Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Nisan 2024

Belediyeler ve afet öncesi sorumlulukları

Ülkemizde her geçen gün afetler şiddetini artırarak hayatı olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Afetlerin olumsuz etkilerinden korunmanın yolu etkili bir afet yönetiminden geçmektedir.

Son yıllarda ülkemizde meydana gelen afetlerde yürütülen çalışmaların, afet yönetimi açısından tam manasıyla başarılı olduğunu söyleyemeyiz.

Bu nedenle merkezi yönetim yaklaşımları yerine yerelde mahalli idarelerin ön planda olduğu bir afet yönetim sisteminin devreye girmesi artık kaçınılmaz bir realitedir.

İl Afet Risk Azaltma Planları (İRAP) 2021 yılında tüm illerde tamamlanarak yürürlüğe girmiştir. İRAP, ilin afetselliğini ve afetlerin olası sonuçlarını değerlendiren, olumsuz etkileri en aza indirebilmek amacıyla afetler gerçekleşmeden önce yapılacak eylemleri açıklayan ve kurumların sorumluluklarını belirleyen bir plandır.

Bu planlar illerdeki tüm paydaşlarla hazırlanması gereken bir yol haritasıdır. Bu yol haritasında;

- İlin mevcut genel durumunun tespiti,

- Tehlike ve risklerin değerlendirilmesi ve durum analizi,

- Afet risk azaltma amaçlarının belirlenmesi,

- Hedeflerin belirlenerek eylemlerin gerçekleştirilmesi,

- İzleme ve değerlendirme süreçlerinden oluşmaktadır.

Türkiye’de afet yönetimi açısından koordinasyon yetkisi AFAD’a verilmiştir. İllerde bu koordinasyon valilikler aracılığıyla AFAD İl Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir.

Belediyelerin afet hizmetlerine yönelik, yasal sorumlulukları bulunmaktadır.

İRAP kapsamında belediyelere ve bağlı kuruluşlarına çeşitli eylemlerin gerçekleştirilmesi sorumluluğu verilmiştir.

Belediyelerin İRAP planlarında daha çok, kentsel dönüşüm çalışmaları, deprem, heyelan, taşkın, yangın ve endüstriyel kazalara yönelik risk analizlerinin yapılması ve gerekli tedbirlerin alınması konularında destek sağlama zorunluluğu bulunmaktadır.

Verilen bu görevler incelendiğinde belediyelerin bu planlarda en önemli paydaşlar olduğu görülmektedir. Fakat belediyelerin büyük kısmının kendilerine biçilen rolleri yerine getirebilecek hazırlığa ve kapasiteye sahip olmadığı bilinen bir gerçektir.

Büyükşehir belediyeleri diğer belediyelere göre nispeten daha iyi durumdadırlar. Ancak büyükşehir belediyelerinin mevcut kurumsal kapasiteleriyle doğru orantılı bir afet yönetim anlayışına sahip olmadıkları, daha çok müdahale mantığıyla hareket ederek risk azaltmaya gerekli önemi vermedikleri görülmektedir.

Büyükşehir olmayan il ve ilçe belediyeleri kurumsal afet yönetim sistemine sahip olmak için gerekli olan, yeterli eğitim, bütçe, yetişmiş teknik personel, alet, araç ve gereçten yoksun oldukları bilinmektedir.

Belediyelerin afet önleme eğitim ve planlarının oluşturulmasına destek vermeleri ve şehirlerimizi afetlere karşı dirençli hale getirme görevleri de bulunmaktadır.

Dünyada son dönemde afet yönetiminin yerel aktörler tarafından gerçekleştirildiği ve başarıya giden yolun belediyelere daha fazla sorumluluk, yetki, finansal kaynak vermekten geçtiği anlaşılmıştır. Afetsiz günler temenni ediyorum.