Bedava Peynir Fare Kapanında Olur
Dünkü yazımızda tatil dolandırıcılığı konusuna değinmiştik. Özellikle insanların tatil algısının açık olduğu yaz aylarında bu tür mağduriyetler daha çok yaşanıyor. En sık karşılaşılan mağduriyet konusu ise devre mülk sözleşmesi.
Şayet böyle tadsız bir olay başımıza gelirse ne yapmamız gerekiyor ve bu suçun cezası nedir; bugün de buna yer verelim.
Devre mülk sözleşmesini imzalayan vatandaşın hakları ve izleyeceği yolu konunun uzmanı Avukat Elvan Kılıç şöyle sıralıyor;
Mağdurlar, adli mahkemelere dava açarak kandırıldıkları gerekçesiyle sözleşmenin feshini isteyebilirler. Özellikle devre mülk hisseli satış sözleşmeleri gibi hukuki sorunlarda hukuk mahkemeleri yetkilidir. Bu biraz zor bir yol olup uzman avukatın hukuki yardımı mutlaka alınmalıdır. Tüketici birlikleri, devre mülk satışı yapan firmalara yönelik nasıl hareket edileceği ile ilgili uyarılarda bulunmaktadır.
Söz konusu durumla karşı karşıya kalan vatandaşlar Tüketici Hakem Heyetlerine başvurup sözleşmeyi iptal ettirebilirler ki bu da bizi tüketici hakkındaki kanuna ve tüketicinin seçimlik haklarına götürmektedir. Yani bu tatil dolandırıcılığının iki tür hukuki boyutu bulunmaktadır: Biri ceza, diğeri hukuk. Özetle dolandırıcılık suçundan şikayetçi olmak isteyenler, bir avukat yardımıyla savcılığa, devre mülk satış sözleşmelerinden hak kaybına uğranılırsa da hukuk mahkemelerine başvurmalıdır.
Devre mülk sözleşmesi imzalatarak vatandaşı mağdur edenlere karşı hukuki yaptırımlar ise şöyle;
İster devre mülk ister tur ister ücretsiz tatil olsun, vatandaşı aldatma ve hata yoluyla dolandırmak hukuken Türk Ceza Kanunu’ndaki dolandırıcılık suçuna girer. Özellikle 157-158 ve 159. maddelerde dolandırıcılık suçu açıklanmıştır ve hukuki açıdan tatil dolandırıcılığı da bu kapsama girmektedir.
Ceza Kanunu Madde 157, basit dolandırıcılık suçunu şöyle açıklar: Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir. Yani bundan şunu anlamak gerekir; bir kişinin zararına olarak bir başkasına veya kendisine yarar sağlamak fiili dolandırıcılığa girmektedir. Vatandaşı kandırarak, aldatarak parasını alıp, zarara uğratmak yoluyla kendisi için yarar sağlayan, zenginleşen kimse dolandırıcılık suçunu işlemiş demektir.
Tatil firmasını kullanarak veya tatil kurumuymuş gibi görünen firmaların dolandırıcılığı ise TCK 158. Madde kapsamında değerlendirilmeli ve nitelikli dolandırıcılık sayılarak daha fazla ceza gerektirmektedir. Bu şekilde dolandırıcılık suçundan zarar gören vatandaş, ispat sayılabilecek evraklarla 6 ayı geçmemek koşuluyla savcılığa başvurarak şikayetçi olabilir. Daha sonra savcılık gerekli işlemleri yapar.
Şikayet süresini bilmek de çok önemli. Hukuki bilgisi olmayan vatandaşlar, bir uzmana danışmak yerine kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyorlar. Örneğin; bu tatil dolandırıcılığı konusu ile ilgili olarak internette yapılan olumsuz yorumlarda veya şikayetlerde ‘15 gün geçtiği için hiçbir şey yapamadık’ ifadesine çok rastladım.
Tabii ki doğru olan en başında tedbir alıp hiç bulaşmamak.
O yüzden alışverişte, para ilişkilerinde, iş hayatında duygularınıza yer vermeyin, sağduyunuzu kaybetmeyin ve ben her şeyi bilirim demeyin. İçinize sinmeyen, mantığınıza oturmayan bir şey varsa hayır demeyi bilin. Menfaati olmayanın selam vermediği bir çağda, hele ki tanımadığınız birinin size bedava bir şey vermeyeceğini asla unutmayın.