Bekçi Baba
‘Bekçi Baba’ların düdük sesi, uzaktan gelirdi kerpiç evlerimize. Ama yüzlerini göremezdik. Henüz küçücüktüm. İlk mektebe başladığım yıllarda ‘Polis Amca’ları görmeye başlamıştım bu sefer. Okula giderken, babamın dükkânına uğrarken… Bellerinde fiyakalı silahları vardı, gördüğüm ilk sahici tabancalar… Başlarında şapkaları bulunurdu ama düdükleri yoktu. Sonra bir akşam vakti abimle teyzemlerden döndüğümüzde sesine aşina olduğum düdüğü öttüren kişiyi, daha yakından gördüm. Gündüz rastladığım üniformalı amcalara benzetmiştim. Abime “Bak Polis Amca!” demiştim de ondan şu cevabı almıştım. “O Polis Amca değil, Bekçi Baba’dır”. Sonra da farkı açıklamıştı: “Polis Amcalar gündüz asayişi sağlar, bekçiler ise geceleri güvenliği temin eder. Böylece gece gündüz bizi kötü insanların saldırılarından uzak tutarlar.” İnsanları koruyan, kötülükten uzak tutan polisleri ve bekçileri o vakitten beri çok sevdim.
Bir televizyonda konuşmacılar, bekçilerin yeniden toplum hayatına kazandırılmasını tartışıyorlardı. Dikkat ettim, öyle müzmin bir muhalefet var ki, hükümet bu kanunu yeniden çıkardı ya, ille de eleştirecek. Yok neymiş, bekçi sınırını aşarsa, yetkisi fazla olursa vs. Zorlama yorumlar! Hâlbuki bu kanun ve uygulama ta 1966 yılından beri var. Hükümet yeniledi sadece. Çok da iyi yaptı. Bunu sadece nostaljik bir hasret olarak görmüyorum. Evet ‘Bekçi Baba’lara yeniden kavuştuk ama onlar hakikaten bilhassa şehirlerde zaman zaman karşılaştığımız olaylara el koymakta, asayişi temin etmekte ve vatandaşı rahatlatmaktadır. Dedim ya Türkiye’de bugün öyle bir kesim var ki, yapılan bütün icraatları haklı haksız eleştirmekle kendini yükümlü hissediyor. Hâlbuki tenkit, eğrisi ve doğrusuyla fikir beyan etmektir. Hep karalamak değil. Ne demişti o müzmin partinin yetkilisi: “Bu hükümet iyi şeyler yapsa da biz yine de eleştireceğiz.” Yani, bu bizim huyumuz, terk etmeyiz. Yapılan iyilikleri asla görmeyiz, güzellikleri fark etmeyiz ve her zaman idarecileri kötüler, karalarız. Aman Allah’ım, bu ne menem bir ruh hâli, ne feci bir psikiyatrik vakadır! Hastalıklı olduğu kesin. Allah kimseyi bu berbat duruma düşürmesin.
Geçenlerde bir başka muhalefet partisinin sözcüsü, “Hükümetin Çin’deki vatandaşlarımızı uçak göndererek alıp getirmesi ve titizlikle onları hastaneye sevk etmesi mükemmel bir organizasyondu. Teşekkür ederiz. Bu başarılı iş, dışarıdaki bütün vatandaşlarımızın devletimize güven duymasını sağlamıştır. İftihar ettim.” deyince sevindim. İşte olgunluk budur, vicdanlı olmak buna derler. Eksiği farkedince söyleyeceksin ama hizmeti görünce de yüksünmeden takdir edip alkışlayacaksın. Ki vatandaş, sana güvensin, hakkaniyetli olduğuna inansın, sözüne kulak versin.
Bekçilerin yeniden toplum hayatımıza kazandırılması çok hayırlı ve isabetli olmuştur. İşin kültürel yönü üstünde durmayacağım. Ramazan ayı boyunca söylenen manilerin çoğunda ‘Bekçi Baba’ların adının geçtiğini bilmem hatırlatmaya gerek var mı? Emniyetimizi koruyan, huzurumuzu geceleri sağlayan ‘Bekçi Baba’larla ilgili söylenmiş türküler, yazılmış şiirler, derlenmiş şarkılar ve seslendirilen ninnilerin haddi hesabı yok. Keşke bir akademisyen bu konuyu araştırsa ve “Kültür Hayatımızda Bekçiler” başlıklı bir tez yapsa, sonra da bunu kitaplaştırsa, ne güzel olur. Belki de yapılmıştır ama ben görmedim.
Bekçiler, polislerle vatandaşlar arasında bir gönül köprüsü, mihenk taşı, denge unsurudur. Her gündüzün gecesi vardır. Suçlar sadece gündüz işlenmez elbette. Ekseriyetle geceleri de yapılan kabahatleri görür, duyarız. Aile tartışmalarından tutun, uyuşturucu ticaretine, hırsızlıklardan mahalle kavgalarına kadar pek çok suçlu, pusuya yatar, geceleri arz-ı endam eder. Havaların kararması bazılarına cesaret bile verir. Nasılsa gece diye çok yüksek sesle araba kornasını çalanlar. Arabadaki berbat müziği bütün mahalleye zoraki dinletmek isteyenler. Akşamları işten evine dönen genç kızları ve hanımları rahatsız edenler, taşkınlık yapanlar. Ve daha nice şerli kişilere karşı vatandaşlarımız için bekçiler esaslı bir güven unsurudur. Bir sığınış, kurtuluş ve emniyet sübabıdır.
‘Bekçi Baba’lar, “Polis Amca’ların sağ kolu, yardımcısı ve destekçisidir. Sabahtan akşama kadar şehirlerde ve ilçelerde halkına hizmet eden polislerin yerini, akşamları âdeta bekçiler devralmaktadır. Elbette aynı çatının altında çalışmaktadırlar. Dolayısıyla suç işlenirken bekçilerin bir düdüğü bile caydırıcı olabilmektedir. Çocukluğumuzun unutulmaz, sevimli hatırası olarak hafızalarımızda yer eden ‘Bekçi Baba’lar! Aramıza yeniden hoş geldiniz!