Beka meselesi
Demokrasinin beşiği diye yutturulan ABD’de, geçmişte 9 Başkana suikast düzenlendiğini duymuşsunuzdur. Bunlardan 5’i kurtulurken, 4’ünün hayatını kaybettiği malumunuz. Hayatını kaybeden Başkanların en kritik icraatlarına şöyle bir baktığımızdaysa, BİR HUSUSUN dikkat çektiğini hemen fark etmek mümkün. Mesela Abraham Lincoln’un Ulusal Bankacılık Yasası'nı imzalaması ve Merkez Bankası fikrine karşı olması… James A. Garfield’ın karşılıksız para basılmaması ve bunun Altın standardına bağlanmasını savunması... William McKinley’in tıpkı Garfild gibi paranın karşılığının, Altın standardına bağlanması gerektiğini dile getirmesi. John F. Kennedy’in de gümüş sertifikalarının çıkarılmasını yasalaştırması ve FED'in otoritesine karşı tutumu... Kısacası katledilen 4 Başkan aldıkları ORTAK TAVIRLA, ABD ekonomisini KÜRESELCİLERİN PARA POLİTİKALARINDAN kurtarmaya çabaladığını söyleyebiliriz. Tabi tüm bunlara suikasttan kıl payı kurtulan Başkan Adayı Trump’un; “FEDERAL REZERV'İN ÖZERKLİĞİNİ AZALTABİLECEK PLANLAR GELİŞTİRDİĞİ” biçiminde açıklamalar da eklenirse, AYNI BENZERLİĞİN birçok soruya cevap oluşturacağı kesinlikle şüphe kaldırmaz.
Anlayacağınız dünyaya para ile hükmeden ve planlarını bozmaya yeltenenleri, cezasız bırakmayan bir küreselci güruhun varlığı aşikâr. Bu cezayı kimi zaman KAOS’la, kimi zaman TERÖRLE, kimi zaman da EKONOMİK YAPTIRIMLARLA kestiklerini de zaten en iyi bizler bilmekteyiz. Nitekim “ülkemizin savunma ve ekonomik bağımsızlığını, bir an evvel tamamlaması gerektiğini” savunmamız da o sebepten ileri geliyor. Ama Trump’un sadece Fed meselesi yüzünden, küreselcilerin tepkisini çekmediğini de burada belirtmekte yarar var. Zira Küreselcilerin büyük özenle başlatarak belli bir seviyeye getirdiği Rusya-Ukrayna Savaşının, Trump tarafından “BİTİRİLECEĞİNİN” ifade edilmesi katmerli bir düşmanlığın da fitilini ateşlemiş olabilir. Peki, bu haliyle Trump çok mu muteber derseniz? Küreselcilere karşı devletini savunması, elbette ki ABD halkı için önemli. Lakin buna ne derecede devam edecek, orası meçhul. Öyle ki Trump’un arkasında da KÜRESELCİ BAŞKA BİR EKİBİN varlığı düşünüldüğünde, BİR YERLERDE BULUŞMAMALARI için hiçbir engel bulunmuyor. Keza onca ettiği büyük laflara rağmen, başkanlığı döneminde Irak ile Suriye’den asker çek/e/memesi ve PKK/YPG’ye silah göndermeyi sürdürmesi bunun ispatı sayılabilir. Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edip, Golan Tepelerine çökmelerini sağlaması da cabası…
Hal böyle olunca dünya çapındaki bazı hadiselere, hep İHTİYATLI yaklaşmak gerektiği yadsınmamalı. Tabi ki olayları akışı içerisinde, sebepler ve sonuçlar doğal seyredebilir NORMAL ŞARTLAR altında. Ancak yeni bir dünya düzeni arzulayan ve dini argümanlarına bağlı bir küreselci güruhun varlığında, hangi normal şartlardan bahsedileceğini de varın siz söyleyin! Kaldı ki bir ahtapot gibi uluslararası kurumları kavrayan ve sanattan siyasete yargıdan STK’lara, hemen hemen her ülkede piyonlarını sahaya sürmüş bir yapı mevzu bahis… O nedenle geçen Cuma günü Dünya genelinde yaşanan olağandışı gelişmeleri de, bu açıdan ele alırsak hata yapmış sayılmayız. Zira küresel ünlü bir işletim sisteminin, sanki ilk defa yapılıyormuş gibi güncelleme işlemi gerçekleştirmesi ve akabinde ne hikmetse birçok ülkede uçak seferlerinin, borsaların, bankaların hatta televizyon kanallarının bundan etkilenmesinin bir tesadüf olmadığı açık. Buna bir takım araştırmacılarca; “KÜRESELCİLERİN BÜYÜK SIFIRLAMA DENEMESİ” yorumunun getirilmesiyse bizleri düşündürmüyor değil. Yine de arka planını tam manasıyla bilemiyoruz. Ama doğru da olsa, yanlış da olsa, refahı tüm dünyaya yayması umulan yüksek teknolojinin, dünya sistemini kilitlemesinin görene çok şey anlattığı ortada. Bu ise savunma ve ekonomide ki TAM BAĞIMSIZLIK mücadelemizin, SİBER ALANDA da göstermemizin elzem olduğundan başkası değil. Çünkü bu bir BEKA MESELESİ… Hem de ihmal edilemeyecek düzeyde…
