Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2968.40
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 May 2022

Bayram denilince…

Arınmış olarak Ramazan’ı uğurladığımız günler vesilesiyle kalan ömrümüzü bereketli, sağlıklı ve huzurlu geçirme çabasında olmalıyız ki, tövbelerimizin kabulü de ancak bir daha dönememek üzere günahlardan uzaklaşmakla mümkündür.

Merhum Abdürrahim Karakoç’un,

Alem-i İslam'a rahmet su gibi
Aksın bayram olsun bayramlarınız.
Evleriniz cennet kokusu gibi
Koksun bayram olsun bayramlarınız.

Mısralarına gönülden ‘âmin’ derken Âşık Davut Sularî’nin aklıma düşen sözlerini paylaşmak istedim.

Bugün bayram günü âlem eğlenir
Sen bizim yaylaya gel başın için
Dertliler oturmuş derdin söyleşir
Etme intizarı gül başın için.

Onu ‘Bostan ve Gülistan’ eserleriyle biliriz. İran’ın Şiraz şehrinde doğup, Bağdat’ta eğitime başladıktan sonra uzun bir dönem Hamedan ve Horasan’da dolaşan ve daha sonra Mekke’de ve Şam’da ikamet eden Sadi Şirazî (1193/1292) şairliği kadar mütefekkir olarak Farsça yazdıklarında Arapça beyit ve ibareler kullanan Şirazî’nin hikâyeciklerinde tasavvuf idealizminde didaktik öğretilere rastlarız.

Bostan ve Gülistan sadece doğu edebiyatının değil, dünya edebiyatının ölmez eserleri arasında gösterilir ki, “Kudretiyle can, hikmetiyle söz yaratan Yüce Allah’ın adıyla başlıyorum” duasıyla başlayan Bostan’da Şirazî Allah’ın günahkâr kullarını görüp tövbelerini kabul ettiğini ve onları bağışladığını; kötü davranışlarından ötürü kuluna hemen gazap etmediğini, tövbe etmesini bekleyip, tövbe sonrası günahsız olarak hayatını idame ettirdiğini ifade etmektedir.

“İncinip incitme sakın” diye öğütlerine devam ederken halkı ağaca benzetir ve “Baktığın kadar meyve verir” diyerek günümüze ışık tutan cümlelere yer verirken dostu ve düşmanını ayıramayan sultanın acizliğinden söz eder. Hak sözün nerede ve hangi şartlarda olursa olsun söylenmesi gerektiğine vurgu yaparken “Doğru bildiğini söylemeye devam et, zira hak söz söylenmelidir” diyerek devleti yönetenlere nasihat ederken, yöneticilerin halka hizmetlerinin ibadet mesabesinde sayılacağına dikkat çekiyor. Parlak sözlerin ibadette yeri olmadığını, kalbi temiz uluların hırkalarını kaftanlarının altına giydiklerini ifade edip, ardında hayırlı eserler bırakırsan adının daima hayırla anılacağını söyler.

Sırası gelince konuşmamanın da kusur sayılacağını söyleyen Şirazî’nin Bostan’ında daha neler var neler…

Bayramlık yazımızda o kadar bilgiyi aktarmanın zorluğunu takdir edersiniz. O nedenle ister tavsiye deyiniz, isterseniz tanıtım gayesi, ne derseniz deyiniz ama kütüphanenizi Beyan Yayınları’nın 503. kitabı olarak Osman Koca tarafından yayına hazırlanan ‘Bostan ve Gülistan’ ile buluşturmanız dileğiyle bayramınızı tebrik ederim.