Bel Fıtığında Ameliyat Şart Mı?
Çok sık sorulan ve cevabı zor olan bir soru . İnsan başına geldiğinde yaşadığı acının ızdırabın toz dumanı içerisinde böyle bir soruya muhatap olduğunda vereceği kararda yaptığı yanlışın bedelini bir ömür ödeyebiliyor.
Hastalıklar geldiğinde gitmek istemeyebilir.. Uzun emek uğraşı maddi manevi bedelleri ile sabır silahının mermilerini bitirerek ömür törpüsü haline gelebilir. Peygamberimiz bu gerçeklilikten olsa gerek hastalanmadan önce sağlığımızın kıymetini bilmemizi öğütlüyor.
Bel fıtığının bu kadar yaygın görülür olmasında sağlık bilincinin yetersiz olması ciddi bir sebep. Nasıl mücadele etmeli? Hangi tedbirler ile bu illete karşı durabiliriz? Kısa ve öz olarak buna verilecek cevap korunmak olsa gerek. Korunmak için ise özellikle bel ve karın kaslarını eksersizle güçlendirmek gerekiyor.
Sağlıklı beslenme kilo kontrolü düzenli uyku sigara alkol gibi kas ve sinirlerde zayıflatıcı etkisi bilinen zararlılardan uzak durmak basit ama önemli tedbirler. Genetik yatkınlığı olan insanların iki kere dikkatli olması gerekir.
Basit bel ağrılarında birkaç günlük istirahat ve sonrası bel kaslarını güçlendiren eksersizler genellikle yeterli. Büyüklerimizden hatırlayalım. Sabahları işe giderken bellerine uzun bir kuşak dolarlar ve gün boyu her türlü ağır işlerde de bu kuşaklar bellerini korurdu. Şimdi özellikle gençlere bakıyorum bel bölgeleri açık ve korumasız.
Teknolojik imkanlar arttığı için en basit bir bel ağrısında hastalar MR tetkiki ile buluşuyor ve birkaç günlük bir istirahatle tedavi olabilmeleri mümkün iken ameliyat masalarında kendilerini bulabiliyorlar. Bel fıtığında ameliyatla tedavi son çıkış olmasına rağmen bazen ilk tercih durumuna geliveriyor.
Eskiler yanlış hesap Bağdat'tan döner derlerdi. Bu sıralama daha baştan yanlış olduğu içinde hesabı genellikle hasta ödemek durumunda kalabiliyor. Çünkü şifanın yolu değiştirilerek dimyata pirince giden hasta evdeki bulgurdan olabiliyor.
Kısaca özetlersek, bel ağrısı ile muzdarip olan bir hasta öncelikle birkaç gün yatak istirahati ile ağrının verdiği işarete saygılı olarak belini korumalı. Bel kaslarını zorlayıcı eğilme bükülme gibi hareketlerde dizlerini hafif kırarak bel sinirlerini germemeye özen göstermeli. Hastaların büyük bir çoğunluğu bu basit tedbirler ile zaten sağlıklarına kavuşacaktır.
Şikayetler azalmak yerine artmaya devam ediyorsa hekimlerimizden hizmet almak doğru ama burada da dikkatli olmak gerek. Dünya standartlarında bel fıtığı ameliyatlarında oran yüzde 3-5 iken maalesef ülkemizde bu oran nerede ise yarı yarıya. Bu duruma karşı biraz bilinçli olmak gerekiyor. Tedbiri elden bırakmadan ameliyat öncesi yapılabilecek tedavilere meyletmek daha doğru. Yüzme, masaj, manipülasyon, fizik tedavi, akupunktur, kuru iğne, capping, hacamat, fizyoterapi, laser, proloterapi, ozon, fitoterapi vs.
Oldukça zengin bir protokol, ancak dikkatli akla mantığa uyan hayalcilikten uzak bir akılla bu tedavilerden şifa bulabiliriz. Ergonomik ortamlar ergonomik hastalıkları çoğaltabiliyor aman dikkat değerli dostlar. Her şey insanoğlunun mutluluk ve refahı adına dizayn edilirken bazen biyolojik yapımıza zarar verebiliyor gerçeğini göz ardı etmeyelim diyorum. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.