlarım olmak üzere bütün öğretmenlerimizin gününü en kalbi
duygularla kutluyor ve bir gün değil her gün hatırlanmak dileğiyle muhabbet ve
saygılarımı sunuyorum.
“Varlığım cehaletin köküne kibrit suyudur
Dünya kurusa da yüreğim umudu yeşertecek
kuyudur
Adımı sormayın artık ne olur
Vereceğim en güzel cevaptır sözüm
Ben öğretmenim, öğretmen iki gözüm!”