Bayramınız mübarek olsun
Muhterem Milat Gazetesi okuyucuları, Ramazan Bayramı’nız mübarek olsun. Başlangıcı rahmet, ortası mağfiret sonu ise Cehennem’den kurtuluş olan 11 ayın sultanı Ramazan ayını tamamladık ve Ramazan Bayramı’na idrak ettik. Siz bu yazımızı okuduğunuz saatlerde bayram namazından evlerinize dönmüş ve ailenizle bayramlaşmış olmalısınız Bayram günleri hasta, akraba ve mezarlık ziyaretlerini ihmal etmeyin.
Bayramlarımızda ilk görevimiz bayram namazı kılmaktır. Siz
bu yazılı okuduğunuz saatlerde Bayram Namazı’ndan evlerinize dönmüş, ev
halkıyla bayramlaşmış olmalısınız. Artık eş dostları ziyaret zamanıdır.
Kabristanlara gidip, ahirete irtihal eden büyüklerimizin mezarlarını ziyaret
etme zamanıdır.
Fitre vermeyi unutmayın
Bu arada Fitre’yi unutmamak gerekiyor. Ramazan ayının
günleri içinde verilmediyse fitremizi ertelemeden vermeliyiz. İslâm
bilginlerinin büyük çoğunluğuna göre, zekâta ilişkin şartlar Fitre’de yoktur.
Temel ihtiyaçların yanı sıra bayram günü ve gecesi gereksinimlerini de
karşılayabilecek kişi, fitre vermekle yükümlüdür. Bu yıl için 70 lira olarak
belirlenen fitre miktarı, en alt dilimi oluşturur, üst sınırı yoktur. Kişi
kendisinin fitresinin yanı sıra çocuklarının, velayeti altındaki akıl
hastalarının ve bakmakla yükümlü olduğu fakir ana babası ve kardeşlerinin
fitresini de vermelidir.
Bayramda hediyeleşme
Hediyeleşme özellikle bayram günlerinde önemsememiz gereken
bir erdemdir. Peygamberimiz, “İman
etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
gerçekten iman etmiş olamazsınız.” buyurmakta, “Hediyeleşiniz ki birbirinizi
sevebilesiniz.” öğüdünü vermektedir. Onun
bu müjdeli beyanlarından hareketle
sevgi üreten hediyeleşmeyi İslâmî bir görevimiz olarak algılamalıyız.
Peygamberimizin dilinde birbirimizi sevebilmenin bir yolu da
hediyeleşme olduğuna göre, kandil gecelerini, düğün merasimlerini, doğumları
ve mezuniyetleri, ticari
ilişkileri, atanmaları, seçilmeleri ve
ziyaretleşmeleri ve özellikle de bayram günlerini hediyeleşme ortamı olarak
değerlendirmeliyiz.
Gücümüz ölçüsünde ihtiyaç karşılayacak bir maddeden küçücük
bir kitaba, tek bir çiçeğe, bir çift çoraptan bir kaleme ve bir anahtarlığa
kadar her maddeyi hediyeleşme aracı kılabiliriz. Hediyenin basiti yoktur. Yüce
Peygamberimizin “Güler yüz gösterme ve bir çift tatlı söz söyleme de olsa gönül
alıcı hiçbir şeyi küçümsemeyiniz” şeklindeki
öğüdü her tür hediyenin değerli
olduğunu, önemsenmesi gerektiğini açıklamaktadır. Hediyeleşmede çocuklar
unutulmamalıdır.
Akraba ziyaretleri
Her zaman yapılması gereken bu görevimiz, özellikle bayramlar
da ihmal edilmemelidir. Telefonla dahi olsa ilişki kurmalı ve dua almalıyız.
Akrabamızın özellikle hasta ve tutuklu olanları da unutulmamalıdır.
Kâbir ziyareti
Başta ana-baba olmak üzere yakınlarımızın kabirlerini
ziyaret de akrabalık görevlerimizdendir. Bayram günlerinde kabir ziyareti
yapmamız için dinimizde özel bir teşvik yok ise de engel de yoktur. Barışma
Günleri
Peygamberimiz Müslümanların üç günden fazla dargın
durmalarını yasaklamıştır. Bu sebeple özellikle Bayramlarımızı, birbirimizi
bağışlayarak dargınlıklarımızı gidereceğimiz günler olarak değerlendirmeliyiz.
Çünkü bağışlamak, Cennet’i ve armağanlarını kazandıracak işlerdendir.
Nefislerimize ağır geldiği için kendimizi Cennet kazandıracak erdemlerden
yoksun bırakmak akıl işi değildir.