Ben aday değilsem...
25. Dönem Milletvekili adayları belli oldu.
Öncelikle ülkemiz için, bu aziz millet-ümmet için hayırlara vesile olmasını alemlerin Rabbi'nden niyaz ediyorum. Aday olan dava arkadaşlarıma, kardeş ve dostlarıma başarılar diliyorum.
Dün açıklanan milletvekili adayları arasında olmamayı sorun olarak değil, kısmet ve liderliğin takdiri olarak değerlendiriyorum.
Unutmamalıyız ki Ak Parti kimi aday olarak düşünmemiş ise sadece milletvekili olarak düşünmemiştir. Bu, beraber yürümeyeceğimiz anlamına asla gelmez. Bu kutlu davaya beraberce hizmet etmeye devam edeceğiz.
Ben bir gazeteci olsam da gazetecinin tarafsızlığı benim için bir anlam taşımıyor. Bütün köşe yazarları, gazeteler ilk günden beri taraf iken, Türkiye'nin adeta Kurtuluş Savaşı verdiği bu süreçte bu onurlu davanın tarafı olduğumu yazılarımda, TV ve açık oturumlarda, konferans ve diğer söyleşilerde açık ve net bir şekilde belirtmeye devam edeceğim.
Evet,
Bizim milletvekili olmamız kısmet olmamış ise, makamların da bu meyanda karar vermeleri gayet tabiidir. Biz bu kutlu yolculuğu sürdüreceğiz. Bu davanın lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile, bu dava liderinin çok değerli yol arkadaşı başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu ve dava arkadaşları ile bu kutlu yolculuğun onurunu hiçbir zaman dünya makam ve mevkilerine değiştirmemeliyiz.
Bu sebeple milletvekili olarak düşünülmemiş olmamız davamıza bağlılığımızı zerre kadar etkilememelidir.
Neden mi? İsterseniz Mayıs 2014'te yazdığım bir yazıdan (az değişikliklerle, çünkü yazı yazıldığında Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmamıştı vs...) yapacağımız alıntılarla nedenini anlatalım:
Bu bir davadır, yeni bir dünyayı inşa sürecindeyiz. Bu sürecin mimarı, lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır, onun en büyük destekçisi Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu'dur.
Türkiye yeniden İstiklal Mücadelesi veriyorken, "Ak Parti bana ne verdi"ye bakacak kadar düşük ve düşkün değilim. Aldığım İslami eğitim ve terbiye, aldığım aile terbiyesi, yetiştiğim çevre ve camia "bana" diyemeyecek kadar beni haysiyetli kılmış.
Ak Parti 12-13 yılda devrim niteliğinde 50'yi aşkın başlıkta/konuda yeniliğe ve hizmete imza atan partidir. Sadece 2013-2015'te 30 yıllık kardeş kanını canı pahasına durdurup amca çocukları olan gençlerimize ab-ı hayat oldu Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Sadece son iki yılda başörtüsü zulmü, nefret suçları, farklı dillerde eğitim, Kur'an ve Siyer Dersleri, IMF'in borcu, 3. Köprü, 3. Havaalanı, Ermenilere taziye gibi ve rüyalarımızda görsek inanamayacağımız başarılara, devrimlere imza attı.
Ak Parti'yi, Sayın Davutoğlu'nu, Sayın Erdoğan'ı elbette sonuna kadar destekleyeceğim.
Çünkü:
Torunlarıma dedeleri olarak temiz bir menkıbe-hikaye ve miras bırakmayı esas alıyorum,
Halkımıza, milletimize, ümmetimize karşı sorumluluğumu yerine getirmeye çalışıyorum,
Rabbimin hediyesi ve ikramı olan ümmetin derdini dert etme şerefini kana kana içmek istiyorum,
Bu aziz milletin ceddine ve dedelerime yaraşır bir geleceğe, kadim geleneğin yeniden inşasına kum, çakıl, kireç, tuğla olmak istiyorum.
Ve,
Ruz-i mahşerde alemlerin Rabbi'ne kemali edeble ve "razı olmuş ve razı etmiş kul" olarak bir ömür takdim etmek istiyorum. Bu bilinçteyken, bu ülke için, ümmet için, mazlum ve mağdurlar için çırpınan bir lideri desteklemeyeceğim de ne yapacağım? Yüz yıl aradan sonra ilahi lütuf ve ihsan olarak kabul ettiğim Ak Parti iktidarı ve onun liderini bu yüzden desteklemeye devam edeceğimi bir kez daha ilan ediyorum.
Özellikle Gezi ve nihayet 17 Aralık paralel darbe sürecinde dünya liderine desteğim artınca tanıdıklar başımıza kötü şeylerin geleceğini (ki geldi de) ve bize çok kötü şeylerin olacağını söylemişlerdi de biz yola devam dedik, devam diyoruz, devam edeceğiz inşaallahu Teala.
Gün "beni nasıl uygun sırada aday yapmazlar" ya da "beni nasıl listeye almazlar" diyerek küsme günü değil, kenetlenme, dava adamı olmanın gereğini yerine getirme günüdür. Özellikle halen milletvekili olup da listede ismi olmayanlar partilerine sadakatlerini göstermelidirler.
İnsanız, elbette üzülürüz, ama kendimizi dünyanın merkezi görecek enaniyetten de uzak durmalıyız. Aday olmadık diye yas tutmamalı, siyasi çizgimizde bir sapma göstermemeliyiz.
Çünkü Ak Parti bir partiden ziyade, kutlu, değerli bir yolculuktur. Ak Parti kazanmalı ki Türkiye'yi bu yolculuktan alıkoyamasınlar.