Belediyeler artık hak yemeyi bıraksa!
Aldı herkesi bir heyecan. Hangi partiden, kim nereden belediye başkan adayı gösterilecek? Herkes merak içinde… İl, ilçe ve beldelerimizi 4 yıl boyunca kimler yönetecek? Gündemimizin ilk maddesi bu…
Belediye başkan adayı gösterilmek için müthiş bir yarış var. Geride ise mevcut belediyelere kırgın ve küskün inanılmaz bir kitle… Hele de belediye için iş yapıp da ödeme alamamış onca insan varken…
Başkan Erdoğan, Mehmet Özhaseki’yi görevlendirdi. Belediye başkan adaylarını belirlemek için… Bugün de AK Parti’nin belirlediği 40 ilin adaylarını açıklayacak. Özhaseki, belediyecilikte tecrübeli bir isim. Kayseri Belediye Başkanlığı döneminde örnek işler yaptı. Tıpkı İslami düşünceye sahip, dürüst, hakka hukuka riayet eden diğer belediye başkanları gibi… AK Parti, varlığını halkla bütünleşen o hizmet anlayışına borçlu…
Fakat AK Parti ve CHP’nin son dönemdeki bazı belediye başkanları hak hukuk tanımıyorlar. İş yaptırıyor, insanların ödemelerini zamanında vermiyorlar. Aylarca süründürüyorlar. İnsanlar iş yapıp teslim ettiklerine mi üzülsün, belediyeye iş yapmaktan çok alacağını tahsil etmek için harcadığı zamana mı, bilemiyorlar… Parti ayrımı olmaksızın, birkaç istisna hariç bir çok belediye aynı durumda… İş yaptırmak değil, sanki insanlara işkence etmek için o göreve gelmişler gibi…
***
Belediyelere bir kez iş yapan bir daha yapmıyor. Belediyeler de ha bire yeni kurbanlar bulmanın peşinde… Bu yazıyı şimdi yazmamın sebebi, her belediyenin başına bütçeyi sağlıklı şekilde yönetecek ehil yöneticilerin atanması… Başkan, bütçeyi yönetmeyi bilmiyorsa, yönetebilecek hakkaniyetli isimleri bulması için…
Birçok belediyede bu yok maalesef. Başkanların atadığı yardımcılar öyle birer benlik budalasına dönüşüyorlar ki… Değil randevu almak, yanlarına bile yanaşamıyorsunuz. Kendilerine başkan denmesinden özel bir zevk alıyorlar. Benlikleri kabarıyor. Her biri birer Karun kesiliyor. Bırakın başkan yardımcılarını, daire başkanları ve müdürlere bile vatandaşın yanaşması, derdini anlatması mümkün değil. Derdini anlatmaya gelen vatandaş, güvenlik duvarına çarpıp geri dönüyor.
Bunlar bizzat yaşayarak şahit olduğum hususlar. Yazmamın sebebine gelince… Yerel yönetimlerin iktidarın eli ayağı, kolu bacağı olması gerektiğine inancımdan dolayı… Yerel yönetimler artık sadece belediye hizmetlerinden ibaret değil. Avrupa Birliği ile uyum yasaları doğrultusunda yerel yönetimlerimiz, klasik belediyeciliğin ötesine geçti. Artık, sağlık, spor, sanat ve kültür faaliyetlerin önemli bir kısmını da yerel yönetimler sürdürüyor. Ama iş yaparken ve yaptırırken vatandaşı üzüyorlar…
***
Yerel yönetimlerde işlerin ilkeli ve kurallı yürümesi şart. Ama keyfe keder yürüyor. Kadrolar işi bilenlerden ve ehil insanlardan çok eş dost ve akrabalarla dolduruluyor. Özel sektörde bir kişinin yaptığı işi belediyelerde 10 kişi beceremiyor. Bürokrasi had safhada… Bir evrakın onaylanması bazen 2-3 ayı buluyor. Müdürlükler arasında mekik dokurken bazen unutuluveriyor. Kayırmacılık ön planda…
Bazı belediye başkanları yerel ve ulusal yayın organlarına para verip kendi tanıtımlarını yaptırıyorlar. Bir babayiğit de çıkıp bu çarka bir çomak sokamıyor. Belediye dişe dokunur bir icraat yapıyorsa, o zaten haber yapılıyor. Ne yazık ki bazı belediyelerin basın danışmanlıkları yerel basına ulufe dağıtılan arpalıklar gibi…
Mehmet Özhaseki, “Biz önce şehirlerin sıkıntılarını tespit edelim, bir medeniyet inşa edelim ve liyakatli adaylarla yola devam edelim” anlayışı içinde… Dileriz, yeni belirlenecek adaylar da bu anlayışta olur. Belediyeler artık hakkın, hukukun hiçe sayılmaya başladığı yerler olmaktan çıkar!
