BBP ve YDP EVET Diyor-1
Büyük Birlik Partisi ve Yeni Dünya Partisi, ikisi de referandumda EVET diyen partiler. BBP; merhum Muhsin YAZICIOĞLU'nun liderliğinde, özellikle 28 ŞUBAT sürecinde, çok ciddi bir sınav verdi ve bu sınavı da hakkıyla geçti. Muhsin YAZICIOĞLU, karşılaştığı bütün sınavları, hakkıyla geçebilmiş bir dava adamı. Tıpkı, (tabanını büyük ölçüde serbest bırakmış ve pasif bir hayır çalışması yürüten) SAADET PARTİSİ lideri, merhum Necmettin ERBAKAN gibi.
Şimdi BBP; Mustafa DESTİCİ liderliğinde ve yeni bir sınavla karşı karşıya. O sınav 16 Nisan referandumu. BBP de tavrını EVET yönünde belirlemiş durumda.
BBP, Türkiye partisi olmaya aday bir parti. Eğer referandum sürecini iyi değerlendirebilirse, Türkiye partisi olma yolunda ciddi bir başarı sağlayabilir. BBP'nin, İslam/Anadolu kardeşliği modeli; hem MHP tabanını, hem HDP (PKK) tabanını, kendi çatısı altında toplayabilme özelliği vardır.
YDP; Emanullah GÜNDÜZ liderliğinde yoluna devam eden, 81 ilde teşkilatlanmaya çalışan gençlerden oluşan,u2026 yeni bir parti. YDP de referandum kararını, EVET yönünde veren partilerden. YDP lideri Emanullah GÜNDÜZ, özellikle Güneydoğu'da EVET için ciddi bir çalışma içerisinde. GÜNDÜZ ve YDP, bölgedeki bazı AK Parti teşkilatlarından (AK Parti için) daha çok çalışan bir lider ve parti. Önümüzdeki haftayı da, YDP ve Lideri Emanullah GÜNDÜZ'ün göndereceği, "YDP neden EVET diyor?" açıklamasına ayıracağız.
Bu haftaki köşemizi; BBP adına ve BBP Kocaeli il başkanlığı da yapan, Sayın Serhat DUYAR'a ayırıyoruz. Sayın Serhat DUYAR, BBP'nin neden evet dediğini, son derece çarpıcı bir şekilde ifade etmiş. Serhat DUYAR'ın yaptığı açıklamayı aynen aktarıyoruz.
"BBP Neden Evet Dedi?
Büyük Birlik Partisi geçtiğimiz günlerde Anayasa değişikliği hakkında yapılacak oylamada tarafını EVET yönünde kullandı.
BBP Genel Başkanı Sayın Mustafa Desticinin gerekçeleri ile neden BBP'nin Evet dediğini sizlere aktarıyorum;
"Büyük Birlik Partisi kuruluş mayasından, kurucu liderinden ve kurulduğu günden bugüne varlığı ve faaliyetleri ile hatta aldığı her nefeste devletin bekasının yanında olan, "Vatan", "Millet", "Din" ve "Devleti" siyasi varlığının gerekçesi olarak gören büyük ve köklü bir siyasi harekettir.
Partimiz vatanımıza, milletimize ve kardeş coğrafyalarımıza yönelik bu dönemdeki tehditleri ve tehlikeleri yüksek feraseti, ehil kadrolarının tecrübesi ile iyi okuyup görmekte, teşhis etmektedir.
Büyük Türk Milleti'nin ve tarihin huzurunda açıkça ilan ve ifade ediyoruz ki "Müslüman Türk Milletinin beka davasının safında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanındayız."
Partimiz temel felsefesi itibari ile demokrasiyi özümsemiş, milliyetçi, maneviyatçı bir siyasi harekettir.
16 Nisan'da milletimizin yüksek tercihine sunulacak olan Hükümet Sistemi Değişikliği teklifini de bu çerçevede değerlendirmekteyiz.
