Beklenen tarih yaklaşıyor
- Mustafa Yıldız
Lafı fazla uzatmadan söyleyeyim:
Bir kısım çevreler Mayıs'ta "ikinci bir Gezi" sloganıyla bir ayaklanma bekliyor. Bunu ilk dillendiren "ilginçtir" hükümete yakın diye bildiğimiz medya gruplarıydı.Kirli odakların birşeyler planladığı zaten bilinen bir gerçek. Ama önümüzdeki bahar aylarında sokakları hareketlendirebilecekleri noktasında kafamda soru işaretleri var. Gezi kalkışması aslına bakılırsa marjinal sol gruplar açısından başarısızlıkla sonuçlanan bir eyleme dönüştü.
Amacı tam olarak anlaşılamadı.
Çevreci mi, devrimci mi, hükümet karşıtı mı, Erdoğan karşıtı mı? Geziyi planlayan üst aklın haricinde taban tam olarak bir karar veremedi. Eyleme katılanların kafası da karıştı.
Her zaman söylerim. Eğer bir olayda birden çok fail ve birden çok soru işareti varsa o olay gizli servislerin işidir.
Gezi kalkışması da yüzde yüz ithal bir üründür. Erdoğan'ı devireceğim diye kendini tomanın önüne atan anarşist te, ağaçlar kesilmesin romantikliğini gezi parkını seyyar tuvalete çevirmekle sonlandıran solcu çevreci de kandırılmıştır.
Hepsi yabancı gizli servisler tarafından kullanılmıştır. O zaman yaşananların sonunda onların istediği gerçekleşseydi bugün gelinen noktada ülkemiz ne halde olurdu iyi düşünmenizi tavsiye ederim.
Birilerinin hayallerini kurduğu "bahar kalkışmasının" provaları birkaç günden beri İstanbul Gazi Mahallesi başta olmak üzere pilot bölgelerde yapılıyor.
Polis, sessiz sedasız oradaki devlet düşmanlarıyla mücadele ediyor. Kulağımıza gelen bazı iddialar ise gerçekten ilgi çekici. Yerel kaynaklardan edindiğim bilgilere göre terör örgütü gençleri ve çocukları ağına düşürebilmek için onları parayla kandırma yolunu kullanıyor.
Yaşı 16 dan küçük olanlar 20 TL karşılığında eyleme katılıyorlar. 16 ile 18 yaş aralığındakiler için tarife 50 TL'ye kadar çıkıyor.
Parayla militan toplayan terör örgütü barikat kurma, çöp konteynırlarını ateşe verme, pazar tezgahlarını yakma gibi biraz daha "ileri" eylemler için 100 TL'ye kadar ödeme yapıyor. Eylemin dozu ne kadar yükselirse ödenen para da o derecede yükseliş gösteriyor. Mesela polise molotof atan 200 TL'lik ödeme hakkına kavuşuyor.
Bu iddia birkaç açıdan araştırılmaya değer. Henüz ilköğretim çağındaki çocuklar parayla kandırılıp örgüte kazandırılıyorsa burada en büyük iş ailelerine düşmekte. Bir başka önemli nokta terör örgütü bu denli büyük paraları nasıl idare ediyor?
Tabi bu iddianın doğru olması durumunda terör örgütlerinin iyice zayıfladığı, artık kendilerine militan bulamadıkları gibi sonuçlar da ortaya çıkabilir. İstihbarat birimlerinin takibinde olduğunu düşündüğüm bu meseleyle ilgili altını çizmek istediğim bir başka ayrıntı da bölge insanının artık net bir şekilde terörle arasına mesafe koymak istemesidir. İşte bu yüzdendir ki bahar aylarında yeni bir kalkışma çağrısı bekledikleri yankıyı bulmayabilir.
Bulmamalıdır da zaten.
Bir hükümeti devirmenin tek yolu sandıktır, siyasettir. Tayyip Erdoğan'ın tarihe geçen "%50 yi zor tutuyorum!" uyarısı da bu konudaki en açık mesajlardan biridir.
Devleti yönetenleri yönetmek isteyen azınlığın, çoğunluğa tahakküm etmesi kabul edilemez.