Ben bu çağdan nefret ettim!
Gazze’deki hastanenin israil tarafından vahşice bombalandığı dün gece bir ilk yaşandı: Böyle bir çağa şahitlik etmek istemeyen Müslümanlar, kıyametin kopması için dua etti.
Elbette kimse Allah’tan
daha merhametli değil ama işgalci israil’in elini kolunu sallaya sallaya
hastane bombalaması; tüm uluslararası kuralları, teamülleri, antlaşma ve
anlaşmaları hiçe sayarak haydut bir örgüt gibi davranması ve buna karşı
konulamayacağı düşüncesinin hâkim olması ‘âmin’ seslerinin şiddetini daha da
yükseltiyor. Hastanedeki çocukların görüntüleri göz önünden gitmiyor;
yüreğimiz, göğsümüz daralıyor. Cahit Zarifoğlu geliyor akıllara: “Ben bu
çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim…”
***
ABD’sinden AB’sine,
İngiltere’sinden Japonya’ya kadar dünyayı sömüren ve kendinden yeterince uzak
coğrafyalarda kaos, terör üreten siyonist tasmalı bütün ülkeler, Filistin’in
karşısında konuşlandı. 365 km² Gazze ve 5800 km² Batı Şeria olmak üzere toplamda
6.165 km² toprağı kalmış Filistin’in karşısındaki ülkeleri düşünsenize; bilmem
kaç milyon km² toprağa, trilyon dolarlarca gayri safi hasılaya, trilyon
dolarlık teknolojik silaha ve bunun yanında dünyayı parmağında oynatan kitle
iletişim araçlarına sahip ‘süper güç’ ülkeler...
Bir tarafta ellerinde
taşlarla intifada çocukları, Hamas’ın iptidai sayılabilecek füze ve silahları;
diğer tarafta dünyanın en gelişmiş teknolojik silahları, son teknoloji uçak
gemileri ve hava savunma sistemleri…
Bir tarafta ‘inancımız
gereği esirleri koruyacağız’ diyen Filistin tarafı, diğer tarafta çocukları,
kadınları, yaşlıları fosfor bombaları ile yok eden, hastaneyi dahi bombalayan
aşağılık, sözde devlet israil ve onun tasmasını boynunda taşıyan yerli-yabancı
kuklalar…
Bir tarafta ağzından
insan hakları, çocuk hakları naralarını düşürmeyen Batı ve onun iki yüzlü
kurum/kuruluşları, diğer tarafta tek birlikteliği Allah’la olan Filistinliler…
Bir yandan ABD Başkanının
ve Avrupalı liderlerin konu hakkında her gün bir siyonist gibi verdiği boş ve
insan suçlusu demeçler, diğer yanda parçalara ayrılmış çocuğunun bedenini
poşette taşımak zorunda kalan babanın Allah-u Ekber nidaları…
Bir tarafta ‘dünya gücü’
denilebilecek Ülkelerin afili cümlelerle yaptığı diplomatik görüşmeler, diğer
tarafta üzüntülerini ifade ettiğinin bildirildiği prensler, krallar ve sözde
İslam ülkeleri/örgütleri…
Bir yandan dünyanın tüm
medya kuruluşlarını, sosyal medyayı ele geçirmiş siyonist yahudiler, diğer
yandan küçük bir medya grubu içerisinde yer bulmaya ve dünyaya sesini duyurmaya
çalışan Filistinliler…
Bir yanda hastanede
üzerlerine bomba yağdırılmış bine yakın çocuk ve kadın şehit, diğer yanda Gazze
sınırında barbekü partisi yapan siyonist israil askerleri…
Bir yanda israil’e hemen
taziye ve destek ziyaretine giden ülke başkanları; diğer yanda kendi evine dahi
gidemeyen/giremeyen Filistinliler…
Evet; gözü dönmüş, kural
tanımaz aşağılık ve adice bir tarafın karşısında oyunu kurallarına göre oynamak
imkânsız görünüyor. Çaresizlik insanı öyle bir duruma getiriyor ki şu an bizi ‘öteki’
olarak tanımlayanların sahibi oldukları sosyal medya uygulamaları üzerinden Filistinlilerin
sesini ‘dünya’ya duyurmaya çalışıyoruz. Dahası bu katliamı, ‘dünya’yı
yönetenlerin yaptığını ve bir kısmın doğrudan destek şeklinde bir kısmının da
sessiz kalarak zulme ortak olduğunu unutarak duyurmaya çalışıyoruz. Müslümanlara
dünyayı dar edenlerden, Müslümanlara dâr (yurt) ve hak talep ediyoruz!
Filistin’in burnunun dibinde hazır mühimmatla bekleyen uçak gemileri ve
kraliyet donanmasının esasen bütün Müslümanları tehdit ettiğini idrak
edemiyoruz.
Sonuç olarak nefes
alamıyor, daralan göğsümüzü İnşirahlarla ferahlatamıyoruz. İçimiz ağır ağır
yanıyor, söndüremiyoruz. Fakat inancımız, ümitvar olmayı emrediyor. Bugüne
kadar Cemal sıfatlarına sığındığımız Rabbimize bu sefer tüm mazlumlar adına
Celal sıfatları ile yalvarıyor, Allah’tan başka sığınağımızın olmadığını bir
kez daha anlıyoruz:
“(Yahudiler) tuzak
kurdular, Allah da onların tuzaklarını bozdu. Evet, Allah en iyi tuzak
bozucudur.” (Âl-i İmrân Suresi 54. Ayet)
''Lâ Galibe İllâllah”
(Yusuf Suresi 21. Ayet.