Bazen susarsın
Bazen susarsın! Konuşmak kârlı bir eylem olmaktan çıkmış ve çivisi çıkmış şu dünyada kelimelerin hepsi tedavülden kaldırılmıştır.
Bazen susarsın! Gün içerisinde kaç kelime ile konuşuyoruz ki bu hayatta? Sloganların arkasından atılan nutuklar kirlenen kalbimizi temizlemeye yetmezken hangi cümlenin insafına sığınır insan? Bunu anladığında susmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor elimizde.
Bazen susarsın! Konuşmak ile susmak arasındaki farkı fark edince konuşarak anlatamadığın onca derdi susarak anlatmaya çalışırsın.
Bazen susarsın! Konuştuğun makam sana ait değildir ve kullandığın kelimelerin sana ait olmadığını anlayarak sana ait düşüncelere rağmen sana ait olmayan kelimelerle kurduğun cümleleri içinde öldürürcesine susarsın.
Bazen susarsın! Konuşunca kırdığın insanlar gelir aklına, kırdığın kalpler mezarlığına çevirdiğin geçmişine bakarsın ve sessizlik orucuna niyet edersin.
Bazen susarsın! Yok sayarak savunma hakkını hakkında verilen karara itiraz etmeksizin kararın yüzüne okunmasını beklersin.
Bazen susarsın! Hayat dersinin yoklamasında tekrara kalmayı göze alarak sorulan bütün sorulara cevap vermek yerine sana ait bir boşluğu doldurmayı seçersin.
Bazen susarsın! Hangi kelimeyi seçersen karşındakini daha az inciteceğini ince ince düşünerek ince hastalığa tutulur kalırsın.
Bazen susarsın! Tatlı dil dahi yılanı deliğinden çıkarırken bugün söylenen hiçbir sözün insanları konfor alanından çıkartamadığını anlarsın. Konformizm denen bize ait olmayan elbiseyi alarak üstümüze, geçtiğimizde mikrofon başına kurduğumuz hangi cümlenin tesiri olur insanlarda?
Bazen susarsın! “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” hadisi gelir hatırına. Son bir gayretle konuşmak istersin ancak konuştuğunu anlayacak kimsenin kalmadığından korkarsın ve yine susarsın.
Bazen susarsın! Acıyı acıya vurarak acıya duyarsızlaşan bir topluluk karşısında kelimelerin kifayetsiz kaldığını anlarsın.
Bazen susarsın! Ağzından ziyade artık gözlerin konuşmaya başlamıştır ve kelimeler boncuk boncuk yaş olup akıyordur gözünden. Sonra kelimelerin yasını tutup derin bir hüzne boğularak sadece ağlarsın.
Bazen susarsın! Her yanı kanla sulanan dünyada hangi merhamet dilimizi lâl olmaktan kurtarabilir ki!
Bazen susarsın! Vicdanı ile cüzdanı arasında cüzdanını tercih edenin hangi sözü kâr olarak yazılır hesabına?
Bazen susarsın! Boğazın düğüm düğüm olmuştur. Senin için tek çıkar yol olarak yutkunmak kalmıştır. O da boğazında düğümlenir. Ölmek isterken suskunluğun diyetini henüz ödememiş olduğun gelir aklına. Hesap gününün düşüncesinin ağırlığı altında ezilirken ruhun, kelimeler sıkışır damarlarında.
Bazen susarsın! Dün “Diri diri toprağa gömülen kıza!” bugün de sırf Gazze'de doğduğu için katledilen çocuklara hangi günahtan ötürü öldürüldükleri sorulacağı günün dehşetinden korkmayan insanlarla aynı çağda yaşadığın için nasıl konuşabilirsin?
Bazen susarsın! Gazze’de yaşananları birileri hala savaş diyerek tanımlıyor ve katliam yahut soykırım diyemiyorlarsa onlara diyecek bir kelime kalmadığını bilerek yapabileceğin bir tek şey kalmıştır: “Susmak!” Susmak ve onların vicdanlarının sesini duymasına fırsat tanımak. Belki o vakit susmanın bir anlamı olur bütün bu yaşananlar için!
Bazen susarsın! Çünkü anlarsın konuştukların artık ağır gelir insanlara!