Cumhuriyet ve öncesi siyasi hayatımızın çok pahalı yaşanmış acı tecrübelerini de dikkate alarak Türkiye'mizin darbe anayasası ile oluşturulmuş mevcut sistemden kurtarılarak tam demokratik yeni bir sistem değişikliğine ihtiyaç duyduğu da muhakkaktır.
Yeni bir sistem tartışılırken bizim için şu beş kriter azami derecede önem taşımaktadır.
1- Devletimizin üniter yapısının muhafazası,
2- Türk kimliği ve Türkçemiz,
3- Kuvvetler ayrılığı prensibi,
4- Temel haklar ve inanç hürriyeti,
5- Darbe hukukunun ve vesayetin ortadan kaldırılması.
Halk oylamasına sunulan sistemde bu kriterlerimize önemli ölçüde uyum tespit ettik. Lakin şu kaydı da düşmek mükellefiyetimiz açısından çok önemlidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisimizin güçlendirilmesi ve özellikle kuvvetler ayrılığının temel prensiplerinin yerine getirilmesi bakımından darbe yasalarının ürünü olan siyasi partiler yasası ve seçim kanununun acilen demokratikleşmesi gerekmektedir.
Yine bir takım yasal düzenlemeler ile parlamentomuzun çok daha güçlü ve fonksiyonel olması mümkün hale getirilmelidir.
Yine yasal düzenlemeler ile hukuk sistemimizdeki aksaklıklar giderilmeli yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı güçlendirilmeli ve yargıya olan güven azami seviyelere çıkarılmalıdır.
Partimiz bu şartlar altında otonomik bir pozisyon alma kararı vermiş, milli iradenin bir parçası olarak hükümet sistemi değişikliğinin dışında kalmamanın daha doğru olacağı kanaatine varmıştır.
Mevcut sistemin; darbeler, muhtıralar, kalkışmalar ve çeşitli vesayetler marifetiyle işlemez bir hale geldiği herkesçe malumdur.
Biz bu süreçte kararımızı oluştururken partimizin geleceğini düşünmedik. Hadiseye öteden beri savunduğumuz değerler açısından baktık.
Ayrıca teklifin sağın iki büyük siyasi partisi tarafından hazırlanması ve hür seçimle oluşmuş Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilerek halk oylamasına sunulması tarafımızda dikkate değer bulunmuştur.
Yine 16 Nisan'da milletimiz yeni bir Cumhurbaşkanı ya da parlamento seçimi için sandık başına gitmeyecek, sadece 18 maddelik sistem değişikliği paketini oylayacaktır.
Elbette ki bu metin hazırlanış safhası ve daha sonrası çalışmalarla daha iyi olabilirdi. Biz hazırlamış olsaydık elbette ki en mükemmelini hazırlardık. Lakin bizler uyum yasaları ile önemli eksikliklerin giderilebileceğine inanmaktayız.
Yüzyıl sonra devletimizin, ülkemizin çok ciddi saldırılarla karşı karşıya kaldığı bugünlerde sistem mi, devlet mi sorusuna elbette ki "Devlet" ve "Millet" diyoruz.
Sistemler yanlışsa değiştirilerek telafi edilebilir. Ancak devletin bekası ve milletin güvenliği tehlikeye atılırsa, bir önlem alınmazsa bunun telafisinin mümkün olmayacağını hepimiz biliyoruz.
Devletin ve milletin bekası, istikbali ve istiklali söz konusu olduğunu gördüğünde Büyük Birlik Partisi ve onun idealist kadroları hiçbir siyasi ikbal düşünmeden devletin ve milletin yanında durur. Bunun için "EVET" demeye karar vermiş bulunuyoruz.
Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm parti liderlerine ve temsilcilerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. 16 Nisan'a gittiğimiz bu süreçte kamplaştırıcı, ayrıştırıcı ve ötekileştirici dil, hal ve tavırdan herkes uzak durmalıdır.
HAYIR tercihinde olanlar da bu memleketin evlatlarıdır, EVET tercihinde bulunanlar da bu memleketin evlatlarıdır. Herkesin tercihine saygı duyulmalıdır. Karşıt tercih sahiplerine şiddet ve baskı asla kabul edilemez.
