Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.65
Gram Altın
2960.22
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Ekim 2023

Ben bu çağdan nefret ettim!

Gazze’deki hastanenin israil tarafından vahşice bombalandığı dün gece bir ilk yaşandı: Böyle bir çağa şahitlik etmek istemeyen Müslümanlar, kıyametin kopması için dua etti.

Elbette kimse Allah’tan daha merhametli değil ama işgalci israil’in elini kolunu sallaya sallaya hastane bombalaması; tüm uluslararası kuralları, teamülleri, antlaşma ve anlaşmaları hiçe sayarak haydut bir örgüt gibi davranması ve buna karşı konulamayacağı düşüncesinin hâkim olması ‘âmin’ seslerinin şiddetini daha da yükseltiyor. Hastanedeki çocukların görüntüleri göz önünden gitmiyor; yüreğimiz, göğsümüz daralıyor. Cahit Zarifoğlu geliyor akıllara: “Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim…”

***

ABD’sinden AB’sine, İngiltere’sinden Japonya’ya kadar dünyayı sömüren ve kendinden yeterince uzak coğrafyalarda kaos, terör üreten siyonist tasmalı bütün ülkeler, Filistin’in karşısında konuşlandı. 365 km² Gazze ve 5800 km² Batı Şeria olmak üzere toplamda 6.165 km² toprağı kalmış Filistin’in karşısındaki ülkeleri düşünsenize; bilmem kaç milyon km² toprağa, trilyon dolarlarca gayri safi hasılaya, trilyon dolarlık teknolojik silaha ve bunun yanında dünyayı parmağında oynatan kitle iletişim araçlarına sahip ‘süper güç’ ülkeler...

Bir tarafta ellerinde taşlarla intifada çocukları, Hamas’ın iptidai sayılabilecek füze ve silahları; diğer tarafta dünyanın en gelişmiş teknolojik silahları, son teknoloji uçak gemileri ve hava savunma sistemleri…

Bir tarafta ‘inancımız gereği esirleri koruyacağız’ diyen Filistin tarafı, diğer tarafta çocukları, kadınları, yaşlıları fosfor bombaları ile yok eden, hastaneyi dahi bombalayan aşağılık, sözde devlet israil ve onun tasmasını boynunda taşıyan yerli-yabancı kuklalar…

Bir tarafta ağzından insan hakları, çocuk hakları naralarını düşürmeyen Batı ve onun iki yüzlü kurum/kuruluşları, diğer tarafta tek birlikteliği Allah’la olan Filistinliler…

Bir yandan ABD Başkanının ve Avrupalı liderlerin konu hakkında her gün bir siyonist gibi verdiği boş ve insan suçlusu demeçler, diğer yanda parçalara ayrılmış çocuğunun bedenini poşette taşımak zorunda kalan babanın Allah-u Ekber nidaları…

Bir tarafta ‘dünya gücü’ denilebilecek Ülkelerin afili cümlelerle yaptığı diplomatik görüşmeler, diğer tarafta üzüntülerini ifade ettiğinin bildirildiği prensler, krallar ve sözde İslam ülkeleri/örgütleri…

Bir yandan dünyanın tüm medya kuruluşlarını, sosyal medyayı ele geçirmiş siyonist yahudiler, diğer yandan küçük bir medya grubu içerisinde yer bulmaya ve dünyaya sesini duyurmaya çalışan Filistinliler…

Bir yanda hastanede üzerlerine bomba yağdırılmış bine yakın çocuk ve kadın şehit, diğer yanda Gazze sınırında barbekü partisi yapan siyonist israil askerleri…

Bir yanda israil’e hemen taziye ve destek ziyaretine giden ülke başkanları; diğer yanda kendi evine dahi gidemeyen/giremeyen Filistinliler…

Evet; gözü dönmüş, kural tanımaz aşağılık ve adice bir tarafın karşısında oyunu kurallarına göre oynamak imkânsız görünüyor. Çaresizlik insanı öyle bir duruma getiriyor ki şu an bizi ‘öteki’ olarak tanımlayanların sahibi oldukları sosyal medya uygulamaları üzerinden Filistinlilerin sesini ‘dünya’ya duyurmaya çalışıyoruz. Dahası bu katliamı, ‘dünya’yı yönetenlerin yaptığını ve bir kısmın doğrudan destek şeklinde bir kısmının da sessiz kalarak zulme ortak olduğunu unutarak duyurmaya çalışıyoruz. Müslümanlara dünyayı dar edenlerden, Müslümanlara dâr (yurt) ve hak talep ediyoruz! Filistin’in burnunun dibinde hazır mühimmatla bekleyen uçak gemileri ve kraliyet donanmasının esasen bütün Müslümanları tehdit ettiğini idrak edemiyoruz.

Sonuç olarak nefes alamıyor, daralan göğsümüzü İnşirahlarla ferahlatamıyoruz. İçimiz ağır ağır yanıyor, söndüremiyoruz. Fakat inancımız, ümitvar olmayı emrediyor. Bugüne kadar Cemal sıfatlarına sığındığımız Rabbimize bu sefer tüm mazlumlar adına Celal sıfatları ile yalvarıyor, Allah’tan başka sığınağımızın olmadığını bir kez daha anlıyoruz:

“(Yahudiler) tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarını bozdu. Evet, Allah en iyi tuzak bozucudur.” (Âl-i İmrân Suresi 54. Ayet)

''Lâ Galibe İllâllah” (Yusuf Suresi 21. Ayet.