Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.57
Gram Altın
2950.88
BIST 100
9884.32
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Ağustos 2024

Belayı çağırıyoruz!

Gazze'de çoluk çocuk namaz kılan yüzlerce Müslüman füzeyle paramparça edildi. İnsanların cesedi o kadar parçalanmış ve tanınmayacak haldeydi ki, kurbanlık koyun eti gibi tartılarak poşetlendi... Aylardır anneler çocuklarını evlatlar kardeşlerini babalar tüm ailesinin parçalanmış bedenlerini poşetlere koyarak toplayıp gömüyor. Aylardır bebeklerin bombalarla parçalanışını izliyoruz!..

Bir sene oldu neredeyse, yüz binden fazla insanın öldürülüşünü, sayısı belirsiz toplu katliamları, bir milletin topyekün soykırımla yok edilişini izlemek ve bunun hakkında yazmak ve konuşmak ne tuhaf!

Gün içerisinde birçok not almıştım ve Gazze’ye dair başka bir mevzu yazacaktım aslında.

“Kurbanlık koyun eti gibi parçalanmış bedenler, her poşet bir insan sayılarak defnedildi...” Şu cümleyi yazmak…

Nerdeyse bir senedir çevremdeki herkesin gündemi Gazze! Her meselemiz Gazze’ye bağlanıyor, her hadisede Gazze merkeze oturuyor. Her an aklımda gönlümde ve dilimde olsa da Gazze, yemeğimi yedim, işime gittim, yürüdüm uyudum sıcakta serin suyumu içtim, çocuklarla çıktım, alışveriş yaptım, araba kullandım, hastaneye gittim, arkadaşlarımı gördüm, haber izledim, biganelere kızdım, hainlere küfrettim. Vatan düşmanlarına öfkelendim, güzel işlere sevindim. Çayımı içtim, çalıştım, kitap okudum, yazı yazdım, zulme tepkimi göstermek için her eyleme gittim, programlara çıktım, insanlara duyurdum, konuştum, meydanlarda haykırdım ağladım kızdım kahırlandım… Kafir zalim ve hainlere öfkemi, Müslüman ve mazlumlara muhabbetimi diri tutmak için çabaladım. Her yeni güne “Allah’ım şu zalimlerle hesaplaşacak bir vesile halket” duasıyla başladım, mazlumları kurtaracak hayaller kurarak geçtim uykuya…

Fakat; Divane olup aklımı yele salıvermedim hala, sorunlu da olsa uyumadan, yemeden içmeden kesilmedim. Suskunluk yemini edemedim, gülmeyi yasaklamadım kendime Kudüs-Gazze kurtuluncaya kadar. Kan çanağı gözlerle delirerek katilleri biçe biçe çatlayacak Amok koşusuna da çıkamadım. İçimdeki acı beni yeterince yakamamış ki, yakamadım dünyayı… Ne durdurabildim zalimin zulmünü, ne yapmam gerekenleri hakkıyla yapabildim…

“Kurbanlık koyun eti gibi parçalanmış bedenler her poşet bir insan sayılarak defnedildi...” cümlesinin içinde dönüp duruyorum şu an!

Ne tuhaf bir cümle bu, nasıl bir zaman, nasıl bir çaresizlik, acziyet ve zillet halini yaşıyoruz?

Haleti ruhiyem böyleyken bir de ülkeme, İslam milletinin haline bakıyorum. Bela çağırılmaz ama bu gidişin büyük bir gazabı çağırdığını düşünüyorum.

Gazze’nin, insanlığın geleceğini belirleyecek mihenk taşı olduğunun farkında değil misiniz?.

İnsanlığın geleceğine dair iyi, güzel, doğru ve adil bir hayat tasavvuru olan her insanın can pahası omuz vermesi gereken mücadelenin adı Gazze’dir! Dünyanın ve insanlığın gelecekte nasıl olacağını, neyle karşılaşacağını ve neye layık olduğunu belirleyecek olan mihenk taşı!..

Fert olarak bir insanın, cemiyet olarak bir ülkenin ve genel olarak dünyanın kaderini belirleyecek kadar derin, etkili ve acı bir imtihan…

Mazlum Gazzeliler insanlık imtihanını en acı ve ağır şekilde geçiyor. Ölüyor, ama kaybetmiyorlar. Bu imtihanda kalan bizleriz. Müslüman devletler, iktidar sahipleri, Müslüman millet ve sonrasında bütün insanlık… Soykırıma tepki gösteriyoruz, ağlıyoruz sızlıyoruz üzülüp kahırlanıyoruz ama yine de kaybediyoruz. Elbette herkes durduğu yer, gücü, niyeti, duası ve çabası nispetince vebal altında. Elbette kafir ve zalimlerle, zulme rıza gösterenlerle aynı şekilde yargılanmayacak. Fakat neticede önümüzde bir soykırım var ve biz bu vahşete engel olamamanın hesabını vereceğiz…

Haçlı Siyonist şeytani düzene karşı biran önce harekete geçmezsek, topyekün azaba uğrayacağımıza hiç şüphem kalmadı artık.

Merhameti sonsuz Rabbim bizlere iman, feraset basiret ve cesaret ve birlik versin. Bizi Müntakim ismiyle intikamını almaya memur kılsın. Ahdine sadakat gösteren yiğitlerin yolunda yürüme azmi versin. Vesilelerini halk et Rabbim…

Af bile dileyemiyorum diye yazmıştım evvelsi gün. Başka kapı mı var gidecek? Affet Allah’ım beni. Affet ve hakkını veren, liyakatine eren kullarından eyle bizi... Senin gazabından senin rahmetine sığınıyoruz. Ümmeti Muhammedi affet, muhafaza et...