Bayramda bir yetim gördüm
Siz hiç başını okşadığınız bir yetim buldunuz mu bu bayramda? Ben buldum ve başını okşadım. Hem şeker hem ekmek hem de oyuncak verdim. Siz de ruhlarınızı derin kuyulara sarkıtıp rahatça bulabilirsiniz yetimleri.
Boş verin ellerinizi, yetimlerin saçlarında eğlensin onlar. Sizi kendi rüyalarınıza götürsün yetim kalmış bir rüya. Ya da yetim kalmış bir hayal. Onların bir kısmı annelerinin kucağında babalarını bekliyorlar. Babam gelecek diyor birisi. Ne zaman gelecek? Bu bayram gelecek. Peki bekle, bekleyelim... Bayram oluyor, yine onu görüyorum. Boynu bükük yatmaya çalışıyor, bu bayram gelemedi, diğer bayrama gelecek...
Böyle ahlar içinde dertleniyoruz yetimlerin dertleriyle. Şeker de versen oyuncak ta para da artık fayda etmez. Belki bir yere kadar çocukluk ruhlarını dindirebiliriz. Şairin dediği gibi "başak bana ait/çocuk benim ülkemdir." Düsturuyla kalplerini fethetmeliyiz yetimlerin.
Bu bayram, gelecek bayram ve diğer bayramlar... Artık gelmeyecek onların babaları. Günleri, ayları, yılları takvimleri bırakacaklar yetim çocuklar. Artık takvim yapraklarından biz yaprakları koparmalıyız. Onlara takvimde yazılı güzel yazıları okumalıyız.
Yetimlerin sahibi var elbette. Kimsesizlerin kimsesi bizim de sahibimiz her şeyden haberdardır. Yeter ki biz Mehmet Akif Üstadın buyurduğu gibi yetimin ahını yağmur duası zannetmeyelim, yetimin çığlığı kaza şimşeği gibi ulaşır insanoğluna. Yetime kötü davranmakla dinini yalanlayanlardan, inkar edenlerden olursunuz der kutsal kitabımız. Ve din nasihattir düsturuyla şu ayet yetişiyor imdadımıza "O halde yetime gelince ona sakın kötü davranmayın." Dar vakit günlerinizde yetimler imdadınıza yetişebilir. Can, malın yongası olur bir vakitler. Hayalimiz, hayallerimiz cehennemden uzak cennetten bir köşe olsun, diyorsanız.
Yağmurlardan rahiyalar seçer gibi bir yetimin derdiyle dertlendi mi kalplerimiz?
Şarıl şarıl akan pınarlardan su içerken mahzun bir yetim yavrunun su içişi geldi mi hatıranıza?
Pencerenizi açıp bahar mevsiminde- koklarken iğde çiçeklerini- işte o vakit hatırladınız mı yuvasız kalan yetimleri?
Baharlar böyle geçerken karanfiller teker teker solarken kaç defa sofralarımızda yer açıldı yetimler için? Yetimi buyur etmekle bereketlenir sofralarımız, biliyor muydunuz?
Bir yetimin hayali pencere pervazında asılı kalmasın. Çadırkentler de sırtını dayayacak bir duvar bulsun yetimlerimiz. Ümmetin yitik yetimleri onlar.
Siperden çıkmış yürekler olalım. Bitmişse kurşunlarımız, dipçikle hamle edelim şeytan günahlarımıza.
Bir vakit sonra göreceğiz ki yeryüzü silinmiş kirlerinden, irinlerinden ve yüreklerimiz.
Ne olur bu bayram güzellik uykularına yatmış çocuklarımızı uykusundan uyandıralım. Ve gidelim yetimlere yetiklere, öksüzlere... Onlara sevgi gösterelim, onlarla ilgilenelim, onlara şefkatimizi verelim. Bir de bahçemizdeki güllerden bir demet devşirip götürelim onlara.
Tüm Dostlarımın Ramazan bayramını tebrik ederim. Nice güzel bayramlara..
Ellerimizu2026
Bir yetimin başını okşadı mı, kalbimizin katılığına şifa bulmak için?
Ayaklarımız...
Bir yetimin ihtiyacını karşılamak, sıkıntısını gidermek için koştu mu?
Yüzlerimizu2026
Kabul olmuş bir sadaka gibi tebessüm sundu mu, yetimin gözündeki yaşı silmek için?
Evlerimizu2026
Kanadı kırık kuş misali yuvasız kalan bir masum yavruya barınak, sığınak ve liman oldu mu; yuva sıcaklığını tattırmak için?
Sofralarımızu2026
Bir yetime yer açıldı mı sofralarımızda, en sevdiğimiz yiyecek ve içecekler yetimi buyur etmekle bereketlendi mi; karnını doyurmak için bir yetimle paylaşıldı mı