Belediye Başkanı
Türkiye’de belediye seçimlerine üç gün kaldı. Hâliyle en çok konuşulan mevzu bu. Neredeyse biricik gündemimiz. Elbette bu konuda fikir beyan etmek herkesin hakkıdır. Gerçi tartışmalar erken başladı ama ne yapalım, sağlık olsun. Peki, kimi tercih edeceğiz? Kuşkusuz, hizmete talip olanları. Bu da hâliyle en tabii hakkımız.
Bir vatandaş olarak benim de bir tercihte bulunacağım aşikâr. Kimi seçeceğim, daha doğrusu kime oy vereceğim? Bu samimi duygu ve düşüncelerim müstakbel belediye başkanlarımıza ulaşır mı bilmem. Ama görevimi yapmalı, parti ve namzet ismi vermeden fikrimi beyan etmeliyim. Zira bu tekliflerimin siyaset kaydına geçmesini istiyorum.
Başkan, daha koltuğuna oturmadan özel kalem müdürüne şu talimatı vermelidir: “Bana derhal muhitimizdeki yazarların, şairlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, dergicilerin, sanatkârların, tarihçilerin, kültür adamlarının ayrıntılı listesini hazırla! Bu kişileri, en yakın zamanda bir toplantı için davet edelim. Değerli fikirlerine başvurup istişare edelim. Birikimlerinden faydalanalım. Projelerini ve tekliflerini değerlendirelim. Bunu mutlaka ayda bir yapalım. Biz bölgemizin maddi inşacıları olacaksak onlar da manevi mimarlarıdır. Fatih Sultan Mehmed, Akşemseddin Hazretleri olmadan İstanbul’u fethedemezdi. Tek kanatlı kuş uçmaz. Onlarla birlikte bu hizmetleri yürüteceğiz. Zira ecdadımız bu şekilde hareket etmiş. Âlimler, şairler, müellifler eksik olmamış idarecilerin meclisinden. Akıl vermişler yöneticilere, yol yordam göstermişler. Hatta adap erkân öğretmişler. Rahatsızlığı veya yaşlılığı dolayısıyla toplantılarımıza gelemeyecek olanları biz ziyaret edelim. Randevu isteyip evlerine gidelim. Bir ihtiyaçları varsa giderelim. Hem fikirlerini hem de dualarını alalım.”
Başkanın öncelikle ‘Ehl-i kitap’ olmasını isterim. Kastım, dinî manada değil. Şüphesiz adaylarımız inançlıdır ama yetmez, kitap ehli de olmalı. Evvela okumayı sevmeli. Bulunduğu kasabada, ilçede veya şehirde sık sık kitapçıları, sahafları, gazetecileri, yayıncıları, dergicileri ziyaret etmeli, kültür insanlarıyla dost olmalı. İhtiyaç varsa yeni kütüphane kurmalı, okul kütüphanelerine destekte bulunmalıdır.
İdeal Başkanın ‘popülerlik hastalığı’na tutulmaması gerek. ‘Ünlü’ sanatçıların, aydınların, yazarların peşinden koşmamalı, değerli edipleri, sanat erbabını adaletle ve hakkaniyetle belirleyip onlarla görüşmeli, faaliyetlere davet etmelidir. Öncelikle işi ehline vermelidir. Mesela kültür sanat müdürlüğüne, birikimli, sempatik, muhataplarıyla rahat diyalog kurabilen, çalışkan, medeni ve kültürlü kimseleri getirmelidir. Konuya ilgisiz olan, torpilli ve eksik kişileri değil!
Benim başkanım rahat ulaşılıyor olabilmeli. Vatandaşlarla arasında duvarlar örmemeli. Halk konuşamadığı, derdini anlatamadığı başkanları hâliyle istemez, sevmez. Örnek: İstanbul’da başkan olarak seçilecek kişilerin ilk çalışması, ilçedeki/ildeki bütün apartmanların depreme dayanıklılığını hemen ölçtürmelidir. İnsanlar tedirgin! Bu görev, hiç ihmal edilemeyecek derecede hayatidir ve çok önemlidir.
İdealimdeki başkan, gösteriş meraklısı, kibirli olmayacak. Adamlarının hazırladığı belediye dergisinde onlarca fotoğrafını yayımlatmayacak. Prestij kitap/dergi çıkaracağına zar zor ayakta duran edebiyat, sanat, kültür ve medeniyet dergilerine sahip çıkacak. Birilerine, ajanslara pahalı kitaplar hazırlatmak yerine ekonomik zorluk çeken yayınevlerinden kitaplar aldırarak onlara destek olacak.
İlme ve irfana içtenlikle değer veren başkan, öncelikle bu işin ehline, ömürlerini edebiyata sanata adamış olanlara hürmet edecek, onlarla ciddi biçimde iletişim kuracak, bu kişilerin tecrübelerinden, birikimlerinden, görüşlerinden istifade edecek. En yakınlarına bu konuda kesin talimatlar verecek. Küstürülen her kültür adamının toplum için büyük kayıp olduğunun farkında ve şuurunda olacak.
Belediye başkanı, şirin gözükmek adına vatandaşlara senede bir balık dağıtacağına okullara gidip kütüphane ihtiyaçlarını tespit etmeli. İlçede veya ildeki sivil toplum kuruluşlarını tanıyacak. Gönüllü olarak hizmet eden bu vakıf ve dernek idarecilerinin rahat çalışabilmelerine zemin hazırlayacak. STK yöneticileriyle sürekli diyaloglar kuracak.
Akmayan her çeşme onun meselesi olacak. Oyuncağı olmayan çocukların derdine o düşecek. Muhitindeki yoksulları kollayacak. Esnafı ayda yılda bir değil her zaman ziyaret edecek. Muhtarlarla, öğretmenlerle, din adamlarıyla sıkı irtibat hâlinde olacak. Beldenin kültür envanterini çıkaracak. Camileri, medreseleri, çeşmeleri, hazireleri, sebilleri, mezarlıkları, külliyeleri tespit edilip onaracak. Vakıf mallarına sahip çıkacak. Sokak, cadde, durak ve mahalle isimlerini ikide bir değiştirmeyecek. Levhalardaki ve vitrinlerdeki tabelalarda Türkçe hassasiyeti, dil sevgisi olacak. Bunları yapabilecek, yapmayı taahhüt edecek belediye başkanı, sadece benim değil halkımızın da gönlünde sağlam bir taht kuracak. Bunları anlatmaktan muradım, aziz milletimizin muradını dile getirmektir. Pazar günü yapılacak olan seçimler, şimdiden ülkemize hayırlı uğurlu olsun.