Bununla ilgili önlem ve tedbirleri almak devletin ve bizatihi hükümetin asli görevidir. Ve referandum sonucu ne olursa olsun Türkiye her sahada büyük bir yenilenme ve reform çağını başlatmak zorundadır.
Ayrıca terörle mücadele asla taviz verilmemeli, ekonomik olarak ülkemizin güçlenmesini sağlamak için her türlü girişimin önü açılmalıdır.
Yine sonuç ne olursa olsun Türkiye 2019 seçimlerine kadar iki yıllık sürecin bir saniyesini bile boş geçirmemeli, demokrasiyi güçlendirmek, hukukun üstünlüğünü tesis ettirmek, kuvvetler ayrılığını tam olarak sağlamak için her türlü yasal düzenlemeleri hayata geçirmelidir."
Seçim dönemlerindeki kamplaşmalara dikkat çeken Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu "Seçimler kavga aracı olmasın. Sel gider kum kalır. Bu seçimde gidecek, ama siz akraba olarak, komşu olarak, arkadaş olarak kalacaksınız." Sözünü hatırlatmak istiyorum.
Son sözü milletimiz söyleyecek. Bize de sandıktan çıkacak sonuca saygı duymak düşer." Serhat DUYAR, BBP Kocaeli eski İl Başkanı.
REFERANDUMDA HAYIR ÇIKARSA NE OLUR? u2013 Galip İlhaner 25 Mart 2017
Referandumda "HAYIR" çıkarsa, dünyanın sonu değil. Hatta daha hayırlı sonuçları bile olabilir.
Referandumdan hayır çıkarsa;
- Hemen bir erken seçime gidilir.
- AK Parti, 400 üzerinde milletvekili ile mecliste büyük bir çoğunluk sağlar.
- MHP ve HDP, baraj altında kalarak marjinalleşirler.
- Meclise AK Parti ve CHP dışında parti giremez.
- Türkiye ikili (AK Parti ve CHP) parti sistemine geçer.
- TBMM'de çoğunluk sağlayan AK Parti, başkanlık sistemini meclisten (referandumsuz) geçirir.
- Türkiye tam başkanlık sistemine geçer.
- Yeni bir anayasa yapılır.
- Yeni Anayasa için referanduma gidilir.
- Yeni anayasanın kabulünden sonra, başkanlık seçimlerine gidilir.
- Recep Tayyip ERDOĞAN, Yeni Türkiye Cumhuriyeti 1. Başkanı olur.
- Yeni bir devlet kurulur. Türkiye'de istikrarlı dönemler başlar.
- Türkiye liderliğinde, yeni bir dünya kurulur. Dünyadaki bütün Kürtler ve Türkler (Türk-Kürt Birliği), Türkiye çatısı altında birleşir. İslam ve Türk dünyası bir araya getirilerek, Anadolu Paktı (Pax-Anadolu) Kurulur. Anadolu Barışı (SELAM) dönemi başlar.
Sonuç olarak; EVET de çıksa, HAYIR da çıksa, iki durumda da AK Parti ve ERDOĞAN kazançlı çıkacaklardır. EVET çıkarsa, yukarıda sıraladığımız 13 madde, daha kolay gerçekleşir. Hayır çıkarsa, bunların gerçekleşmesi biraz daha zaman alacaktır. AK Parti (Recep Tayyip ERDOĞAN) ve MHP (BAHÇELİ), yeni bir dünya kurarak, İslam ve Türk dünyasını birleştirmek,u2026 ve bütün Kürtleri Türkiye çatısı altında toplamak üzerine, anlaşmışlardır. Bize düşen, buna "EVET ve ERE" diyerek, EVET/ERE kardeşliğinde birleşip, "ERE ERE ERE (EVET EVET EVET), HEZAR CAR ERE (BİN KERE EVET)" diyerek, bu büyük STRATEJİ (ANADOLU SELAM/BARIŞI PAKTI)'ye destek olmaktır. O halde ERE/EVET.