Bayram
Temmuz ayı sıcaklarla birlikte geldi. Birçok sevinci ve gelişmeyi de beraberinde getirdi. Öncelikle sıtkımızı sıyıran pandemi perdesini aşı ile aralayıp nefes almaya başladık. Önceki gün, ilk kez bir askeri darbeyi sivil bir hükümet ve silahsız sivillerin işbirliği ile önlemenin coşkusunu yaşadık. 15 Temmuz’un beşinci yıldönümünün ardından dolu dolu bir bayram haftası başlıyor.
Fırsatını bulan herkes kendisini bir tatil beldesine attı.
Özlediği doğa ve denizle kucaklaştı, yaylada yürümenin, ormanda temiz hava
almanın; Ege, Akdeniz ve Karadeniz’in mavi sularında kulaç atmanın keyfini
çıkarmaya başladı. Tatile gidemeyenler de memleketinin yolunu tuttu. Ciğerlerimize
şöyle temiz bir hava çekip1,5 yıldır bizi sıkan kıskaçlardan kurtulduk, “Dışarıda
da hayat var” demeye başladık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı’nda bizi
küçük görenlere bir hayli bayram şekeri hazırlamış durumda. Devlet Bahçeli ile
birlikte bayrama Yavru Vatan’da başlayacak. 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı’nın
yıldönümünde bizim ayrılmaz bir parçamız olan Kıbrıs’ın ayaklarının üzerinde
durması için müjdeleri birbiri peşi sıra sayacak.
***
Kuzey Kıbrıs, 1983 yılında yeni bir Türk Cumhuriyeti kimliği
kazandı. Ancak ekonomik açıdan Türkiye’ye bağımlı durumda. Güneyde kendisini
“Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanımlayan Rum devleti, batıdan her türlü desteği alırken
Kuzey Kıbrıs, ambargoların kıskacında yaşıyor. KKTC’ye gelir getiren iki şey
var: Turizm ve yüksek öğrenim. KKTC, o güzelim kıyılarını bile yeterince
değerlendiremiyor. Şimdi hedef, küçük de olsa yaklaşık 100 devletle ticari
ilişkisi olan KKTC’nin bu ticari faaliyetlerini genişletmek. Çünkü kural hiç
değişmiyor: Bayrak ticareti takip eder.
Kuzey Kıbrıs’ın artık müstakil bir devlet olarak tanınması,
batılı ülkelerce uygulanan ambargoların kaldırılması ve çıkarılacak doğalgaz ve
petrol sayesinde kendi kendine yeter duruma gelmesinin zamanı geldi. Rumlar, 50
yıldır adanın kuzeyinde yaşayan Türkleri yok saydı, federasyona yanaşmadı. Avrupa
Birliği’nin kanatları altına girdikten sonra bu ihtimal de tamamen ortadan
kalktı.
Türkiye, akıllıca bir hamle ile terörle mücadelede
başlattığı konsept değişikliğini bir süre önce Kıbrıs’ta uygulamaya başladı.
Önce 50 yıldır kapalı bulunan altın kumsallara sahip Maraş’ı turizme açtı.
Ardından Geçitkale Havaalanı’nı yenileyip İHA ve SİHA üssü haline getirdi.
Şimdi sıra Magosa’da güçlü bir deniz üssü kurmaya geldi. Petrol ve doğalgaz
müjdesi ise Türkiye ve KKTC için tam bir bayram müjdesi olacak.
***
Türkiye’nin kendi bünyesinde yaptığı dev altyapı yatırımları
milli bütünleşmenin ağları olarak vatan topraklarını sararken millet fertlerini
birbirine yakınlaştırıyor. Ulaşımı kolaylaştırıp zaman ve paradan tasarruf
ederken ihracata hız ve ivme kazandırıyor. Sadece havadan değil, karadan ve
denizden de uygun şartlarda kolay ulaşım sağlıyor. Dünyanın dört bir yanından akın
akın gelip Türkiye’nin cennet kıyılarında nefes alanlar ülkemize döviz
kazandırırken, gemilerle ulaştıkları masmavi koylarda nefes alıp serinliyor.
Türkiye, köklü bir medeniyetin büyük temsilcisi olarak
büyüyüp güçlendikçe dünya barışına da katkı sağlıyor. Kuzey Irak ve Suriye’de
kendisine yönelik sinsi hamleleri savuştururken, Karabağ’da barışı ve adaleti
sağlayan taraf konumuna geldi. Şimdi aynı adaleti, ABD ve Rusya’nın cehenneme
çevirdiği Afganistan’da sağlamaya geldi sıra.
Bu bayram, Doğu Akdeniz’de suları serinletirken Türkiye’nin
gücünü ve adaletini başta Kıbrıs olmak üzere yeni coğrafyalara taşımanın
başlangıcı olacak. Bir uçak gemisi konusundaki Kıbrıs, Türkiye’nin Doğu Akdeniz
hâkimiyetinin merkezi durumuna gelecek. Vira bismillah diyerek kurbanlarınızın
Allah indinde kabul olmasını diliyor, bayramınızı tebrik ediyorum.