Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Bedenin Can Evi Kalp

Bedenin hükümdarı kalp, insanî etkinliklerin merkezi, hatta can evidir. Fizyolojik olarak kanın yer değiştirmesini sağlayan kalp, çevrilmek ve döndürülmek anlamına gelmektedir. Kalp, insanı bulunduğu bir halden başka bir hale döndürmek gibi ulvî ve suflî fikir ve eylemlerin de hareket noktasıdır.

Kalbin isimlendirilmesindeki farklılıklar, onun çokça değişmesini akla getirmektedir. Zira kalbin eylemi, ruh, ilim, cesaret gibi anlamlara gelmektedir. Dolayısıyla kalbi olan için, bir nasihat ve öğüt her dâim mevcuttur.

İlim ve anlayış, kalple başlar ve biter. Mühürlü kalpler, temiz kalpler gibi anlayamazlar. Çünkü onların “düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları” yoktur. “Ama gerçek şu ki gözler kör olmaz, lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” (Hac, 46)

Kalp, akıl ve ruh anlamına da gelir. Nitekim ilâhî hitabın mahalli ve muhatabı, kalptir. O, aynı zamanda marifet ve irfan kaynağı olarak, erdemleri ortaya çıkaran latif bir varlıktır. Kalbin gözü açık olursa, selim ve temiz bir vicdan, saf bir yürek, sağduyu zuhur eder. Bununla birlikte inanç, düşünce ve bilgilerimizin kaynağı, vasıtası ve mekanı olan kalp, vücut ve bedenin sultanıdır. Onun veziri ise, beyin yani akıldır.

Kalp, sadr, fûad, elbab gibi manevî aklı ortaya çıkarır ki, o zaman akleden kalbe dönüşür. Böylece insanın anlama, idrak etme, kavrama, düşünme, analiz, araştırma, eleştirme, kısaca varlığın hakikati üzerinde tefekkür hali başlar.

Düşünen kalp, tasdik ve inkârın cereyan ettiği merkez olduğu için, iman, küfür, öfke, nefret, saygı, sevgi, aşk onunla hayat bulur veya sona erer. Bundan dolayı kalp, acıma, şefkat ve vicdan gibi insânî ve İslâmî duyguların yaşam kaynağıdır. Sevgi ve muhabbet onunla dirilişini gerçekleştirir.

Kalbin dokunduğu ruh, sevinç veya hüzün mekanına dönüşür. Kalp, içine doğan duygularla iyi, kötü, hayır, şer, mutluluk ve üzüntünün belirtilerini önceden hisseder, işaretlerini alır.

Acı da sevinç de kalbi heyecanlandırır; atışını hızlandırır, hızlı çarpmasına sebep olur. Temiz kalp, hayra ve olumlu olana yönelirken, bozuk kalp, niyeti, düşüncesi kötü olana meyleder. Açık yürekli, kötülük taşımayan dürüst ve namuslu olan kalp sahipleri, fesat, kötülük, kıskançlık ve hasetleriyle şerrin hedefi haline gelirler. Ancak hayrın ve iyiliğin cephesindeki kalp, hiçbir şeye aldırış etmeyen, “kınayanın kınaması”ndan korkmayan, geniş yürekli kimselere aittir.

Kalpleri kararan katı yürekli olanlar ise, şerrin arkadaşlarıdır. Nitekim onlar, dinî inanç ve duygularını yitirerek, nefis, şehvet ve şeytanın esiri olurlar. Çok üzüntü duyarak ıstırap çekip içi kanayanlar, duygusal açıdan incinmiş olarak kalpleri kırık bir halde yaşarlar. Kin ve garaz ise, selim kalbi kirletir ve öldürür. Düşmanlık beslemek ve öç alma duygusunu içinde tutmak da sevgi ve muhabbeti yok eder.

Muhabbetle kalbine girilen kimse, karşılıksız bir şekilde sevgisini hediye eder. Ruh ikizini bulan nasipli kişi, içinden gelerek isteyerek karşısındakine kalbini açar; herkesten sakladığı mahrem sırlarını onunla paylaşır.

Duyguların birleştiği merkez kalp, acıyı da merhameti de ilk hisseden kaynaktır. Aşk ve sevgi kalple aşkınlığı yaşar. İçteki niyetler ve gizli maksatlar, duygu ve düşüncelere mekân olan kalpte saklıdır. Onun en gizli köşesinde, ben ve benlik birliktedir. Ben hayra ve erdeme yolculuk yaparken, benlik gösteriş ve kibrin vazifesini yerine getirir.

Samimiyet ve içtenlik, kalbin derinliklerinden gizlidir. Takva kalple, en hayırlı olanı ortaya çıkarır. Kalbin, Yaratan’la yakınlığı üstünlük işaretidir. Allah’tan en çok korkan ihlâslı kalp sahipleridir. Nihayetinde kalbi en temiz olanlar, kötülük ve şerden emin olan takva ehlidir.

“Kalpten kalbe bir yol vardır” diyen şair, fikir, inanç, gönül ve duygu birliğine işaret etmektedir. Kalbi ve aklı kendisi için ne istiyor, düşünüyor ve hissediyorsa, başkası için de aynı şeyi düşündüğünde kalpler bir olur. Böylece kalp kendi tevhidini yaşar.

Kalpler çatışırsa, gönüller kırılır, muhabbet biter, yapılan ibadetler boşa gider. Gücendirmek ve nefret ettirmek, kalbi kırmak, gönlü yıkmakla başlar. Karşısındakinin yüreğini dinlersen, onun kalbini kendi kalbinle birleştirir ve gönüller inşa edersin.