Belediyeler konser düzenleyeceğine barınak inşa etsin
Bilindiği gibi belediyeler, “kültür sanat” etkinlikleri
kapsamında envaiçeşit konser düzenliyor. Ak
Partili Belediyeler, sadece Cumhuriyeti Bayramı Konserleri için yaklaşık 6
milyon 570 bin harcama yapmış. Farklı konser türlerini de hesaba
kattığımızda karşımıza ciddi rakamlar çıkıyor.
Zira bazı sanatçıların ortalama konser ücretleri şöyle, Demet Akalın, 600 bin, Zara, 220 bin, Cengiz
Kurtoğlu, 200 bin, Hakan Altun, 450 bin, Nilüfer 150 bin, Sertaç Ortaç, 350
bin, Ajda Pekkan, 1 milyon, Murat Dalkılıç, 350 bin.
Takvim Gazetesi’nin haberine göre rekor, 2 milyon lira ile
Kenan Doğulu’da.
Bir ara Keçiören
Belediye Başkanı Turgut Altınok, Sibel
Can’ın konser ücretine tepki göstererek, “Dakikası 12 bin lirayı buluyor” demişti. Yani iki saatlik program için
bir buçuk milyon para demek bu. Neticede konser düzenlemekten vazgeçmişlerdi.
Belediyeler, bu konserleri topluma bedava bir hizmetmiş gibi
takdim ediyor. Oysa görüldüğü gibi hiçbir sanatçı kolay kolay bedava konser
vermiyor.
Peki, bu konser
maliyetleri nereden tedarik ediliyor? Elbette halktan toplanan vergilerle.
Anlayacağınız, bir avuç insanın izlediği konser ücretleri, şehrin geri kalanından
tahsil ediliyor.
Düşünün, bir kişi, hayatında hiç dinlemediği ve
dinlemeyeceği bir sanatçı için ücret ödemek durumunda kalıyor. Oysa konsere
gitmek isteyen biri, sevdiği sanatçı için bedeli neyse ödemelidir.
Şimdi asıl konumuza gelelim. Başıboş köpek sorunu.
Belediyeler, çeşitli
konser etkinliklerine milyonlarca lira bütçe ayırıyorlar ama sokaklar
köpeklerden geçilmiyor.
Geçenlerde Kırıkkale Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan
Hataylı dostum Adnan Küçük Hocam ile bu sorunu konuştuk. Daha geçenlerde
kendisine kampüste köpekler saldırmış.
Adnan Hocam geçen yıl
Hatay’da EXPO kapsamında düzenlenen konserler için ayrılan miktarın 450 milyon
lira olduğunu söyledi. Bu bütçeyle Hatay sokaklarında tek bir köpek kalmaz.
İnsanlar da huzur bulur. Ama onlar “gidin sorunuzu Beştepe çözsün diyorlar!”
Yanılmıyorsam Mayıs ayında olsa gerek, Cumhurbaşkanı
Erdoğan, partisinin il başkanları toplantısında, sokak hayvanlarıyla ilgili
problemlerden belediyelerin sorumlu olduğunu söylemişti. Öyle ki; “İllerinizde barınakları oluşturun, eksikler
var ise bakanımıza iletin. Yeni barınaklarınız eksiksiz olsun” talimatını
vermişti.
Verdi vermesine ama Fuat Uğur’un köşesinde de ifade ettiği
gibi 5199 sayılı yasada “barınak zorunluğu yok!” Hal böyle olunca belediyeler de
barınak yapmıyor ve çocuklar ölmeye devam ediyor.
Daha geçenlerde Bitlis’te Sokak köpeklerinin ısırması sonucu
kuduz teşhisi konulan 10 yaşındaki Mustafa Erçetin’i toprağa verdik.
Mehmet Özer’i hatırladınız mı? Okul çıkışı evine giderken tam
25 sahipsiz köpeğin saldırısına uğrayarak yaşamını yitirmişti.
Hangi birini sayalım?
1 Mart 2022'den bu
yana 16 kişi bu saldırılarda hayatını kaybetti. Sadece 2021 yılında ülkemizde
24 insanımız bu şekilde öldü.
Neden insanlarımız
sokaklarda başıboş halde tutulan köpekler sebebiyle yaşamını yitirsin ki?
Belediyeler neden barınak yapmıyor? Milletvekilleri bu olan biteni neden
görmüyor? Neden bu yasayı revize etmiyorlar?
Basında birkaç yazar hariç kimse bu konuda duyarlılık
göstermiyor. Nasıl bir vicdana sahip bu insanlar anlamak mümkün değil.
Medeni ülkelerin hiçbirinde sahipsiz köpek sorunu
bulunmamaktadır. Çünkü onlar önce kendi insanının canını önemsiyor.
2014 yılında
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle bir cümle kurmuştu; “Dicle’nin kenarında kurdun
kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır.”
Bende kendisine sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım, Dicle’nin
kenarında değil, şehirlerimizin göbeğinde, sokaklarda başıboş halde bırakılan
köpekler yüzünden çocuklarımız ölüyor.
Belediyeler konser için ayırdıkları bütçeyi barınaklara
ayırsa bu sorun çözülür. Çözmeyeni görevinden el çektirin. Artık çocuklarımız
ölmesin.