“Ben”, “Biz” ve “Onlar!” Hayırlı Bayramlar!
Mütefekkir Yusuf Kaplan, “Serdar Arseven Youtube Kanalımız”ın yayınında, “Bu ülkeyi biz yönetmiyoruz!” diyor.
“Biz”.
Buradaki “Biz”in ne demek olduğu, bu “Biz”in içine kimlerin girdiği, kimlerin girmediği, çerçevenin ne kadar dağılıp dağılmadığı ayrı mesele.
“Biz”in ayrıntılarına dalarsak yüzeye çıkamayız.
Ayrıntıda boğulup kalırız.
“Şeytan Ayrıntıda Gizlidir” derseniz, ona da “EyvAllah” çekeriz.
“Biz” kafaları daha fazla karıştırmadan, “Bu ülkeyi biz yönetmiyoruz!”a dönelim.
Ne demek bu?
“Davul bizim boynumuzda, tokmak başkalarının elinde!” demek.
Bu böyle…
İspatı da her yerde.
Bu memlekette, Mütefekkir Yusuf Kaplan’ın “Biz”inin içine girenlerden birine bir saldırı olduğunda, “kendi adamları” bile destek vermiyor.
Ne desteği…
Bir kısmı, “Vuranlarla bir olup saldırıya geçiyor!”
Misali gırla!..
Bunları 28 Şubat’ın en şedit günlerinde çok gördük; ne vakit darbecileri yüklensek, hedef haline getirilirdik…
Ve ne zaman hedef haline getirilsek, darbecilerin gözlerine girmek isteyen “ezik” takımı, bize yüklenirdi.
Sonra sonra…
Aradan yıllar yıllaaar geçinde…
İşler biraz düze çıkar gibi görününce baktık, hepsi oldu birer kahraman!..
Oh ne âlâ dünya!..
Kavanoz dipli dünya!..
Yarın öbürgün yine “saf” değiştirir bu “uyanık”lar, var ya!..
Geçelim…
Bu “aşağılık kompleksi”nin aşısı yok arkadaş, otuzbeş yıldır iyileşene rastlamadım.
Öldürmeyen, süründüren bir hastalık!..
Bu meselenin esas mesele olduğunu görebilmek, idrak edebilmek öylesine mühim ki…
“Kültürel İktidar” sende ise, bir gün seçim kaybetsen de ayakta kalırsın…
Değilse…
Her seçimi kazansan da, psikolojik üstünlük “onlarda” olur.
Buradaki “biz” ve “onlar” yaklaşımının bir tarafında “sakatlık” olduğunun farkına varalım.
“Biz”in anlam çerçevesi çok dağınık, “Biz” ne demek, bu “Biz”in içine kimler girer, bunlar iyice karıştı.
Öte yandan…
Meselenin “Onlar” tarafı gayet net.
Hep birlikte hareket ediyor, ara sıra ihtilafa düşseler de “hedefe kilitlenmesini” biliyor, “Kültürel İktidar” bilinciyle “toplu hücum toplu savunma”...
Yok, olmadı “Toplu hücum toplu hücum” anlayışıyla yükleniyorlar.
Yani “Onlar” tarafında “sıkıntı” yok, “Onlar” gayet net.
Mesele “Biz” tarafında...
Şimdiiii…
Mübarek Bayram günündeyiz.
Kafaları daha fazla “zorlamanın” anlamı yok.
Kafa konforunu bozmak da iyi olmaz.
“Şeker Bayramı” kıvamında “Ramazan Bayramlarımız” vardı, bu Bayram nasıl geçecek, Allah ömür verirse göreceğiz.
Bu Ramazan’ımız şükür güzel geçti, daha fazla tefekkür etme imkânı bulduk.
“Onu bunu boş ver, bildiğin yolda ilerle Allah’ın izniyle” şuurunu depoladık.
Allah izin verirse, önemli atılımlarımız olacak!..
Genç kardeşlerimizle…
İnşallah, “Bizbize…”
Kısmetse “Biz”i buluruz…
Önce “Ben”i yerli yerine oturtalım da…
“Ben kimim”e net bir şekilde cevap vermeden…
Bunu kalbe tasdikletmeden “Biz” e varamayız!
“Biz”in içini dolduramayız!..
Bayramınızı tebrik ederim efendim.