Bebeklerde teknoloji okuryazarlığı!
Bebeklik döneminde olan bir bireyin gelişimsel ihtiyacı ile ilerleyen yaşta olan birinin ihtiyacı elbette ki aynı değil. Söz gelimi gençlik döneminde olan bir bireyin bisiklet sürmek, teknolojiyi öğrenmek veya kullanmak iken, bir bebeğin gelişimsel ihtiyacı ise farklı nesneleri tanımak, destek almadan yürümek, kelimeleri telaffuz etmeye çalışmak şeklindedir.
Farklı gelişimsel dönemlerin gereklilikleri bir başka
döneme aktarıldığında kişinin gelişimi ilerlemez tam aksine gerileme veya
duraksama gözlemlenir. Özellikle bebeklik döneminin gerekliliği/ihtiyacı
dışında bebeğe farklı bir şey sunmak kişiliğini, gelişimini belki de ileride
telafisi mümkün olamayacak ölçüde derinden etkiler.
Bu dönemde anne babaların yaptığı en büyük şey bebekleri
teknoloji/dijital dünya ile buluşturmaları, tanıştırmaları oluyor. Belki de
zamanın getirdiği yorgunluk ve bıkkınlık ile bebeklerin dijital dünya ile
tanışmaları işlerine geliyor, biraz nefes almalarını sağlıyor, rahatlatıyor
olabilir ama bebeklerin başta zihinsel gelişimi olmak üzere bütünsel olarak gelişimini
olumsuz yönde etkiliyor. Bebek uyurken, mama yerken veya huysuzlaştığı bir anda
ona telefondan, tabletten bir video açmak ya da akıllı cihazı eline vererek
oynamasını, kurcalamasını sağlamak bebeğin susmasını ya da uysallaşmasını belki
sağlıyordur ama zihinsel gelişimini durduruyor, kişiliğin normalin dışında
seyretmesini sağlıyor, bebekte ilerleyen yaşlarında olumsuz davranışlar gelişiyor.
Bir
bebeğe yapılabilecek en kötü şey onun eline tablet, telefon verip ona youtube,
instagram vb sosyal medya platformlardan bir video açarak izlemesini
sağlamaktır. Bebek adeta transa geçmiş bir şekilde
gözünü hiç kırpmadan karşısında duran ekrandaki hareketliliği izlemekte ve bu
sessizlik anne babanın hoşuna gitse de, esasında çocuğun zihnine negatif ve
olumsuz subliminal mesajlar göndermekte, zihinsel gelişiminden kişilik
gelişimine kadar gelişimini durdurmaktadır. Bir bebeğin eline teknolojik bir cihaz vererek susturmak ile, ona
şiddet uygulayarak hıçkıra hıçkıra ağlamasını sağlamak arasında neredeyse
hiçbir fark yoktur. İkisi de bebeğe zararlıdır, ikisi de gelişimi olumsuz
etkiler…
Sarılma, dokunma, hissetme duyguları ile gelişimini
sürdüren bir bebeğe kalkıp telefon, bilgisayar veya tabletten videolar,
filimler, oyunlar izletmek görme dışındaki diğer duyu organlarının zihin ile
olan teması keser ki bu da bebeğin ilerleyen yetişkinlik dönenimde geriye kalan
diğer duyu organlarına ait davranışlarında zayıflıklar görülür.
Söz gelimi daha iyi hissetmez; merhameti, şefkati,
acıyı, kederi, hüznü. Diğer insanlar gibi dokunamaz başkalarının hayatına.
Kendi hayatına bile dokunanları çok hissetmeyebilir, fark etmeyebilir.
Odaklanma sorunu yaşar ilerleyen dönemlerde. Çünkü izlediği videolarda,
saniyede birden fazla görsel değişmiş, sürekli farklı şeyler görmüştür. Gördüğü
bir görsele tam odaklanacak iken hemen yeni bir görsel yeni bir karakter belirdiği
için izlediklerine, odaklanmamıştır bebek. Transa geçmiştir. Bu da bebeğin
yetişkinlik döneminde ruhsuz duygusuz olmasına neden olur ki toplumda meydana
gelen şiddet ve cinayet vakaların birçoğunda söylenen ilk söz ‘nasıl bu denli acımasız, duygusuz
davranabildi’ sözü olur.
İşte bu nedenle anne babalar biraz daha nefes alsınlar
diye bebeklerin eline telefonu tableti vererek onların nefessiz kalmasına,
ruhsuz birer birey olmalarına sebep olmamalıdırlar. Otistik bir çocuğun zihinsel gelişimi ile eline akıllı cihaz verilerek hipnotize
edilmiş bir bebeğin zihinsel gelişimi arasında neredeyse hiçbir fark yoktur.
Çocuklara iyilik yapıyor zanneden anne babalar, bebeklerin eline verdikleri
dijital teknoloji ile evlatlarına en büyük kötülüğü yapmış oluyorlar esasında.
Bunun yerine sevgiyle, ilgiyle, oyunlarla, bebeklerine temas ederek, onunla
nitelikli vakit geçirmeleri bebeğin gelişimini binlerce dijital cihazdan çok
daha iyi geliştirir. Kıymayın çocuklara sevgili anne babalar, yazıktır
evlatlarınıza. Bebeklerin teknoloji okuryazarlığı yoktur, olmamalıdır da. Onların
yapabileceği en iyi okuryazarlık anne babalarının sevgisini, şefkatini,
ilgisini hissetmektir. Oyunlarla onlara duygudaşlık beslemenizdir.